IŞİD’in sureti ve aslını kastediyorum. Dünya en çok AKP’nin IŞİD’e olan desteğini konuşuyor ama diğer ülkelerin de arda kalır yanı yoktur.

IŞİD’i beslediği, barındırdığı, Ankara Katliamı’nda kucak açtığı, mecliste önerilen IŞİD’i araştırma dosyalarının üzerini örttüğü AKP gerçeğini dünya biliyor. Bir de maç sırasında yuhalanma konusu oldu, tam AKP’nin istediği durum; IŞİD’e değil Paris’te katliamda ölen halka düşmanlık. Ölçüyü sadece tribünlerden alıp topluma küsme noktasına gelmeyelim.

Bugün AKP, G20 ülkeleri ile oturmuş sözüm ona Ortadoğu’dan IŞİD’i nasıl temizleyeceklerini, kendilerini nasıl koruyacaklarını konuşuyor. Paris’te katliam yapan IŞİD konusunda ülkelere öğütler veriyor. Bir numaralı sahtekarlık!

Oysa Silvan’da Kürt halkını yok etmek isteyen kapısının önündeki kadınları öldürten AKP, polisin, askerin yanı sıra videolardan izliyoruz, katliamcılar arasında IŞİD’cileri de kullanıyor. Sadece Türkiye toprakları değil Suriye’nin kuzeyindeki Kürt halkını yok etmek asıl hedefi olmuş durumda, IŞİD’i beslemeye devam ettiğini gösteriyor.

Erdoğan G20’yi “tampon bölge” hadisesi ile sıkı pazarlık masası olarak değerlendirmeye çalıştı. Suriye’nin kuzeyinde YPG’yi durdurmuş, topraklarına girmiş, Esad’a kafa tutmuş, mülteci krizinde büyük adım atmış olacak.

Kobane’deki imkansız denilen durumda görülmüştür ki IŞİD ile gerçek anlamda savaşan ve adım adım gerilten YPG olabildi. Bu nedenle AKP’nin G20’yi yanına alarak YPG’yi geriletme, Suriye’ye girme stratejisinin tutması mümkün gözükmüyor.

Uyduruk fotoğraf kareleri ile G20’nin güçlü ve dediklerini kabul ettiren ülke görüntüsü yalandır. AKP’nin isteklerinin gerçekleşmeyeceği Obama’nın konuşmasından bellidir. Öyle bir toplantıyla birbirini yiyen bu ülkelerin, kıyıcı pazarlıklarının kapanmayacağı aşikardır. Ayrıca dünyanın bir numaralı sandığı Amerika’nın IŞİD ile savaşmak konusunda ne kadar cılız laflar ettiği de ortadadır. IŞİD’in elinden kurtulmak dünya halklarının kendi ellerinde olduğu bir kez daha çırılçıplak bir gerçektir.

Ortadoğu’dan nemalanmak isteyen Fransa, Almanya, Büyük Britanya ve asıl 2003’teki Irak işgali ile Amerika egemenleri IŞİD’i yaratan asıl melanettir. Hollande’nin bir zamanlar Bush’un olduğu gibi savaş nağraları yeni IŞİD’ler yaratacak niteliktedir. IŞİD’i Ortadoğu topraklarında onların savaş politikaları yarattı. AKP gözleri önünde IŞİD’e yardım ederken aslında diyecek hiç bir lafları yoktur. İki numaralı sahtekarlık!

Bazı değerledirmelerde Paris Katliamı’nın ardından Avrupa’nın bundan sonraki dönemi, eski bir teze dayanarak “medeniyetler çatışması” başlangıcı olarak adlandırılıyor. Ortadoğu halklarına ve kendi halklarına katliam yaratmış egemenlerin yönettiği ülkeler medeniyet olarak tariflenmemelidir. Ortadoğu halklarına “demokrasi” adı altında katliam taşımış bu nedenle kendi halklarına da katliam getirmiş olanlar katildir, gangsterdir başka bir şey de olamazlar.

Basbayağı karları düşen bu alçak emperyalist ülkeler kendilerine Ortadoğu’nun kaynaklarını ilelebet kazanmak istemişlerdir. Ama asıl sorun kendi aralarında kimin az kimin çok alacağındadır, Erdoğan da sıraya girmeye çalışmaktadır. Bildiğimiz, okuduğumuz dünya savaşları olmasa bile halklar yaşadıkları yerlerde topluca katledilmektedir. Egemenlerin başına bir şey gelmezken Ortadoğu’da bombardımanda veya şehirlerde katliamlarda büyük acılar yaşanmaktadır. Milyonlarca insan yaşadıkları toprakları terk ederken hayatlarından olmaktadır. Olan hep halklara olmaktadır.

G20’de kapitalizmi kötülerken bulduğumuz Erdoğan’ın tek derdi tabanına seslenebilmek yeri geldiğinde büyük emperyalistlere posta koyar görünebilmek. Ali Koç gibi milyonların emeğini lime lime sömüren bir patron olsa olsa insanların öldüğü değil de sömürünün devam edebilmesi için insanların yaşadığı bir kapitalizmden yanadır. Üç numaralı sahtekarlık!

G20’deki bu sahtekarlıkların hesabı sorulmayacak mı derseniz emin olun doğanın kanunları gibi tarihin kanunlarına dayanarak kesinlikle sorulacak diyorum. G20’ciler de bunu bildiği için olabilecek en kıyı şeridi olan yere, Antalya’nın Belek ilçesine kaçtılar. Yoldan geçen herkese gözaltı ve sopalı sivilleri halkın üzerine salarak ortaya konan tepkilerin üzerini örtmek istediler. Örtemedikleri, denize döktüğümüz günler de olacak.