CHP’den İYİ Parti’ye geçen vekillerin muhalefette yarattığı olumlu etkiyle başlayan, Gül’ün veya başka birinin ortak aday olma ihtimaliyle sallanan ama yıkılmayan birlik havası, sonunda kendi sloganını da buldu. T A M A M, sadece birkaç saatte tüm muhalefetin birleşeceği çatı oldu, herkes de bunu tartışmasız kabul etti.

Muhalif kitlelerin bu çıkışını aslında aynı durumu işaret eden birkaç farklı noktadan düşünebiliriz. İlki, CHP’li vekillerin İYİ Parti’ye geçişiyle başlayan, muhalefet kanadındaki partilerin Cumhur İttifakı’na karşı resmi veya gayrı resmi şekillerde bir araya gelmesi fikridir. Bu fikirde Cumhur İttifakı’nın dışında kalan bütün partiler belli derecelerde anlaşmış görünüyor. Yine de bunun somut bir siyaset olarak ortaya çıkışı maalesef ortak aday görüşmeleri şeklinde oldu.

Ortak aday çıkarmaya çalışmak, birlik fikrinin ilk akla gelen somutlaşması olsa da, tek adama karşı çıkanların çeşitliliğini bir araya getirmesi imkansızdı. Neyse ki gerçekleşmedi. Yine de burada not edeceğimiz durum şuydu; muhalif taraftaki kanaat önderi, köşe yazarı gibi bir çok kişinin bastırmasına rağmen, ortak aday fikri partilerin tabanlarında çok az destek buldu. Yani muhalif kitleler birlik fikrinde anlaşmış olsalar da, ilk akla gelen ve üstten halledilmeye çalışılan adımı kabul etmediler.

İkinci nokta olarak da şunu sayabiliriz. 24 Haziran seçimleri genel seçimler olması nedeniyle, her ne kadar 16 Nisan’ın birebir rövanşı olarak görülse bile, muhalifleri birleştirecek bir slogandan yoksundu. Aslında ortak aday tartışmalarında da bahsi geçen, ‘adayların kabul edeceği bazı ilkeler’ üzerinden yürüme fikri, yine muhalif kitlelerde karşılık bulmadı.

*******

Bu iki noktada da şu çok açık, seçimlerin toplumu politikleştirmesi, onların sadece oy verme/sandığa gitme halleriyle ilgili bir süreç değil. Bu süreç kitlelerin aktif siyasette tavır alabilmesine ve koca partilerin koca stratejilerini de değiştirebilmesine olanak sağlıyor.  Bu öyle bir durum ki, hiçbir parti kadrosu, yönetimi, kanaat önderi veya düşünce kuruluşunun tahmin edemeyeceği veya çözemeyeceği problemlere çözümler getiriyor.

Muhalif kitlelerin yukarıdaki iki noktaya getirdiği #Tamam fikri, hem partilerin nasıl bir araya geleceğini, hem de tüm muhalif kitlelerin altında yürüyecekleri bayrak problemini çözmüş durumda. Bu hem çok keskin, hem de en doğal halindeki çözüm karşısında tek yapılacak şey, kitlelerin siyaset yetenekleri karşısında saygıyla eğilmek olur. #Tamam, çoğu zaman olduğu gibi devrimcilerin görevinin okyanusu oradan oraya taşımaya çalışmak değil, akıntılarının ve dalgalarının içinde yüzmeyi öğrenmek olduğunu; siyasetin kitlelere rağmen ancak onlarla birlikte yapılacağını bir kez daha hatırlatmıştır.