Asgari ücret görüşmeleri yalan enflasyon rakamlarıyla başlıyor.

Çok başarılı ekonomi üstadı damat Albayrak enflasyonu %8,55'e gerilettiklerini söylüyor.

Hatta Erdoğan bu yıl kendisine sadece %8,5 zam yaptı. Ne kadar fedakarca. İnsanın gözleri yaşarıyor. 74 bin 500 liracık olan maaşı 81 bin 250 liracığa yükselecek. Fark 7 bin liracık bile değil. Öte yandan gündemde yer tutan bir gerçeği daha da bu hafta öğrendik. Yapılan hesaplamalara göre Saray'ın bir dakikalık gideri 2020 lira. Bir asgari ücretli bu parayı kazanmak için tam bir ay boyunca çalışıyor.

Eşitlik falan hikaye, tam bir yalan. Hem de çokomellisinden.
Bu yalana kimse inanmaz, inanmıyor da. 

Gıdaya %30'dan fazla, doğalgaz ve elektriğe %50'den fazla zam yapıldı bir yıl içinde. Geri kalan temel ihtiyaçlara yapılan zamların ise en azı yine de çift haneli.

Halkımızın geçim şartları damat Albayrak'ı yalanlıyor.

Evet. Gerçek olmayan enflasyon rakamlarıyla masaya oturacak hükümet.

AKP hükümetinin ekonomik kriz sebebiyle zenginlerin azalan karına destek, hatta katkıda bulunmak istediği açık. Üstelik gözleri kara. Ne pahasına olursa olsun patronlardan, zenginlerden taraf olacaklar.

Türk-İş kasım ayı raporuna göre açlık sınırı 2.103 lira, yoksulluk sınırı ise 6.850 lira. Açlık sınırı yeterli beslenebilmek için gerekli miktar, yoksulluk sınırı ise gıda, ulaşım, eğitim, sağlık, ulaşım, giyim, elektrik, doğalgaz gibi çok temel ihtiyaçların sağlanabilmesi için gerekli miktarı belirtiyor. Tek başına yaşayan bir işçinin ihtiyacı ise 2 bin 578 lira. 

Türk-İş'in tek başına yaşayan işçinin geçim şartlarını baz alması doğrudur ancak rakamları ve ihtiyaç kalemlerini bir kez daha gözden geçirdiğimizde yetersiz olduğunu anlarız.

Kapitalist ekonomiye göre bu zam ilişkisi içinden çıkılmaz bir çelişkidir. İlerledikçe içe bükülür. Asgari ücrete yapılacak zamlar derhal bütün kalemlere maliyet olarak yansıtılmaya çalışılır. Kar amacıyla patronlar tüm yükü yine zamlarla halkın üzerinden çıkarmak ister. Dolayısıyla alım gücü tekrar düşer. 

Hatta bunu 2019 yılı içinde bariz bir şekilde yaşadık. Asgari ücrete yapılan %26'lık zammın erimesi 3 ay bile sürmedi. Alım gücü derhal başa sardı. Türk-İş'in 2018 Kasım ayında açıkladığı raporunda 1.943 lira açlık sınırı bugün 2.103 lira.

Burada herkesin bildiği bir yalanı bir kez daha anmak gerekir. Bugün 2.020 lira olan asgari ücrete AGİ (asgari geçim indirimi) dahildir. 2019'da AGİ'yi çıkardığımızda net asgari ücret neredeyse 1.800 lira oluyor. Açlık sınırının 300 lira altında.

Açlık sınırının altında asgari düzeyde bile yaşanamaz. Elbette ilk talep asgari ücretin açlık sınırı üzerine çıkarılması olmalıdır. Diğer değişkenleri de hesaba kattığımızda ise yapılması gereken gereken başka önemli maddeler daha ortaya çıkar.

Mevcut sistemde görüldüğü üzere yapılan zammın erimesi en fazla birkaç ay sürüyor. Bu sebeple öncelikle asgari ücretle çalışan işçilere uygulanan AGİ ve işçinin bakmakla yükümlü olduğu aile bireylerinin sayısına göre yapılan sosyal yardımlar artırılmalıdır.

Bugün gelirine göre en fazla vergi ödeyenler işçi sınıfıdır. Brüt maaş üzerinden hesaplanan vergi kesintileri kaldırılmalıdır. Ayrıca halkımızın temel ihtiyaçlarından KDV, ÖTV gibi dolaylı vergilerde indirime gidilmeli hatta tamamen kaldırılmalıdır. 

Son olarak halkımızın en büyük sorunu borçlardır. Yıllardır açlık sınırının altında bir ücretle çalışmak zorunda olan işçilerin temel ihtiyaç harcamalarından doğan borçlar geçmişe dönük olarak silinmelidir.