Bir türlü alınmayan tedbirler, alınsa bile geç kalınan tedbirler…
Koronavirüs salgınında hükümet insan sağlığından çok serbest piyasanın akıbetini düşünüyor. Açıkladıkları ekonomik pakette bu ortaya çıktı. Patronlar için her şey düzenlenmiş durumda ancak işçiler için her şey belirsiz.
İşçiler için belli olan tek şey var. Hayatını sürdürmek için salgın günlerinde bile çalışmak zorunda.
Yıllardır işçilerin sırtından beslenen patronlar bugüne kadar üretilen toplam emekten doğan zenginliği sadece kendilerinin sayıyorlar. En başta da sağlık. İnsanlık bugün sağlığın, özel sektöre teslim edilmesinin sonuçlarını yaşıyor.
Bilimin böylesi bir virüse hızlı bir aşı üretememesi, kökten çözümün zaman alması bir düzey normal sayılabilir ancak, devletlerin hazırlıksız yakalanması tamamen kapitalizmin sonucudur.
Kapitalizmin kar mantığı, toplam emekten çalmaya dayalı sistemi başta, önceki kuşağın emek verenlerinin, bugün yaşamak için emeklerinden başka satacak bir şeyi olmayan işçilerinin ve devasa boyutlardaki işsizler ordusunun büyük kısmını gözden çıkarmış durumda.
Halbuki kamu varlıklarını emek verenler var eder. Bu ülkenin tek düzenli vergisini ödeyenleri işçilerdir. Harcaya harcaya, peşkeş çeke çeke bitiremedikleri işsizlik fonu yıllardır işçilerden kesilen paralarla birikti.
Böylesi günlerde bile emek verenlerin birikimi halk için kullanılmayacaksa, sadece patronları kurtarmaya yarayacaksa AKP artık kendisine oy verenlerin bile hükümeti olmaktan çıkmıştır demektir.
***
Birbirinden ünlü isimler, birbirinden güzel evlerinin birbirinden ferah bahçelerinden sesleniyor bizlere “evinizden çıkmayın” diye. Hükümetin en büyük önlemi herkes kendi OHAL’ini ilan etsin. Fakat nasıl geçineceğimizi söylemiyorlar.
Her iş yerinde, fabrikada, şantiyede, atölyede ücretsiz izin dayatması yapıldığını görüyoruz, duyuyoruz, yaşıyoruz.
Herkesin OHAL’i kendine öyle mi?
Patronların OHAL’iyle işçilerin OHAL’i arasında büyük fark var.
Patronların OHAL’i işten çıkarma, ücretsiz izne çıkarma şeklinde gerçekleşiyor.
Patronların OHAL’inde sağlıksız koşullarda, sosyal izolasyona uygun olmayan ortamlarda çalışmak var.
Patronların OHAL’inde İşçilerin evlerine, yaşlılara, çocuklara virüsü bulaştırma riski var.
Zenginlerin ve ünlülerin villalarından seslenmesi kolay. İşçiler ekmek, sağlık, hayat istiyor.
***
Kapitalizmin gerçek yüzü salgın günlerinde iyice suyun üstüne vurdu.
Salgından bir süre önce aynı gemideyiz naraları atanları şimdi evlerine kapanmış görüyoruz. Aynı gemideyiz teranesi artık bitti.
Zenginler kendi gönüllü karantinalarını oluşturabilir ve yaşlılarını virüsten koruyabilir. Ancak işçiler kendilerini ve ailelerini koruyamaz. Alın size zenginle yoksul arasındaki, patronla işçi arasındaki fark.
Daha önce Hükümet OHAL’i grevleri yasaklayarak patronların lehine nasıl kullandıklarını anlatıyordu gönül rahatlığıyla. Şimdi de piyasalara zarar vereceği için, cepleri dolmayacağı için OHAL’i zararlı görüyorlar.
Herkesin OHAL’i kendine öyle mi?
Öyleyse işçilerin OHAL’i grevdir. Şimdi işçilerin OHAL’ini ilan etme zamanı. Bu sefer yaşam için grev.