Cumhurbaşkanı seçim süreci adayların açıklanması ile iyice ısındı. İlk kez yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi, arkası genel seçimlerle devam edecek bir seçim süreci yaşayacağız.
Üç aday etrafında şekillenen saflaşma belirgin ilerlemelerle dolu. Muhalefet adaylarıyla karakterize oluyor. Ve bu süreç adaysızlıkla değil adayla, adayın çalışmasının örgütlendiği süreçlerle şekillenebilecek. Adayı olmayanın durumu biraz minder dışında olmak şeklinde tezahür edecek.
Toplumda, Cumhurbaşkanı'na karar vermenin gururu ve ciddiyeti olacak. Art arda seçim süreçleri (yerel, cumhurbaşkanlığı, genel) yaşamak demokrasiyi ilerletmek için de önemli fırsatları sunuyor. Bu vesile ile en kritik konu seçimler ve nasıl olacağı üzerine oluyor.
Yerel seçimlerde sandığa katılım oranı çok yüksekti, sandıkların güvenliğini sağlamak için halkın müthiş bir tavrı vardı. Görün bakın bu seçimde aday çalışması yapacak olanlar sandıklarına daha fazla sahip çıkacak.
Bu seçimin emek ve demokrasi cephesinde büyüyen direniş havasının belirgin bir katkısı olacağını öngörebiliriz. Sonumuz için çırpınacağımız seçim sürecine dalmaktan daha doğal ne olabilir? Dalmaz isek dalan halkımıza nasıl anlatabiliriz?
Seçimlerde kenarda duracağını ilan edenlere ne demeli? Yerel seçimlerde, muhtarlık seçimlerinde alternatif olmayı seçenler neden Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kenara çekilirler anlamak zor. Hani Erdoğan'a başta muhtar bile olamaz demişler sonunda nelere oynuyor diye olmayacak bir sonuca mı varılıyor acaba? Memleketi yönetmeye aday olmadan önce muhtarlık zorunlu mu görülüyor acaba?
***
Erdoğan'ın seçilemeyerek Başbakanlığı da kaybetmesi ihtimali insanı bu sürece otomatikman bağlıyor. Bu ihtimal onları da kıvrandırdığı için çamura yatıp hem Başbakan hem de propagandasını yapan Cumhurbaşkanı adayı göreceğimizi ilan ediyorlar. Bir süre önce vekil Başbakanlık değerlendirmesi yaparken şimdi bu noktaya geldiler.
AKP'ye kalsa tek adaylık bir seçim olmalı. Seçim hiç olmamalı. Başkanlık sistemi kurulmalı derhal başa geçmeli. Zaten de diğer adaylar Erdoğan'ın gücünü bile bile neden aday oldu ki? Azılı AKP'liden ilk dakikada duyabilecekleriniz.
Erdoğan da zaten partisiyle sanki seçilmiş gibi vedalaşıyor. Algı korosu yerlerini almış durumda.
İlk defa Erdoğan Gezi ve faiz lobisi mağduriyetine girmeyerek herkese seslenmiş gibi yapıyor. Geriye tek mağduriyeti İsmet İnönü ve onun partisi kalıyor.
Bu tanıtım karesinin herhangi bir yerinde Abdullah Gül'ün nokta kadar bile yer almaması tek adam siyaset düzeninin ta kendisi değil de nedir? Hani çok kıymetli kardeşlerdiniz?
Hele hele bir seçilsin o zaman gösterecek herkese. Derhal Anayasa değişikliği ve (tek adam/diktatörlük) başkanlık sistemi. Zaten aday olacağı belli olmasına rağmen bu zamana bırakılan adaylık açıklaması da hep bu hesaplardan kaynaklanıyor. Logosunu Amerika'dan apartarak başkanlık sistemine geçişi ilan ediyor ama sonunun garanti olmadığını kendisi de biliyor. Sıkıyorsa Amerika'dan tartışma sistemini de alsın, diğer adaylarla herkesin önünde tartışma yürütsün.
***
Önümüzde haftalar var. HDP'nin adayı Selahattin Demirtaş'ın oyları ve seçim çalışması tüm süreci etkileyebilir. Araştırma şirketlerinin hesaplamadığı, hesaplayamayacağı atılımlar doğabilir. Memleket yönetimi Erdoğan'a değil, tek adam sistemine değil, demokrasiye mecbur.