Memlekette “çabuk olsun” cular, “çabuk bitsin” ciler, "sıkıldım oynamıyorum" cular bitmiyor. Şimdi de Soma'dan sonra onlara göre rıp diye hükümet düşmeli tık diye yargılanmalıydı. Sonra da dakika süresi bile vermeden eklerler "işte bak olmadı, zaten de bu memleket de bir şey olmaz".

Aklıma derhal şu cevap geliyor. Hiç bir şey yoktan var olmaz, vardan da yok edilemez.

Tabii ki yine Gezi'den örnek vereceğim. Herkesin sonuna kadar sahip çıktığı,tarihsel, güncel ve somut kaynağımız olduğu için. Gezi, yıllara ve yollara dayanarak, AKP baskılarına karşı şehrin kalbinde kalpten bir ayaklanma olarak gerçekleşti. Bundan sonra da toplum dur durak bilmedi. Siyaset ve eylem üretmek hayatın parçası haline geldi.

Şimdi bu yüzden elbette Soma da hiç yanıtsız kalır mı? “Kalmaz kardeşim kalmaz? Biraz inan biraz güven.Hayat bulmuş olan, sürmekte olan gelişmeleri önce gör ve varlığını katmaya bak.Yoksa, sızlanırken memleket gidecek aya sen kalacaksın yaya.”

***

Soma’da OHAL uygulayıp, Bakan’ı birkaç gün dikip, Aile Bakanı’na gözyaşı döktürüp, yardım kampanyası ile konuyu kapatırım diye planlayan AKP için işler tersine döndü.

Soma’daki işçiler siyasi iktidarın karşısına sözü ve eylemi ile dikildi. TKİ’nin kapısına dayanarak “madenler kamuya” diye haykırdı. Tam da devlet kamudaki birçok meslek grubunu taşerona bağlayacağı yasayı çıkarmaya hazırlanırken,kamudaki birçok emekçiyi karşısına almayı göze almışken.

Soma için bir şey yapmak isteyen herkes taşerona karşı mücadeleye güç katmalı.

Özelleştirilmiş madende yüzlerce mesai arkadaşını kaybetmiş Soma İşçisi için de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

Taşeronlar yolu ile hiçbir değişiklik yapmadan işçiye “işbaşı” diyen yine AKP yine Soma patronu ve kılını kıpırdatmayan sendika. AKP patrona hala “asıl benim param battı en çok ben mağdur oldum” deme cesaretini veriyor. Bugüne kadar kendine her açıdan hizmet etmiş sendika yönetimine okların dönmesin o kadar memnun ki bunun bir başlangıç olduğunu sıranın bakanlarına geleceğini göremiyor.

Hiçbir taşı oynatmadan aynı madene işçiler girsin diye planlıyorlar.Yani dayı başları Tayyip Erdoğan’dan cesaret alarak diyorlar ki işçilere “Başbakan’ımız buyurdu bu işler böyleymiş Şili’deki gibi işçileri kurtaracak düzen kurulamazmış anca 1800’ler gibi olurmuşuz, işinizden olursunuz gelin işbaşı yapın”.Ölüm fermanını yeniden çıkartıyorlar.

Aynı tas aynı hamam olmayacak! İşçilerin ayaklanması ile işbaşı yapmaları ertelendi. Soma Holding’in bir başka madeni süresiz kapatıldı. Sendika koltuklarını işgal edenler istifa etmek zorunda kaldılar. İşçiler DİSK’e üye oldular. Bundan sonra dediğini yaptıran işçilerin elinden zor kurtulurlar.

***

Gezi Direnişi’nin varlığını sürdürmek, yeni bir ayaklanmayı yaratmak için 31 Mayıs’ta Gezi yıldönümünde Taksim’deyiz. Soma İşçisi’nin direnişi milyonlarca işçiye güç ve cesaret katıyor. Soma’dan Taksim’e kurulacak köprüde taşeronu yıkarak, AKP’ye gününü göstererek yürüyeceğimizden eminim.