Kürt halkının hayatta kalma mücadelesi ile batıdaki muhalefetin hayatta kalma mücadelesi bir yerde buluşmuş durumda. Batının göbeğinde Ankara’da yaşadığımız katliam sonucunda AKP ile bir hesaplaşma dönemi de başlamış oldu. 1 Kasım seçimibu dönemin tarihsel kavşağını oluşturacak. Katillere sandıkta diyecek çok lafımız olacak. Bunu, sınıf mücadelesinin de halklar mücadelesinin de büyük fırsatı olarak görmek gerekiyor.

Seçimin son haftasındayız, Erdoğan’ın emri ile AKP’nin her türlü melanetini bekliyoruz ama bir belirsizlik içinde yüzmüyoruz. Hem meclise girmiş olan HDP ile hem de sandıkları toplumsal olarak sahiplenen bir hava ile düzenbazca 4 gün tatil ilanına sığınan AKP’nin bu eli de boşa düşecek. Dört günlük tatil sandıklara sahip çıkmaya, seçim çalışması yapmaya, oy kullanacağı yere ulaşmaya yarayacak.

Mesela eminiz ki HDP’nin artık bir baraj sorunu yoktur. Ve yurtdışında yapılan seçimlerde katılım oranı %25’e yakın bir şekilde artmıştır. Evrensel bir düzeyde kader anını belirleme aşamasında olduğumuzun farkındayız.

Ve biliyoruz ki HDP etrafında kenetlenen güçler çoğalmıştır, Erdoğan’ı devirme konusunda ikircikli durumlardan çıkılabilmiştir. 

Devletin tüm baskı, şiddet, tutuklama, saldırı, ölüm ve faşizm ortamına rağmen HDP’ye kaybettiremediler. Bir gider bin geliriz geleneğini sürdürdü.

***

AKP’nin gidişi nereden bellidir? Yenilen bir pehlivan sonuçta bu seçimde de kaybettiğinde üçüncü seçimi dayatır mı diye hesap ediyoruz. Bu da hiç hayırlı bir durum değildir. Bu nedenle tüm muhalefetin Erdoğan’ı gönderene, yerine demokratik bir seçenek koyana kadar saflara demek dışında bir seçeneği yoktur.

Davutoğlu’nun, hava şartlarının AKP’den yana olmasına, oluk oluk devlet imkanlarını kullanmalarına rağmen en son Yenikapı’da yaptığı mitingi sefilliklerini gösterdi, yaptıklarının kendi içlerinde bir inandırıcılığı kalmamış veya Davutoğlu iyice bir oyuncağa dönmüş görünüyor. 

İktidar olmalarına bir türlü yetemeyen oy oranını yükseltmek için ölüm ve katliamlardan canice medet umması da yok oluşunun işaretidir. Davutoğlu “Ankara oy oranımız için işimize yaradı” mealinde konuşuyorsa daha da gaddar olmaya çalışacaklardır. Bu hayati durumda da herkes zorunlu el birliği yapacaktır.

Bu döneme göre yapılandırdıkları devlet mekanizması bir katliam sistematiğine göre işliyor.Dilek Doğan’ın evinde annesinin gözleri önünde polis kurşunu ile katledilmesi bu sistematiğin bir işidir. Ankara katliamını Kürt halkına ve solculara yıkmaya çalışırken bunu yaptılar. Ve IŞİD’in katilleri ve polisin koruduğu birer birer açığa çıkıp konuşulmaya başladığı sırada Davutoğlu yine kükredi “nankör DAİŞ” diye, bu sadece bir aymazlık olamaz, malumun ilanı mıdır nedir ,sanki yakın arkadaşına sitem ediyor.

***

Ankara katliamı öncesinde KCK yetkililerinin“1 Kasım’a katkı sunmak üzere” diye ifade edilerek çatışmasızlık açıklamalarının gelmesi sadece ve sadece AKP’nin işine gelmemişti. 

Bir seçim daha başkan olamayan, seçimi geçersiz kılmak isteyebilecek yüzlerce ölüme yol açacak süreci isteyecek Erdoğan’a, muhalefet nasıl bir cevap gerekiyorsa şimdiden hazırlığını yapmak zorundadır. Sandık başında, sandık sonunda, seçimler açıklanmadan, açıklandıktan sonra gözünü kırpmamalıdır.