Türkiye’de en geniş ve tarihsel mücadele cephesinin, Gezi Direnişi’nde bir arada olanların, alarm halindeki meselesi “IŞİD ve onu besleyen AKP’yi nasıl durduracağız?” olmalıdır. Çok tartışmalı ve çok ayrışmalı gibi görünen bu meselenin ayaklarını ele alarak bir yerinden yakalayabiliriz. Ve ilerleyebiliriz.

Kobane’yi Savunmak Dünya Halklarını Savunmaktır

IŞİD’in saldırısı altındaki Kobane’deki Kürtler, kendi iradeleri ile kurdukları düzeni kaybetmemek için mücadele ediyor. Rojava dünyadaki baskı ve inkar altındaki halklar için bir umuttur. Kendi kararları ile kendi topraklarını yönetme hakkını kazanmaları bölgenin çölün ortasındaki vahası gibidir. Rojava’nın silahlı savunma güçlerinin, YPG’nin, IŞİD katliamlarla ilerlerken durdurabilen tek güç olabilmesi bu siyasi gerçeğe dayanmaktadır. Türkmenleri de, Ezidileri de Kürtler’in savunma güçleri kurtarmıştır. Bu nedenle Kobane direnişi kazanırsa dünya halkları kazanmış olacak.

Çözüm Süreci Kobane’den Ayrı Düşünülemez

Türkiye’de pek çok kesim, tartışmalı da olsa süren çözüm süreci sayesinde gelmeyen ölüm haberlerinin devamından yana. AKP’ye olan oy desteğini önemli oranda etkilemesinden de anlayabiliriz. Ama AKP, anlaşma yapmak üzere görüştüğü PKK’yi, IŞİD ile aynı kefeye koyarak çözüm sürecini ateşe atıyor. Bir ülke siyaseti namına tutarsızlığın şuursuzluğun dik alasını yapıyor. Böyle yaparak Kürtler’i hem bölgede hem Türkiye’de siyasi güç olarak yenebileceğini, silebileceğini sanıyor. IŞİD’i hedef göstermemek için yapıyor. Bu durumu ancak demokrasiden yana olan güçler, Kürt Halkı’nın iradesi doğrultusundaki çözüm sürecine sahip çıkarak yenebilir.

Tezkere İçeride ve Dışarıda Savaş Demektir

Tezkere Ortadoğu’daki büyük yıkımlara yol açan emperyalist saldırıların bir parçası olmak anlamına geliyor. İsrail’in kuralsız kaidesiz Filistin’e saldırılarının aynısını yapmak anlamına geliyor. 2003’deki Amerika’nın Irak işgaline benzer bir sürece ortak olma anlamına geliyor. Yalnız bölge halkları için değil dünyada savaşı hortlatmak anlamına geliyor.

Erdoğan’ın açıklamaları, AKP’nin tutumu, Kürtlere karşı yeni bir inkar politikasıdır. AKP’nin hedefinde olan, koalisyonla birlikte planladığı, IŞİD’in de işine gelecek olan güvenli bölgeden amaçlanan Kobane’nin işgali anlamına geliyor. Kobane halkını, IŞİD’e, AKP’ye ve emperyalistlere teslim etmemeliyiz. Böylece AKP IŞİD’i durduran direnişin de önüne geçmek istiyor. Tampon bölge ile aklı sıra içeriye dönüp diyecek ki “bakın Türkiye’nin güvenliğini sağladım”. Kürt Halkı’nın direnişi içeride ve dışarıda asıl belirleyen olacak. Buradan yola çıkarak şöyle toparlayabiliriz; tezkere bahane hedef Kobane halklarla barış için hep birlikte yürümeye! 1 Mart tezkeresi gibi AKP’ye 2 Ekim tezkere görüşmelerinde dersini vermeye!

IŞİD Karşısında Gençliğin Ayak Sesleri

IŞİD’i savunan eli sopalılar, polisin ve ÖGB’lerin korumasında İstanbul Üniversitesi’nde gazetemizin manşetine (AKP Besliyor IŞİD Vuruyor Kobane Direniyor) standında yer veren EHP Gençliği’ne saldırdı. Yasalarla yönetmeliklerle üniversitelerde neredeyse nefes almayı bile yasaklayan AKP, şimdi de IŞİD’İ savunanlarla gençliği yıldırabileceğini düşünüyor.

AKP her yerde bir şekilde IŞİD düşüncesi estirmek istiyor. IŞİD Kobane’de bir halkı yok etmeye çalışırken, AKP de üniversitelerden başlayarak toplumun soluğunu kesmek istiyor. İstanbul Üniversitesi öğrenci gençliği kitlesel bir şekilde IŞİD’i savunan çeteleri püskürttü. Batıda IŞİD adına en açık saldırı gençliğe yapıldı gençlik de en açık şekilde cevap verdi. Gençlik, savaşı, IŞİD’i, AKP’yi, ortadan kaldıracak dinamitin fitili olmaya dün olduğu gibi bugün de adaydır.