Özgecan'dan sonra kadınlar “bir çağ yangını” diyeceğimiz zamanlardan geçiyor. Kadın cinayetlerine varan yolda AKP’lilerin, Erdoğan’ın, etek lafı edenin, çocuk lafı edenin, annelik lafları edenin, kahkaha lafı edenin dilleri günahkar. Mahkemelerde gözü kapalı kadın katillerine indirim veren hakimlerin elleri günahkar. Bu günahların hesabı ahirete kalmayacak, ayaklanmanın özü budur.
Kadınlar en başa AKP’yi yazıyor, hükümet memleketin her yerinin parçalanmış kadın bedeni ile dolmuş olması gündemine girmesini istemiyor. IŞİD’e yardım eden hükümetin topraklarında kadınlar yakılarak öldürülüyor. Tek kadın gündemi kadınların eve tıkılıp çocuk doğurmasının karlı ve para getiren bir sonuç yaratması. Kürt sorununda çözüm peşinde olan AKP “ölüm olmuyor” diye övünmesini biliyor ama her gün acımasız boyutlara ulaşan kadın cinayetlerinin devam etmesi gündemine bile girmiyor. Bize de Kürt Kardeşlerimiz gibi ölümleri durduracak bir müzakere zeminini kazanmak düşüyor.
Kadın cinayetlerine davetiye çıkaranların hepsinin kadına yaklaşımı Özgecan ile şahlanan yaşam ayaklanmasında yenilmiştir. İstedikleri tabloya kavuşamamışlardır. Erdoğan, kadınlar evde otursun çocuk büyütsün isterken kadınlar Özgecan’dan sonra meydanlara aktılar. Ayaklanan her kadın kendi bedenini Özgecan’ın yaşadıkları ile aynı karede gördü. Bu felaketi devletin değil kendi ellerinin durduracağına karar verdi. Yürünen yolların kendisi için gerçek kurtuluş olduğunu gördü.
Erdoğan kadınları siyasette, mücadelede görmek istemezken kadınlar her yeri mücadele ile doldurdular. Erdoğan kadınları “erkeklere emanet ediyorum” demeye devam ederken kadınlar “kaderimi ben tayin edeceğim” diyor. AKP gençler üniversitelerini bıraksın evlensin teşvikleri yaparken Özgecanlar üniversiteli olmaya devam ediyor.
AKP’liler her kadın cinayetine verilen tepkide konunun üstünü örtmek verileri gizlemek Aile Bakanı’nı sessiz ve etkisiz geçiştiren bir yerde tutmak isterken her gün her kanalda herkesin gündemine kadın cinayetleri yerleşti.
Şunu anlıyoruz kadınlar bambaşka bir döneme doğru ilerliyor. Gezi’den sonra değişen pek çok şey gibi şimdi Özgecan’dan sonra kadınlar için pek çok şey değişecek. Erdoğan bu yüzden tedirgin bu yüzden feminizme saldırıyor. Kadınlar kazandıkları modern hayata tırnaklarını geçirdiği açıkken bir çağı daha yakalamaya doğru yol alırken Erdoğan kadınların paçasına yapışan vaziyetini sürdürmek istiyor.
Bu yolun sonunda ayaklanma süreklilik kazanacak “kadın katillerine ağırlaştırılmış müebbet cezalarını” kazanacak. O katiller, akıllarından geçirenler bilecek ki ağırlaştırılmış müebbetten kurtuluşları yok. Cezalardaki indirimin kaldırılması kadın cinayetlerine bir jilet darbesi atacak ve hep birlikte göreceğiz kadın cinayetlerini durdurmanın nasıl mümkün olduğunu.
Ayaklanma kadın cinayetlerine karşı yıllardır biriken öfkeyi ve biriken mücadele dinamiğini gösteriyor. Toplumun tipik sorunu etrafında, yılmadan usanmadan, her kadın cinayetinde her yerde her zaman varlığını kadın cinayetlerini durdurmaya adayan kadınlar görüyorsunuz ne kadar yol almışız. Her adımda biraz daha el ele veren ailelerimiz başka evlatları kurtarma mücadeleniz Türkiye’nin dört bir yanını sarmış gördünüz mü? Bu başlangıcın tarihini yazan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu kadınların yaşam hakkını almanın ve ayaklanma çağımızın sigortasıdır.