Roboski (Uludere) Katliamı, Türkiye devletine ait savaş amaçlı F-16 uçakları ile oldu, devlet yetkililerinin büyük bölümünün haberi ve planlaması dahilinde yapıldığı anlaşıldı.

 
Köylünün defalarca geçimi için katırlar sırtından mal almak için sınır geçtiği geri geldiği muhtar, korucu, askerler tarafından biliniyor. Defalarca biliyor.
Sorumlu, Amerika değil, İsrail değil, Türkiye devletinin F-16’sının bombalama emri verilmesi zincirinde olanlardır.
 
“Biz yapmadık F-16'lar yaptı” diyenler suçlu ve büyük bir panik içerisindeler. An be an gündemi işlerine gelecek şekle sokmak için uğraşıyorlar. MİT kapılarını basına açıyor, Roboski’de halkın haklı öfkesi ile karşılaşan Kaymakam’a ödül veriliyor, eski genel kurmay tutuklanıyor, Kenan Evren’in müebbeti gündeme getiriliyor. Tam anlamıyla çelişen gelişmeler, tam suç üstünde yakalananların çelişkileri. Sorunla mutlak surette alakası olan devlet katı ile ilgili gelişmeler sergileniyor.
 
35 köylünün gencecik bedeni elbet yerde kalmayacak. Hangi insanlık vazgeçmiş yaşam hakkından ki Roboski köylüsü vazgeçsin, Kürt Halkı vazgeçsin.
 
F-16'ların alınmasına ve uygulanmasına karar verenler baştan suçludur. Savaş politikalarını, aldıkları devasa teknolojik silahlarla donatanlar baştan suçludur. Siyaseti değil F-16'ları devreye sokanlar baştan suçludur. Kürt sorununda ezen, ezilen ulus çelişkisini reddederek katliamlara açık davetiye çıkaranlar da suçludur.
 
Katliamı yapanlar ancak Kürt halkının düşmanı olabilir. Dün düşmanlık yapanlar, 35 insanın katliamıyla yine düşmanlık yapmıştır. Düşman içimizdedir, gerisi teferruattır. Düşmanla uğraştığımızı, uğraşma zorunluluğumuzu bilmeliyiz.
 
35 genç insanın ölümü hafızalarda yer etti. Ne yaparsa yapsın, bugün, düne göre AKP tartışmalı hale gelmiştir. Elinde olan gücü ile ancak kendisinin hukuken yargılanmasını önleyebilecektir. Toplumun indinde siyaseten önleyemecektir.
 
Geçmişten gelen Kürt sorununda döşenen taşlar yerinden oynamıyor. Dersim katliamı, Diyarbakır zindanı, 90’lı yılların kayıpları, faili meçhulleri, Ceylan Önkol’un hesabı, Uğur Kaymaz’ın hesabı, saymakla bitmeyecek zulmün hesabı ve 35 insanın hesabı yanıbaşımızda hep bekliyor olacak.
 
Roboski katliamını planlayanlar ve uygulayanlar hesap verecekleri günlerden korksunlar.
Katliam bir düğmeye basılarak olmadı. Geçmiş tarihlerin faşizmi hesap vermedikçe, başka şekillerde hortlamaya devam ediyor.
 
Katliam haberi bir gün boyunca saklanıyor. Acaba nasıl bir paket planlamak istediler, kılıflarına oturtmaya çalıştılar. 35 PKK’linin ölümüne övünen bir devlet haberi ile uğraşıyor olabilecektik. Parçalanan katırlardan gıda ve mazot değil silah çıktı kandırmacasıyla uğraşıyor olabilecektik. Fakat katliamdan kurtulanlar var. Tanıklık edenler var. F-16 faşizmi köylülerin hepsini katledemedi.
 
Tanıkların ötesinde burada çözümü arayan akıllar için yegane seçenek Kürt Hareketinin haklı ve güçlü mücadelesi var. Bu seçenekten öteye yol yok!
 
35 köylünün ölümü herkese insan olduğunu, insanlığın kıymetini bir kez daha yaşattı. “İnsanlık ölmedi” dedirtti. Faşizm acımasızsa, toplum da ezilenden yana aklını donattı.
 
Faşizm hiç bir tarihte akıl almaz katliamlarında top yekün insanlığı ortadan kaldıramadı. Alman faşizmi bile ev ev dolaşarak zulümlerden zulüm uygulayarak Yahudi’leri dünyadan yok etmek istediğinde amacına ulaşamadı. Dersim’de binler yok edilirken, nehirler kan akarken faşizm amacına ulaşamadı. Kurtulanlar ve mücadele edenler insanlığı anlatmaya devam etti.
İnsanlıktan korkun F-16’cılar. İnsanlığın adaletinden korkun. Roboski’de geriye kalanlardan, mücadeleyi büyütenlerden korkun.