7 Haziran geldi çattı, dört partiye yoğunlaşmış ama kader anında AKP HDP arasında ne olacağına soluksuz dikkat kesildiğimiz bir genel seçim süreci olacak. Bu arada her gün direniş her yer direnişle dolu. Binlerce işçinin her yerde metal iş kolunda iş bırakması greve çıkması çok büyük mücadelelere adım adım ilerlediğimizi gösteriyor, tam bir işaret fişeği diyebiliriz. Gezi’de bir perde kalktı diyorduk ya bana seçimle bir perde daha kalkacakmış gibi geliyor, size de AKP son perdeyi oynuyormuş gibi geliyor değil mi? 

 

Gezegenin öbür yanında haberler iyi değil bunu da bilelim. AKP’den her şey beklenir derken IŞİD’in Öncüpınar sınır kapısına doğru ilerlediği haberi düşüyor bugünkü manşetlere, AKP’nin seçimden hemen sonra tek başına iktidarı alırsa, savaş çıkarmak istediği gelen büyük krizi başka türlü örtemeyeceği gün geçtikçe burnumuza gelen kötü kokulardan anlaşılıyor. Biraz daha zaman geçse o kadar kötü kokular yayılacak ki muhalefet bile olması ihtimallere kalacak.
Tır meselesine Erdoğan’ın bu kadar efelenmesi Cumhuriyet’e “ben bunu burada bırakmam” şeklinde açık tehditler savurması, savaş ortamı yaratmaya kafayı kırdıklarını ve oyunlarının bir yerde açık edildiğini yeniden düzenlemek zorunda kalacaklarını gösteriyor. “Bayırbucak Türkmenleri biz yardım almadık” diye açıklama yapıyor yine susmuyorlar. 
***
Yine dönelim iyi haberlere; Türkiye eylemlerle ve başkaldırı ile kaynıyor buradan sandığa sağlam bir cevap hazırlığı olduğunu anlayabiliyoruz, güvenebiliriz, sandık başlarına bu başı diklikle gidebiliriz. Sandık güvenliği sokak diyenin de seçim diyenin de temel görevi haline geldi. Gezi’nin tarihsel kitleselliği sandıklarda halkın oylarına sahip çıkan müşahitler olarak karşımıza çıkacak. O kararsızlar var ya bence onlar da kararlı bir AKP karşıtına dönüştü, HDP’nin barajı geçmesinin telaşı kafalarının bir yerine yerleşti bile.
Metal işçilerinin canlılığı bir yandan, Gezi’nin ikinci yıldönümündeki canlılık bir yandan, HDP’nin mitinginin görkemi bir yandan, doktorların “beyaz öfkesi” bir yandan… 
Beklenen her türlü melanetin yanı sıra AKP’nin hükümet kuramayacağı çok ciddi bir ihtimal olarak görülüyor. Yolun başında 400 milletvekili ile ağzını açmıştı şimdi hükümet kurması için gereken 276 ciddi bir risk altında. 
Doğrusal bir AKP’nin oy oranı artışı ile değil depremli geri gidişle boğuşuyor. Ağrı’da provakasyon yapıyor açıkça ortaya seriliyor, Adana’da bomba yolluyorlar felaketten dönülüyor, HDP mitingini yasaklamak istiyor bunda da batıyor, Gezi yıldönümünü engellemeye çalışıyor mümkün olamıyor, Türk Metal’le “işçiyi bastırırım” diye hesaplamış boşa düşüyor.
Taksim’i polisten kafes altına alıyor almasına da herkes içinden “Gezi her gün püfür püfür bizim ya sen ona bak” diyerek ikinci yılında daha bir kararlı meydanlara çıkıyor, “her yerdeyiz” diyor. Her yıl meydanına taşıdığımız bir ayaklanma, Gezi Şehitleri anması var.  Nasıl 77’den beri 1 Mayıs Şehitlerimiz 38 yıldır unutulmadıysa.
***
Bunlar, yaptıklarının halk tarafından anlaşılmadığını, her yerde halkı imkanları ile satın aldıklarını düşündükleri için gittikçe battıklarını da göremez durumdalar. “Din elden gidiyor” diyerek oy toplamak ve buradan karşısına çıkanları linç ettirmek için ağızlarının suyu akıyor.