Kobanê günlerdir direnirken AKP de günlerdir “Kobanê düştü” çığırtkanlığı yapıyor. Dört gözle IŞİD’in katliam yapmasını bekliyor. Hatta tempo tutuyor. Her yerde şehrin boşaltıldığını anlatıyor, katliama gerekçe sunabilmek için. Gözü dönmüş dış siyaset tavrı IŞİD’i resmen adım adım Kobanê katliamına hazırladı. Şu bir gerçek ki direnişin bu kadar güçlü olacağını beklemiyorlardı. Silahı olmayanların bedenlerini ortaya koyacaklarını, halkın toprağını terk etmeyip orada ölümü göze alacağını düşünmek AKP’lileri şimdi çileden çıkarıyor.
Hala temenni şeklinde AKP’ye laf anlatmaya çalışanlar AKP’nin gözü kararttığının farkında değil. IŞİD’in sınırda kök salması, çözüm sürecinin bitmesi, IŞİD’in vahşetinin Türkiye’ye dönmesi tehlikesini AKP’lilere anlatmaya çalışıyorlar. Ama AKP zaten tüm bunlar da dahil her şeyi göze almış durumda. İç savaş tehlikesini göze almış durumda. Darbe uygulamalarına geçmeyi önüne koymuş durumda.
AKP’nin sefil dış siyasetinin yegane gündemi bölge petrollerinden ABD faydalanırken kendisine kalacak artıklar ve Ortadoğu’daki halkın kazanımını, insanlık için ileri bir anlayışı ifade eden Rojava’nın ortadan kaldırılması. AKP bu uğurda “her yol mübahtır” olarak gördüğü için IŞİD ile anlaşmakta hiçbir sakınca görmüyor.
AKP’nin ortaçağ aklı doğal sonuçlarını yaratıyor. Doğal ittifakını buluyor. Kobanê’ye destek için yapılan eylemlere katliam derecesinde saldırması, IŞİD yandaşlarını saldırtması IŞİD ile aynı kafada olduğunun en açık göstergesidir. Askerlerin her yeri doldurması, sokağa çıkma yasağı, eline silah verilmiş polisin kenardan izlediği IŞİD yandaşları herkese 12 Eylül ve 90’ları hatırlattı. Hemen halka büyük bir korku yaymak istiyorlar.
Darbecilerin, katliamların hesabının sorulmamış olması egemenler için hep aynı yöntemleri uygulama fırsatı sunuyor. Darbe yöntemlerine dönme hakkını buluyorlar. AKP’nin kendine karşı olmayan darbecilerle katliamcılarla oldum olası bir sorunu yoktu. Döneminde Sivas katliamcıları serbest bırakıldı, Hrant’ın katilleri serbest bırakıldı, tarihi katliamlara adı geçen tüm katiller aklandı.
Bu ortaçağın özlemi ile yanıp tutuşan sağcılar, gençliklerinde milli görüş talebeleri iken, katliamları “katli vacip” diyerek dinlediler, katıldılar, alkışladılar. Çekirdekten yetişen AKP’lilerin şimdiki döneminde bu nedenle Kobanê eylemlerinde bir günde katliam gibi ölümler yaşanıyor. Her yere katliam ortamı salınıyor. IŞİD’in uyguladığı yöntemler normalleştirilmeye çalışılıyor. IŞİD, AKP’nin “öfkeli gençleri” oluyor.
Hiç uzağa gitmeden Gezi sürecine dönelim. Başbakan olduğu o dönemlerde Tayyip Erdoğan ölümlere “Polis destan yazdı” diye övünmüştü. Ona göre daha fazla ölüm gerekirse olmalıydı. Ölümlerin az bile olduğunu düşündüğünden polislere “Nasıl dayanıyorsunuz” diyordu. Erdoğan’dan güç alan Efkan Ala şimdi eylemlere “misliyle karşılık verilecek” diyor. Artık nasıl bir vahşet derdine düştülerse kendilerini tutamıyorlar.
AKP’nin, emperyalistlerin, düşman kesildiği Kürt Hareketi’nin dişiyle tırnağıyla kazandığı demokrasi ve öz savunma gücüdür. Ortadoğu’da halkları kıyımdan geçirenlerin karşısına çıkan güçtür. Ezidiler, Türkmenler katledilirken durduran güçtür. Tarihte Kobanê gibi halk direnişleri, ulusların kaderlerini tayin etme direnişleri er veya geç kazanarak sonlanmıştır.
Kobanê düşmeyecek. Kürt Halkı tarihler boyunca düşmanları olan “engerekleri ve çıyanları” iyi tanıyor. Tarihlerin mazlum ama direngen halkı Kürt Halkı, AKP gibi emperyalizm işbirlikçisi, IŞİD destekçisi katilleri ilk defa görmüyor. Kobanê günlerdir bu nedenle düşmüyor. Türkiye’deki Kürtler, demokrasi güçleri buna bağlıdır.
Türkiye Kobanê'deki insanlık için ayakta. Kobani kurtulana AKP ve IŞİD’i durdurana kadar.