Devlet, şikesinden tut, arazi yasasına. MİT için çıkarılan yasadan tut özelleştirme kararnamelerine kadar nasıl acar, nasıl gözü dönmüş bir süreç işletiyor.

 
Sıra bir türlü kadını korumaya, katilleri cezalandırma, sorumlu devlet kurumlarını yargılayacak yasalara gelemiyor.
Kadınların ölmemesi için somut adımlar bir türlü atılamıyor. Kadın cinayetleri kol geziyor.
 
Esin Güneş Siirt’te doğmuş, büyümüş, evlenmiş, öğretmenlik yapan 25 yaşında bir kadın. 
Memleketimizin maddi olgularından birisi nedeniyle hayata veda etti. 
 
Kadın Cinayetleri. 
Kadın cinayetlerinin sağanak gibi olması, Esin’in yaşamı, deliller, davasının seyri, cansız bedeni uçurumun dibinde bulunduktan sonra bizleri bu sonuca götürüyor.
 
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu olarak Esin’in iki davasına katılmış bulunuyoruz. 
Ailesi ile omuz omuza çelik çekirdek bir mücadelenin yolcuları olduk. Yaşam hakkı çalınan Esin ve tüm kadınların hesabını sormak için.
 
Bu maddi olguyu davanın savcısı ve hakimleri görmezden geliyor. Onlara göre maddi olgu yalan tanıkların yalan ifadeleri.
Kadınların Kadınlara Müdahillliğini Kabul Etmek Zorundasınız! 
 
İki davada da iki yılın mücadele örgütü, kadın cinayetleri konusunda toplumun başvuru mercisi haline gelmiş olan platformumuzun müdahillik talebi, mahkeme savcısı başta olmak üzere hakimler tarafından kabul edilmiyor.
 
-Neymiş efendim? 
-Kadınların kurduğu ve yürüttüğü platformumuz kadın cinayetlerinden etkilenmiyormuş. 
-Ne hukuka ne demokrasiye uygun bir açıklama!
Eğer kabul ederse kadınların örgütlenmesine, yasa yapmasına, kadın cinayetlerini durdurmuş olmasına, kadınların korunmasının sağlanmasına, kadınların topluma karışmasına dolaylı da olsa hizmet etmiş olacak. 
Hiç yapar mı bunu?
 
Bakın, görün! 12 Eylül Askeri Darbesi’nden bugüne kaskatı olmuş adalet mekanizmasının erkekler tarafından katledilen kadınlarla ilgili terazisine. 
 
Kadını hiç bir aşamada korumayan süreçlerin bekçisi olan kurumların sırasına dizilmiş mahkeme makamı.
Sen ne bilirsin ki kadın cinayetlerini durdurmak için her yolu zorlayan örgütlü kadınların demokratik ve hukuksal bir şekilde sürece dahil edilmesini? 
 
Bilsen belki AHİM’den aldığın uyarı ile hukuksal olarak buna hakkın olmadığını da bilirdin.
İki yıldır bizim kadınlar olarak mücadelemizde biriktirdiklerimizi. Kazandıklarımızı. Nerden bilirsin senin ceberrutluğunu da katbekat arşın arşın aştığımızı. Aşacağımızı.
 
Ne anlarsın sen? 
Asıl danışman gereken bizleriz. Kadınları kurtaracak olan örgütlü kadınlardır. 
 
Bu ancak senin tüylerini diken diken edebilir.
 
Bizim sözümüz de gözümüzde mahkemede zaten. 
 
Mahkeme salonunu da dosyalarını da dalga dalga doldurduk. 
 
Esin Güneş Davası’ndan avukatlarımızla kazanımla çıktık. 
 
İncelenmesi sürekli ertelenen DNA ve olay yeri için karar alındı. 
 
Yaşam Hakkımızı Vermezseniz Çekilmek Zorundasınız!
 
Yaşam hakkımızın bile sözcüsü görülmek istenmiyoruz.
 
Var olan statüko izin vermiyor, muhafazakârlık bunu emrediyor, kâr getirmediği için devlet kılını kıpırdatmıyor.
 
“Zorundamıyım?” ifadesi ancak reklamlarda geçerli akçedir. 
 
Mahkemede, sokakta, mecliste kadınlar için kadınların müdahilliğini kabul etmek zorundasınız. 
 
Kadınlar, kadınların sözcüsüdür, gözcüsüdür, siperidir. Kadınlar için en doğruyu isteyecek ve yapacak olan kadınlardır.
Biz, kadınların yaşam hakkının yenilmez yıkılmaz çelik çekirdeğiyiz. Her yer her köşe bize çıkar. Bakanlığınız boşuna köşe bucak kaçıyor.
 
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun Aralık.2011’de açıkladığı istatistik verilerine göre (2008 yılının başlangıcından 2011’in Kasım ayına kadar olan zaman dilimi) kaybettiğimiz kadınların %71’i kocası tarafından, %41’i boşanmak istediği için kocası tarafından tarafından öldürüldü. 
 
Esin Güneş boşanmak istiyordu, kocasından sistematik şiddet görüyordu. 
 
Karşılarındaki erkeği reddettikleri için katledilen kadınların oranı %16. Bu tipik olan veri içerisinde ne yazık ki iki genç liseli var artık. Osmaniye’de kadın cinayetine kurban giden 16 yaşındaki Fatmanur Gedik ve Fatmagül Yalçın (halâ “aşk cinneti” olarak haber yapan bazı basını bu yazı vesilesiyle kınıyoruz).
 
Cenazesinde karanlık süreçlerin karanlık ismi Celalettin Cerrah. Hem Hrant Dink cinayetinde hem de Münevver Karabulut cinayetinde korumayan zincirindeki İstanbul Emniyet Müdürü. 
 
Katillere kucak açan olarak anılan isimlerden biri.
 
Devlet tarafından ödüllendirilerek üç yıl önce Osmaniye’ye vali olarak atandı.
 
Münevver Karabulut’un bedeni alçakça bir şekilde parçalara ayrıldığında katiline destek çıkmak için ailesine “kızlarını takip etselermiş” yorumu yaptı. 
 
Aynı mantık Osmaniye ilinde nam salmış belli ki katil köklü bir cesaret buluyor. Fatmagül’ün ailesi 9 kez kızlarının korunması için savcıya, karakola, polise başvurmuş hiç bir sonuç alamamış.
 
Annesi kızına siper olabilmiş. Ama yetememiş...
 
Hep beraber siper olmalım. Fatmagüllerin yaşam hakkını alalım! 8 Mart’a giderken.
 
Annesi Gülay Gedik "Kızımın katili devlet, kızıma sahip çıkmadı. O kadar çok şikayet ettik ama kimse bir şey yapmadı. Kızım göz göre göre öldürüldü” diyerek feryat ediyor.
 
Biz ne mahkemenizi, ne yasanızı, ne sizi biliriz. Valinizi hiç bilmeyiz. 
 
Biz, annenin feryadını biliriz! Tanırız!
 
Bu feryadı bileklerimize sararak yola daha kararlı devam ederiz. 
 
Hem kadınları, hem yolları, hem meydanları bu feryatla kuşatırız. Size bırakmayız.