Perşembe akşamı yayınlanan iki Türkçe rap şarkısı ve gelen tepkiler, toplumun içinde bulunduğu politik durum için birçok işaret sunuyor. Ezhel’in, Şanışer’in ve Türkçe rapin en son jenerasyonu denilebilecek rapçilerin ürettiği iki şarkının da bir anlamda rap müziğin ruhunu geri kazanmak için çıkarıldığı kesin. Türkçe rapin ruhunu kurtarma fikri, ülkenin içinde bulunduğu sürekli kriz halini anlatmaya çalıştığında da artık hiçbir yerde örneği görülemeyen iki şarkı ortaya çıkardı.
Gençlerin arasında Türkçe popun yerini alarak popüler olan Türkçe rap son dönemde Norm Ender’in attığı diss ile gündeme gelse de 2000’lerin başından itibaren takip edilebilen bir Türkçe rap tarihinden söz edebiliriz. Genel anlamda Türkçe rapin içinde, rapin ana köklerinden de gelen bir isyan fikri bulunsa da politikanın Türkçe rapin ana damarlarından biri olduğunu söyleyemeyiz. Türkçe rap tarihi Gezi Direnişi’nin toplumdaki etkisiyle ortaya çıkan politik şarkıların yanında kadın-erkek ilişkileriyle, sokak kültürüyle, rap müzik içindeki atışmalarla ve genel anlamda kulüp-dans kültürüyle ilgili birçok şarkıya sahip. Yine de son dönemde rapin popülerliğinin artması nedeniyle Türkçe rap daha geniş bir kesime hitap etme, daha önceki dönemlerde hafif pop müziğin doldurduğu yeri doldurmaya başlamıştı. Bu popülerlik nedeniyle Türkçe rapin aslıyla ilgili tartışma Norm Ender’in ‘Mekanın Sahibi’ şarkısıyla (çok geniş kesimleri de kendine katarak) başlamıştı. Şanışer’in başını çekmesiyle üretilen #Susamam ve Ezhel’in #Olay’ı aslında bu tartışmanın bir tarafı olarak ortaya çıkmış görünüyor.
Türkçe rapin, daha genel anlamda müziğin değiştirici ve politik tarafını savunan iki şarkı da sadece dönemsel bir tartışmanın tarafı olarak kalmadı. Ülkedeki baskı ortamı nedeniyle gündemde yer alamayan, konuşulmasına ve tartışılmasına izin verilmeyen konuların bir anda toplu bir şekilde dile getirilmesi, herhangi bir şekilde bir şeylerin ‘iyi’ gitmediğini düşünen herkese hitap etti. Bu durum ülkenin aslında içten içe kaynadığının tüm toplum tarafından bilindiğini, yandaş medyanın tüm kaynaklarıyla pompaladığı ‘“sıkıntı yok, AKP sorunları çözecek” söyleminin kimse tarafından yutulmadığını gösteriyor. Bunu yutmayan en büyük kesim de işsizlikle, ekonomik sorunlarla, bir geleceklerinin olmamasıyla en çok karşılaşan kesim olarak gençler. Gençlerin dinlediği, onların arasından çıkan rapçilerin ürettiği şarkının da bu yönde olması bunu gösteriyor.
Özellikle #Olay şarkısının klibinin (medyada hiçbir şekilde yer almayan ve üstüne konuşulmamış olan) IŞİD’in yakarak öldürdüğü iki askerin görüntülerini içermesi bile medya sansürünün ne kadar büyük olduğunu ve bu genç rapçilerin gösterdikleri cesareti bize anlatıyor. Klibin Youtube’da yaş sınırına dahil edilmesi ise toplumun yüz yüze kaldığı şeyler düşünüldüğünde trajikomik.
Şarkıların içeriği de gençliğin yaşanan krizler içinde kaldığı durumu gösterir gibi. Sorunların farkında olunsa bile bunların nedenleri veya çözümleriyle ilgili fikirlerin azlığı ve eksikliği, tüm toplumun ortasında kaldığı programsızlığı gösteriyor. İktidarın bilerek veya bilmeyerek yarattığı bu sürekli kriz ve çatışma ortamı gençliği fikirsel yönden muhalif bir tavra sürüklüyor, yine de bunun nerelere akacağı, sorunun kaynağını nerede bulacağı veya en önemlisi ne yapacağı hala ortada bir soru. Sanatçıların hakkını teslim edelim, sorunlara getirilen genel bakış genel anlamda birçok muhalif akımın ilerisinde. Bu programsızlık asıl olarak gençliğin apolitikliğinin değil, genel muhalefetin sorunlara bakışının sonucu.
İki şarkı da Türkçe rapin ruhunu kurtarmak için yola çıkıp ülkenin ruhunu kurtarmak için bir adıma dönüşmüş gibi gözüküyor. Toplum ve en önce de gençlik, kendisinin iktidar tarafından desteklenen ideolojik ve politik çöküntüyle değil de ilerici, yenilikçi, demokrat ve modern bir akım tarafından temsil edilmesini istiyor. Gençliğin bu çağrısına cevap verilip verilemeyeceği, gelecek zamanlarda iktidara karşı verilen mücadelenin nasıl devam edeceğini belirleyecek.