Tarihe bir kayıt daha düştük 12 Eylül Davası ile darbeciler ceza aldı. Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın mahkemeye getirilmemesi, davanın seyri, hükümetin bu davaya ve iki darbeciye yaklaşımı, insanlık suçlarının kapsam dışında bırakılması davanın önemli ve takip edilecek başlıkları. Berfo Ana hayatta iken yaşına ve sağlık durumuna rağmen mahkemenin karşısına "neden Kenan Evren'i buraya getirmediniz?" diye dikilmişti. Mahkemeye gelmeyen bir darbecinin iyi hali de Türkiye’de olur ancak sanırım. Toplum nezdinde yargılama böyle başlamıştı. Dava açıldığından beri başvurularla kendisini hem müdahil hem de siyasal muhatabı ilan eden kesimler için bu çok önemli bir başlangıç. Kapı duvar değil artık. Bir kapıyı bu yolda açmış olduk.

Darbe öncesi, darbe döneminin katilleri, darbe ile palazlananlar, darbe ile yapılan yasa ve kurulan kurumların ortadan kaldırılması için mücadele etme fikri içerisinde olanlar için bir basamak olacak. İdamlar, gözaltında kaybetmeler, işkenceler ve birçok zalimlik kapsama alınmadı. Devletin karanlık odalarında bulunan belgeler mahkemeye sunulmadı.  Darbecilerin mahkeme başlarken boşalttıkları hesapları ve mal varlıkları ele alınmadı.
Davada anayasayı değiştirmek ve ortadan kaldırmak suçlarından yargılandılar. En temel anayasa hakkını “yürüyüş hakkını” çiğneyen AKP Hükümeti döneminde. Kenan Evren’i savunanlar da 82 Anayasası’na yaslanarak darbecileri hâlâ muktedir görebilme cesareti içinde oldular. Bugün her dönemin darbecilerinde buldukları her fırsatta böyle bir kalıp gözlemleyebilirsiniz.  Sanki hala memleketi onlar yönetiyor. Darbelerle hesaplaşma mücadelesi bu kalıbın tamamen ortadan kaldırılması için büyümek ve güncel kalmak zorundadır.
 
Davayı AKP’nin bir oyunu olarak görenlerden davanın tartışmalı tarafları nedeniyle “biz demiştik” ya da “iki darbeci ile olmaz” sesleri yükseliyor olabilir. Bir kere darbeciler ceza aldı, itibarları sallandı, apoletlerin söküleceği kararı alındı. Bir de tartışmalı durumlardan davayı sonuna kadar takip edenler mi, yoksa peşini baştan bırakanlar mı daha çok sorumlu tutulabilir? Bu tartışmaları yapanların da dâhil olmak üzere darbecileri desteklemiyorsa yüreklerine su serpildiği kesin. Şu sorularla bu bahsi kapatalım; darbecilerle ilgili davalar gündeme geldiğinden beri "AKP darbeyi yargılamazdı bu bir oyun" denildi ya "tamam peki darbeyi yargılamak için ne yapmak gerekti, siz ne yapıyorsunuz,  davanın peşini bırakırsak o zaman gerçekten AKP’ye kalmaz mıydı, davanın karşısına çıkmayı sadece Berfo Ana’ya veya ailelere bırakmak olacak iş miydi?”.
 
Hilafsız, gerçek ve keskin bir AKP karşıtlığına ihtiyaç olan bir dönemdeyiz. Bir dönem önce partisini kapatmaya çalışanlara karşı Ergenekon’a Balyoz’a savaş açmış bir AKP var iken şimdi hırsızlığını kapatmak “Erdoğan Düzeni” ni kurmak için darbecilerle el sıkışan bir AKP var. Katliamcıları ve darbecileri aklayan bir AKP var. İki darbecinin yargılandığı dava karşısında Tayyip Erdoğan çok temkinli, darbecilerin müebbetlik olduğu ile övünmeyi bırakınız ağzına bile almıyor. “Bana sağcılar adam vurdu dedirtemezsiniz” çizgisinden, sokakta ölenler için polise “nasıl dayanıyorsunuz” kışkırtıcılığı yapan bir tehlike ile karşı karşıyayız. Erdoğan, 82 Anayasası’nı bile toplumumuza çok çok fazla görüyor.
 
AKP hiçbir davada olmadığı gibi bu davanın da uzağında değildir. 34 yıldır darbeye karşı mücadele edenler sayesinde ulaşılan müebbetlik darbeciler sonucundan hiç de memnun değildir. Demokrasiyi kerte kerte kazanan halkın elinden toptan almak gibi bir özlem içindedir. Hiç kolay değil! Bunun kendisine nelere mal olacağını çok az da olsa kestirmektedir. Bu kadarı bile onun korkularının esas kaynağıdır.