Gaddarlığının düzeyini gördüğümüz Erdoğan, ülke için Kenan Evren, Tansu Çiller gibi gerçek bir fanidir. Bu gelişmeler gösteriyor ki Erdoğan’ın “Kürt sorunu diyip duruyorlar o da neymiş” diyerek geri getirmek istediği “kart kürt” dili çok gerilerde kalmıştır bu alçakça maya tutmuyor tutmayacak.
Bu katliam zincirinden Erdoğan’ın başkan olarak çıkamayacağı çok açık ortadadır düşeceği çukura giderken “ayağımı ne kadar sürüklersem o kadar insan yok olur. Ben düşeceksem herkes düşsün” diye çabalamaktadır.
***
Seçim için pek çok varsayım yapılabilir ama Erdoğan’ın başkan olamayacağı kesindir bir varsayım gibi anılamaz. AKP seçim bildirgesinde bile tüm iddiasını ve özgünlüğünü yitirerek CHP’ye benzetmiş tek başlarına iktidar olamayacaklarını şimdiden göstermiştir.
Kürt halkına yapılanlar milliyetçilerin MHP kanadında toplanması dışında AKP’ye yaramıyor. İçindeki bir kısım insanı ürkütür bir duruma geldiği söylenebilir. En önemlisi toplumun bu dönemden yılgınlıkla falan çıkacak durumu asla yok. Çünkü %13 başarısı kale kapısı gibi durmaktadır, vicdan saati Kürt halkının ve asker cenazelerindeki ailelerin öfkesi Tayyip’e yönelerek ilerlemektedir.
Hacı kardeşimize yapılanlar için saydığımız katliamcı dönemlerin failleri el ele vermişlerdir. Aynı akıl aynı eller aynı isimler aynı yöntemler dolaşmaktadır, 90’ların fotoğrafı ile 2015’in fotoğrafı aynıdır. Katliamcı sistematiğin elemanları gelir çantasını açar ve kaçınılmaz devlet görevini, devletin tüm imkanları ile ifa eder. Önceki katliamları aklanmıştır, AKP eli ile kollanmış ve bugünlere saklanmışlardır. Sonucunda ne olacak tartacak durumları yoktur “istikrar için emri ben verdim” diyenden emri çoktan almışlardır. Emri veren yargılandığında alaşağı edildiğinde, bu insanlıktan nasibini almamış takımı da göreceğiz.
Bu el ele vermiş karanlık kafaların dertleri yalnızca Kürt Halkı’nı değil hepimizi tehdit etmektir, korkuların içine gömüp her türlü atı koşturmak istiyorlar. Herkesi meydanda toplayan Ortaçağ cellatları gibiler cenazelerimize eziyet ederek sinebileceğimizi sanıyorlar. Bu gelişmelerin toplumu politikleştirdiği çözüm sürecine yaklaştırdığını AKP’yi gerilettiğini göremeyecek kadar kafaları kararmış durumda.
Biz bu tehditleri, gaddarları daha öncede gördük, Kürt halkı yüz yıllardır görüyor, elbette bir kurtuluşumuz var, derdimiz bu dönemin çabuk kapanması barışın hakim olması ve ölümlerin durmasıdır.
 
***
Bu ortamda Ahmet Hakan’ın saldırıya uğraması normal görülsün istiyorlar. Batının insanlarına da “rahat yok, özgürlük yok, ağzınızı kapatın” demek istiyorlar. Gazetecilerin kafasına dayanan silahların dayarken patladığı raddeye kolaylıkla taşıyalım istiyorlar.
Çözüm sürecinin varlığının kıymetini tüm kesimler tartışmasız bilmek zorundadır. Bu nedenle CHP seçim bildirgesine kürt sorununa daha esaslı yer vermek durumunda kalmıştır..
AKP iktidarını Erdoğan’ın başkanlığına kurban etmiş bulunuyor. Buzdolabı hikayesi işlerine yaramadı “beni başkan yapın buzdolabından çıkarayım” mesajına “seni başkan yaptırmadık” cevabını aldı yine alacak.
Erdoğan’ın tehdidinin sökmeyeceğini savaşını boşa çıkaracağımızı başkan olamayacağını daha güçlü söyleyebilmek için 10 Ekim’de Ankara’da olacak barış mitingi hepimiz için bir fırsattır. Hacı ve bölgede acımasızca katledilen insanımızın, saldırı altındaki tüm basının hesabını sormak için bir fırsattır.

Sakın ama sakın kaçırmayalım!