Bir zamanlar paranın en iyi yönetildiği ülkelerden biri olduğu sanılan İspanya işsizlikte rekor kırıyor. 

Milyarder Soros yine bilindik açıklamalarından birini yapıyor: “Borç krizi daha da kötüleşti. Kapitalizm daha az oynak fakat daha ölümcül bir safhaya girdi.” 
 
Borçları artan ülkeler para bulmak için halkın cebindekini çalmanın yöntemlerini aramaya devam ediyor.
İşsizlik tehdit olurken sıtmaya razı etmeye çalışıyorlar. 
Hükümet kendini kurtarmak için esnekleşen iş koşullarından medet umuyor. Sürüklendiği bataktan işçilerin haklarından daha çok çalarak kurtulacağını sanıyor.
 
Çıkarılan teşvik paketi de planlanan Ulusal İstihdam Projesi ‘de patronlara işyerlerinde daha da serbestlik alanı getiriyor. 
Geçici işçilik, kiralık işçilik gibi uygulamalarla kadrolu çalışmak her işçi için neredeyse yüzyıllar öncesinde kalmış hale gelecek.
 
Her çalışan her işyerinde geçici olacak. Devlet çalışanların sorumluluğundan tamamen sıyrılacak.
Bu süreçlerin ilerleyen aşamalarında, bugün gündemin gerilerine düşen işsizlik konusu Türkiye için de en büyük mesele haline gelecek.
 
Gündemin gerilerine düşmesine neden olan TÜİK’in başkanı Birol Aydemir tarafından çok yakın zamanda bir açıklama yapıldı. 
 
“İstatistiğin kolay olmadığını bazı kamu kurumlarının kayıtlarını kendileri ile paylaşmadığını bu nedenle açıklanan rakamların sağlıklı olmadığını” söyledi. 
 
Kadınları, gençleri, ümidini yitirenleri ve bir çok kesimi işgücüne dahil etmeyerek rakamları yanlış açıklayan TÜİK suçunu açıkça ilan ediyor. 
 
O da esnekleşmenin kuralını kullanıyor: “Suç işyerlerinde devletin hiç bir sorumluluğu yok.” 
Gözümüzün önünde çırpınmakta olan kapitalist Türkiye Hükümeti var.
Çin olmak için etmediğini bırakmayan AKP Hükümeti. Çin dünyanın ikinci ekonomisi ya.
Kendini nüfus açısından Çin’e benzetmek isteyen AKP ezilme şiddeti yaşam hakkını kazanma derekesine gelmiş kadınlara” 3’de yetmez 5 tane çocuk doğurun” diyor.
 
Kadını eve, çocuk bakmaya esir eden muhafazakâr, sağcı, paracı, erkek egemen kafadan olsa olsa kadınların daha çok ölümüne sebebiyet verecek böyle bir söz çıkar.
 
Çin’e benzeme çabalarını hızlandıran hükümetin maliye bakanı Mehmet Şimşek açıklama yapıyor. 60 yılın krizi geride kalmış. Türkiye güneydoğu ve doğusu ile Çin’e benzeyecekmiş. 
 
Ucuz işgücü cehennemi. Böylece bir yandan bölgeye iş imkânı götürdüğünü savunacak. Daha çok esnekleştirerek, nüfus daha çok çoğaltılarak.
 
Fakat bu arada Avrupa, ABD’nin talebinin düşmesinden olumsuz etkilenen Çin’de büyüme geriledi. Ülkeler birbirinden alıp verdiği için birinin ekonomisinin kötü olması diğerlerinin ekonomisinin de kötü olması anlamına geliyor. Çin krizden kaçamıyorsa Türkiye hiç kaçamaz. 
 
AKP Hükümeti de kaçamaz. Çünkü medet uman. Çünkü aciz.
 
Kırbaç yine en alttakilere, yük yine esnekleşen iş yaşamına mecbur bırakılanlara, zulüm işsiz kalmamak için olmadık iş koşullarında çalışmak zorunda bırakılanlara. Bu nedenle ölüm hep işçilerin payına.
 
Neyse ki “1 Mayıs”ımız var. Bayramını kutlayacak gücünü büyütecek örgütlü mücadelemiz var.
 
Meydanlarda dalga dalga yankılanacak yumruklarımız ve sloganlarımız var. 
 
Emekçilerin aklı ve elleri var neyseki. 
 
Kendi başına hiç bir anlamı olmayan patronun parası, tuğlası, malası bu eller sayesinde bir araya gelip üretime geçebiliyor.
 
Bu eller üretiyorsa, günü gelince “sen dur bakalım” demesini de bilecektir.
 
İstanbul Davutpaşa’da maytap atölyesinde 21 kişinin yaşamını yitirdiği korkunç patlama davasının 9. Duruşması oldu. Mücadele eden aileler de oradaydı. Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın’ın da sanık sandalyesine oturacağı sonucuna varıldı. 
 
İşçi ölümleri davalarında yargılaya yargılaya kazanacağız. 
 
Belediye başkanları da, bakanlar da, patronlar da yargılanacak. İşçi ölümlerinin hesabını verecek. 
 
1 Mayıs sözü ve gücü kazanacak.