Suriye’de yaşanan savaş sona erdi ama iki blok arasındaki çatışma İran, Irak, İsrail ve Türkiye üzerinden devam ediyor gibi görünüyor. İç savaş bitse de politik ve ekonomik etkileri devam ediyor. En büyük etkilerden biri savaştan kaçarak Türkiye’ye gelen Suriyeliler.

Türkiye’de neredeyse her hafta Suriyelilerle ilgili bir olay gündem oluyor. Suriyelilere kamu alanlarının yasaklanmaya çalışılmasından adli olayların Suriyelilere mal edilmesine ve çeşitli linç teşebbüslerine kadar birçok güncel olay Suriyelilere karşı bakış açısını gösteriyor. Konda’nın 2016 yılındaki araştırmasına göre (Suriyeli Sığınmacılara Bakış, Şubat 2016) Suriyelilere bakış, verilecek geçici haklar düzeyinde farklılık gösterse de gelenlerin kalıcılığıyla ilgili olarak tüm kesimler şüpheli. Çalışma, oturma ve vatandaşlık gibi hakların verilmesi genel olarak kabul görmüyor.

Suriyeli karşıtlığının bir dayanağı uzun bir geçmişi olan Kürtlere karşı olan milliyetçi bakıştır. Kurumsal anlamda Kürt halkının ve haklarının yok sayılmasının getirdiği alışkanlıkların siyasi anlamda etkisi azalmış olsa bile Suriyeli sığınmacı karşıtlığında da söylemsel olarak tekrar ortaya çıkmıştır. Kürt illerinde elektrik faturalarının geniş kapsamlı şekilde ödenmediği iddiası, Suriyeli göçmenler için sağlık ve eğitim hizmetlerinden bedava yararlanıyorlar iddiasına dönüşmüştür. Bu söylemlerin ekonomik ve kamu hizmetlerinden yararlanma/yararlanamama bağlamı üzerinden olması da dikkat çekicidir.

Toplumdaki Suriyeli karşıtlığının en önemli nedeni ise, ekonominin halihazırdaki kötü gidişatı ve kamu hizmetlerinin kimseye yeteri kadar sağlanmamasının bir tür “yetmeme” kavramı üzerinden gelenlerin üstüne yıkılması. Suriyeli karşıtlığının yaygınlığının nedeni; dünyadaki liberallerin tanımladığı gibi zaten ırkçı, faşist, yabancı düşmanı vb. olanların politik etkisinin artması değil. Milliyetçi ideoloji yabancı düşmanlığının körükleyicilerinden biri olsa da Suriyeli karşıtlığının geniş kesimlere yayılmasına neden olan asıl neden ekonomik eşitsizliğin ve buna karşı olan memnuniyetsizliğin artması, buna bağlı olarak alternatif bir çözüm programının yokluğunda bu memnuniyetsizliğe bir hedef noktası araması.

Türkiye’deki emekçilerin bulabildikleri işler, sigorta veya kıdem tazminatı gibi iş hakları, kamu hizmeti olarak geri dönen az orandaki vergi vb. ekonomik kaynaklar gün geçtikçe küçülüyor. Küçülmenin sebebi ise bu zaten küçük pasta diliminin Suriyelilerle paylaşılması değil. Asıl azalma pastanın tamamına göz koymuş, her fırsatta emekçilere düşen dilimi küçülten burjuvaziden kaynaklanıyor. 

Liberallerin sorunu ortaya koyuşundaki ekonomik temel eksikliğinin nedeni, problemin kalıcı ve “yapısal reform” gerektiren parçalarını görmezden gelip Suriyeli sorununu geçici bir şekilde ele almak istemesidir. Ancak sorunun kaynağı olarak ekonomik eşitsizlik, kamu kaynaklarının zaten bir avuç patrona dağıtılması, ayrıca emperyalist dış politika olarak gösterilirse çözüm noktaları da temelli ve kalıcı olacaktır.

*

Türkiye’deki Suriyeli karşıtlığı sadece Suriye savaşı nedeniyle ortaya çıkmış özel bir sorun değildir, kurumsal ve ekonomik temelleri ve bir geçmişi vardır. Kamu kaynaklarının eşit paylaşılmaması, ekonomik gidişatın kötülüğü ve yüksek işsizlik oranları Suriyeli karşıtlığının artmasına asıl nedendir. Söylemleri de Kürtlere karşı yıllarca geliştirilmiş ırkçı düşüncelerden beslenir. Suriyeli karşıtlığına karşı etkili bir program ancak bu temel sorunları da öne koyarak oluşturulabilir.

Türkiye’deki Suriyelilerin sayısı ve durumu göz önüne alındığında, uzun veya kısa vadede Suriye’ye dönüş istenen ve mümkün bir durum olarak görülmüyor. Bu nedenle Türkiye’deki Suriyeli karşıtlığını, bununla beraber ekonomik eşitliği hedefine alan bir program, Suriyeli sığınmacıları da öznesi olarak kabul etmelidir. Sığınmacıları pasif, hareketsiz, sadece iktidardaki politik iradenin bir nesnesi olarak görmek onları AKP’nin insafına terk etmektir. İşgücüne katılan, katıldığı ölçüde sömürülen, dil ve kültürleri nedeniyle bir kat daha ezilen Suriyeliler politik anlamda da bir özne yapılmalı ve olmalıdır. 

*

Damla damla reva görülen eğitim ve sağlık hizmetlerinde Suriyelilerle aynı sıralarda bekliyoruz. Rant nedeniyle bir avuç kalmış parklarda, plajlarda Suriyelilerle birlikteyiz. Sömürüldüğümüz iş yerlerinde, atölyelerde ve fabrikalarda Suriyelilerle birlikteyiz. Bütün buralarda yan yana isek, mücadelede de yan yana olabiliriz, olmalıyız.