Anketlerden yola çıkarak yerel seçim tahminleri yapılıyor. Anketlerle konuşan, anketleri koşturan AKP için artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bu nedenle tanzim satış başta olmak üzere her türlü hamleyi yapmaktan geri durmuyor. Koşulları kendi lehine zorluyor.

Kriz nedeniyle seçim sonuçlarında önemli farklar ortaya çıkabilir. Bu nedenle anket tahminlerinde ciddi paylar bırakılmak zorunda kalınıyor. Her zaman olduğu gibi kararsızların belirleyici olduğu konuşuluyor.

Önceki seçimlerde daha çok AKP’ye oy veren kararsızların veya “herhangi bir partinin tabanı görülmeyenlerin” (Konda verilerinde 24 Haziran’da %36,4 kısmını oluşturuyor) bu seçimde sınıfsal konumlarındaki değişimler nedeniyle hiç oy vermemişlere göre daha büyük tepki ortaya koyduğunu görüyoruz. Bunu da YOL TV’deki röportajlarda açıkça görüyoruz. Bu nedenle emek verenler bakımından adını doğru koymak gerekiyor. Sonuçları ve sonrasını ekonomideki değişim, sınıfların mücadelesi, emek verenlerin örgütlü gücü belirleyecek.

Emek verenler için seçim sürecinde siyasetsiz kalınamayacağı gibi seçim sonucu alındığında da siyasetsiz kalınmayacak. Seçimler sonrasında gündemle işi bitenlerin (şimdi bile öyledir) kenara çekildiğini her zaman olduğu gibi yine göreceğiz. Emek verenler için de her zaman olduğu gibi durum tam tersidir, ekonomik ve siyasal bakımdan sahneye çıkabilecekleri sürece gireceğiz.

Ekonomik koşullar, seçim sürecinde yol alan emek verenlerin mücadelesine çok daha fazla imkan ve alan açacak. Gidişatı asıl belirleyecek olan da budur.

Değerlendirmelerimizi kuvvetlendirmesi için sınıfsal olgulara bakacağız, bunun için yakın zamandaki seçim sonuçlarından faydalanabiliriz.

Yerel seçim değerlendirmesi için genel veriler:

TÜİK Kasım 2018 15 yaş yukarısı nüfus 60 milyon 986 bin, iş gücü 32 milyon 295 bin
31 Mart oy kullanacak kişi sayısı 57 milyon 93 bin 984
İlk oy kullanacak seçmen sayısı 1 milyon 2 bin 392
Geniş tanımlı işsiz sayısı 6 milyon 646 bin
24 Haziran'da oy kullanan öğrenciler (18 yaş üstü) 5 milyon 200 bin, 18-32 yaş grubu 19 milyon, 33-48 yaş grubu 18 milyon 864 bin, 49 yaş ve üstü 19 milyon 919 bin

Bu verilerdeki işsizlik rakamlarının Haziran 2018’e göre arttığını, 18 yaşına girmiş yeni oy kullananların ve 18 yaş civarı yaştakilerin gelecek derdi olduğunu, işgücü rakamını da göz önüne alarak 18 yaş üstü 49 yaş altı olan oy kullanacakların ekonomik krizden doğrudan etkilenenler olarak sandığa gideceklerini veriler ışığında görebiliriz.

24 Haziran çalışan işçilerin ve işsizlerin oy oranı:

Çalışma durumuna göre işçiler arasında (Sendikal istatistiklere göre Ocak 2019 işçi sayısı 13 milyon 412 bin) %41 AKP, %14 CHP, %12 MHP, %8HDP , %5 İyi Parti, %1 diğer partiler, %13 kararsız, %7 oy kullanmayan

İşsizler arasında; %24 AKP, %17 CHP, %8 MHP, %19 HDP, %8 İyi Parti, %2 diğer partiler, %15 kararsız, %6 oy kullanmayan

Bu verilerde de “çalışma hakkını” elde etmiş olmanın ne kadar belirleyici olduğunu görürüz. Epeyce faydalanabilecek 24 Haziran Konda analiz raporunda Nisan 2018’den Haziran 2018’e çalışma durumuna göre AKP’de ciddi erime olduğu görülüyor. İşsiz kalanların ne olursa olsun AKP’ye oy verdiği konusunun şehir efsanesi olduğu da açığa çıkıyor.

Bu bakımdan Erdoğan’ın en yüksek oy aldığı ilçeler arasında geçen emekçilerin yoğun olduğu (Esenyurt %62, Küçükçekmece %68) Muharrem İnce’nin adaylığı ile zora girdiğini, bu seçimde erimenin daha büyük olacağını ön görebiliriz ve takipçisi olabiliriz.

24 Haziran’da AKP’nin eriyen oy oranı, iller bakımından Bahadır Özgür’ün Gazete Duvar’daki “AKP’nin Omurgası Çatladı” yazısında şu şekilde incelenmişti: “En çok oy yitirdiği illerin içinde kaleleri sayılan Konya 134 bin 155, Kayseri 85 bin 740, Malatya 43 bin 368 ile ilk sıralarda yer alıyor. CHP’li yöneticinin öfkeyle göremediği Kütahya’da kayıp 40 bine ulaşıyor. BBP ile ittifaka rağmen Sivas’ta 33 bin oy, Erdoğan’ın mitingde “tütün zararlıdır” dediği Adıyaman’da 31 bin oy gitti. Binali Yıldırım’ın bir avuç insana konuştuğu, fındıkların yola döküldüğü Ordu’daki kayıp 40 bin 519. Elde silah sandık basılan ve AKP’nin sonsuza dek kaybetmeyeceği hissi uyandıran Şanlıurfa’da da 60 bin 872 oy başka partilere verildi. Her seçim rekor kıran Bayburt’ta oy oranı yüzde 73’ten yüzde 57’ye, Bartın’da ise yüzde 54’ten yüzde 47’ye indi. ‘Hani hükümetin Suriyeliler politikasından şikayetçiydiniz’ denilen Kilis’te 15 puan, Gaziantep’te 11 puanlık rekor kayıplar var. Özetle 17 ilde 30 binin üzerinde, sekiz ilde 20 binden, sekiz ilde 10 binden, 18 ilde 5 binden fazla oy kaybı söz konusu. Toplam 71 ilde AKP bir şekilde eridi.”

Büyük iki ilde Ankara ve İstanbul’da sonuçlar belirleyici olacaktır, 16 Nisan referandumunda görülen AKP’nin geriye düşüşü 24 Haziran’da da devam etmiştir, iki büyük ilde (Ankara, İstanbul) toplam seçmen sayısı 14,8 milyon.

24 Haziran İstanbul dağılımı:

Katılmayan %11.6, geçersiz 1.4, AKP 37.2, MHP 7.2, İyi Parti 7, CHP 23, HDP 11, diğer 1.7.

Bu verilerde gördüğümüz gibi ortalığı boş sanıp rakamları top gibi çevirenlere ülkenin geçinemeyen insanları aldırmamaktadır. Bu nedenle anketlerle konuşanlar da büyük paylar bırakmak zorunda kalıyorlar. Ama görüyoruz ki ekonomik ve siyasal gidişat nedeniyle sınıflar hareket etmektedirler. Bu doğrultuda yeni siyasal kararlar ve tavırlar almaktadırlar.

Genel oy hakkının işçi sınıfının kazanımı olduğunu tarihsel verileri ile 18 Brumaire’de ortaya koyan Marx diyor ki “İnsanlar kendi tarihlerini kendileri yapar; ama onu özgür iradeleriyle değil, kendi seçtikleri koşullar altında değil, dolaysız olarak önlerinde buldukları, verili, geçmişten devrolan koşullar altında yaparlar.” Tarihsel maddeciliğin en çarpıcı ifadelerinden biridir diyebiliriz. Sınıf mücadelesinin ne yönde ve ne kadar gelişeceğini öngörmek zordur. Gezi Direnişi’ni ön görmemiştik ama bir an olsun ne meydanı ne siyaset alanını boş bırakmamıştık. Gezi’den sonra çok daha ziyadesiyle böyle olması gereği ortaya çıkmıştı.

Emek verenler verili durumlar altında tarihindeki kazanımları için pek çok yerde direnerek ve sandığa gidecekler.