Tarkan'ın yeni şarkısı Geççek, rapçilerin Susamam'ı çıkardıkları dönemde olduğu gibi toplumsal muhalefeti heyecanlandırdı. Dolaylı da olsa siyasi iktidar ağırlığı çok yüksek bir sanatçı tarafından hedefe koyulmuş oldu. Yandaşların öfkeli tavırları şarkıyı daha da yüceltti.

Burada şarkı sözleri üzerinden Tarkan'ın siyasi konumunu değerlendirmek haksızlık olur. Ancak unutmamamız gereken bir ilişki var: Sanat eserlerinin politik düzeyleri genel olarak toplumun politik düzeyiyle baş başa gider. Buna göre yapabileceğimiz çıkarımlar var.

Şarkının sözleri, ülkenin içinden geçtiği tüm kriz süreçlerine, politik çatışmalara ve gerilimlere yönelik olumlu bir dilek içeriyor, 'Bu kötü günler geçecek, daha iyi günler gelecek'. Böyle bir dileğe katılmamak elde değil. Ancak burada bir kaçış, sorunlu meseleler bitene kadar bir saklanma ihtiyacının da olduğu ortada. Tarkan 'Yapabiliriz, yenebiliriz' demiyor, 'Sabredelim, bitecek' diyor. Bu görüş elbette yeterli değil ama eksiğin sebebi de Tarkan'ın kendisi değil.

Tarkan burada muhalif düzen partilerinin başını çektiği, toplumun genelinde de ancak son birkaç ayda ancak küçük adımlarla kırılmaya başlayan bir görüşü dillendiriyor. Buna göre başımıza gelen sorunlar ancak birer istisna, olağan gidişattan bir sapma, anormal bir süreç. Bunların tek çözümü de normale, olağana ve çoğu zaman da eski güzel günlere dönüş. Eski güzel günlerden uzağız ancak onlara mutlaka döneceğiz. En büyük dileğimiz bu.

Tarkan'ın kendi kariyeri süresince, seslendiği insanların istek ve dileklerini içten bir şekilde anlama yetisini kazandığını varsayabiliriz. Popüler bir eğlence sunabilmek için yapılsa bile böyle bir yetenek teslim edilmeli. Şimdi de bunun dolaylı bir politik tarafını görüyoruz. Yani Tarkan'ın dillendirdiği bu görüşün toplumun ortalamasında var olan bir düşünce olduğunu kabul etmemiz gerekir. Yaygın olan eğilim gerçekten de budur. Başımıza gelen sorunlar, felaketler büyük tepkilere, öfkeye dönüşüyor ancak toplumun hala avaz avaz dillendireceği bir çıkış yolu yok.

Çünkü henüz 60'ların 70'lerin büyük politik çıkışlarıyla karşılaştırabileceğimiz bir dönemde değiliz. O dönemler bizlere hala daha dinlediğimiz, izlediğimiz işçi emekçi türkülerini, filmlerini kazandırdı. Bir sanatçı kuşağını politize etti. Toplumsal olarak daha bu seviyelerde değiliz.
 
Yine de şu açık, Tarkan bu şarkıyı birkaç ay sonra çıkarsaydı klibinde tekstil işçilerinin yanına mutlaka motokuryeleri de eklerdi. Belki bir dizesinde 'Yapabiliriz' de derdi. Ülkede çok küçük bir kesim dışında hem yaygın bir popülerliği hem de radikal bir eleştirelliği koruyabilen sanatçı kuşağı var diyemeyiz. Buna rağmen Tarkan'ın şarkısında artık politikleşmek zorunda kalan, yeterli yetersiz bir itirazı dillendirmek zorunda kalan bir kuşağı görmeliyiz. Yani bir ilerlemenin işaretlerini görmeliyiz.

Toplum olarak bu noktadan daha ileriye gideceğiz. Hakları için ayağa kalkmak ve bu şekilde kazanmak son dönemdeki işçi eylemleri ile bir seviyede öğrenilmeye başlandı bile. Mücadele yükseldikçe bu gerçek daha da kesin şekilde toplumun hafızasına kazınacak. Bir dönem sonra şarkılar, filmler, sanat eserleri de bunları anlatacak. Yeni kuşaklar da onlarca yıl omuz omuza söylenecek şarkı türkülerini yazacak. Bu topluma da, bu toplumun sanatçılarına da güveniyoruz.