Biliyorum televizyonlarda ne Erdoğan’ın ne Davutoğlu’nun sesini duymak istemiyor hiç kimse. Ne kadar çaldıklarını, ne kadar diktatör olduklarını anlatan satırları da konuşmaları da istemiyorsunuz. Ama her seferinde bir başka aşamada olduğumuzu unutmayalım. Bir de her ele alışta gittikçe katılaşmak isteyen AKP’yi ne olursa olsun seyrelttiğimizi de unutmayalım.

Gerçekten bana göre bu evre başka bir evre. Bu AKP’liler “deveyi hamuduyla götürmenin” ötesine yani önlerine ne gelirse yemenin çok ötesine geçtiler. Gözümüzün önünde bavul bavul paralarla hırsızlar dolaşıyor. Milyonlarca insanın, Soma’nın Ermenek’in hakkının dolu olduğu bavullar. Bakanları istifa ederek yolsuzluğunu kendi eli ile de tescillemiş olan AKP korumasında gerinerek dolaşan hırsızlar!

Yolsuzlukları sere serpe ortada olan isimlerin hepsi faizi ile paralarını geri aldılar. Hırsıza çaldığını devlet teşekkür ikramiyesi ile birlikte ödedi. İkramiyeli hırsızlık devletin korumasında. Kolluk AKP için, hukuk AKP için, bütçe AKP için yani pek çoğumuzun dile getirdiği gibi hükümet olarak adı geçen yapı AKP Sekreterliği’ne dönüşmüş durumda. Bugünün bir yarını elbette var. Öncekiler de çaldı diyerek AKP’yi destekleyenler bu dünyanın Sultan Süleyman’a kalmadığını da çok iyi biliyorlar. AKP’ye kalmayacağı anlaşıldığı anda film kareleri tersine akmaya başlayacak. O zaman hırsızlar nasıl yürüyor görürüz.

Burada bir parantez açmak istiyorum. Tunus’ta seçimleri laik olan adayın kazanması bize bir olgunun doğrulandığını gösteriyor. Arap Baharı’nı bir komplo olarak gören, dünyadaki halkların uyanışı olarak görenleri küçümseyenlerin yanıldıklarını gösteriyor. Bin Ali gibi bir diktatörü alaşağı eden ayaklanmalar Tunus’u bugün laik bir adayın kazandığı bir aşamaya ulaştırdı. Arap Baharı çok açık ki dünyadaki tüm direnişler gibi Gezi Direnişimize esin kaynağı olan bir yanı da vardı. Diktatörü devirmek konusunda da Tunus’un esin kaynağı olacağını düşünebiliriz. Ortaçağa ulaşmak isteyen AKP’ye karşı laik yaşamı kazanmanın esin kaynağı olabilir.

Cemaat ile kozlarını paylaştığı bu dönemde bu tablo tesadüf değil. Cemaat önemli bir kesimin yaptıkları ve açıklananlar nedeniyle tepki çekiyor. AKP ile birlikte Cemaat de konuya dönüşüyor. Ama şunu bilelim attığı adımlar ve Cemaat de dahil her kesime yaptığı hukuksuzluklar en büyük tehlikenin AKP olduğunun açık göstergesidir. Çektiği kılıçlar en çok muhalif kesimleri doğramak için hazırlanmaktadır.

Gündemi biz belirleyelim somut sorun olarak ortaya AKP’yi koymaktan bir an için vazgeçmeyelim. Sadece bu tutum bile bile bizi mücadelede çok ilerletecektir. Durmadan aynı yere yumruklarımız çalışıyor olacak.

Değneği doğru yere bükmek zorundayız. Bükmeden olmaz, anlaşılamaz. Değneği bükmek Lenin’i karşısına çıkan kritik durumlarda nasıl tutum aldığını ifade eden en akılda kalıcı tanımlardan biridir. Bu yöntem Rusya’daki birleşik mücadelenin önemli aşamalardan, başarılarla çıkmasını sağlamıştır.

Birleşik Haziran Hareketi büyük buluşmalarını üç büyük ilde gerçekleştirdi. AKP’yi yenmenin büyük umudu, büyük tablosu. Bu tabloda değneği hep birlikte AKP’ye bükerek Gezi’nin bir ifadesi olmayı başarmış olmak çok ama çok fazla kesimin yüreğini soğuttu. Gittikçe berraklaşan cevabımızın peşine takılan binlerce insanın olduğunu bilelim.