Ali İsmail Davası'nın ikinci duruşması için iller bir kez daha Kayseri'ye akın etti. Belli ki Kayseri valisi İstanbul valisine özenmiş şehrin çok büyük bir bölümüne olağanüstü hal uygulamak istemiş. Saatler boyu halkı yolundan edip adliyeye girmek isteyenlere atmasyon kurallarını uygulamaya çalıştılar. Ama şehirde Ali İsmail'in düşlerindeki özgür dünya rüzgarının esmesini engelleyemediler.

Sağın kalesi olarak görülen bu şehirde dava ile taşlar yerinden oynuyor. Şehrin ortasındaki adliyeye Gezi'yi anlatan ortak bir yürüyüş yapılıyor. Kayseri Türkiye'yi bağlayan bir adalet mücadelesini izliyor. Ev sahipliği yapıyor. Hükümet, Eskişehir'den kaçırarak Kayseri'de kapatacağını zannettiği davada ettiğinin fazlasını buluyor. Büyük şehirlerin mücadele iklimi Anadolu'nun sokaklarına sızmaya başlıyor. Gezi direnişi daha nelere gebe göreceğiz.
Madem üçüncü davada burada olacağız Ali İsmail'i, Gezi'yi, Kayseri halkına daha fazla anlatmanın yollarını da bulacağız.
 
***
 
Davalar devam ettikçe, adliyeler katillere kucak açtıkta, Gezi şehitlerimizin aileleri birbirleriyle ve omuz verenlerle kenetleniyorlar. Davaya müdahil olmak isteyen Berkin Elvan, Ahmet Atakan, Ethem Sarısülük, Mehmet Ayvalıtaş'ın ailelerini mahkeme heyeti suçtan doğrudan etkilenmediğini söylüyor. Oysa herkes biliyor ki emri veren Tayyip Erdoğan Gezi şehitleri ailelerine karşı ayrımsız bir nefret besliyor. Bu davaya bakanlar er ya da geç bu gerçeği dikkate almak Başbakan'a kadar çıkan yargılamayı yapmak zorunda kalacak.
Davanın hakimi gözlerin üzerinde olduğunu biliyor. Çok dikkatli ele almaya mecbur kalıyor. Ethem'in davası sırasında uyuya kalarak rezil olan hakimlerden olmak istemiyor. Fakat AKP standartından kopamıyor. Tanıkların çok büyük bir kısmı açıkça katilleri anlatmasına, görüntülerle teşhis etmelerine, savcı Yalçın Akbulut'un tutukluluğunu istemesine rağmen bir tutuklama kararı bile verememesi bu durumu gösteriyor.
Gezi şehitlerimizin davalarının hepsinde en ağır cezaların verilmesi için Ali İsmail Davası çok önemli bir yerde duruyor. Ailelerin ve toplumun bir nebze de olsa rahatlatacak en önemli aşama katillerin tutuklanması.
Ali İsmail'i savunan ve sahiplenen avukatlar, salonu dolduranlar, adliye önü bir güç yarattı. Katil avukatları üzerinde her söz aldıklarında kendilerini ele veren zavallı bir savunma çizgisi yarattı. Ali İsmail'in boyunun kısalığından tutturarak, merdivenden düşme yalanını tekrar ederek katil aklamak isteyen avukatlar dalga konusu olmakla kaldılar. Başbakan'a bağlı bando takımı gibiydiler. Mahkeme sırasında sanık avukatları Gezi ile ilgili sözler söyleyince karşımızda sanki Başbakan'ı gördük gibi oldu.
 
***
 
Basit bir protokolün kuralını bile kendi saltanat çizgisine çekmek isteyen Başbakan'ın rezilliği arttıkça artıyor. Onun en büyük çelişkisi Gezi'yi sürdürenler. Şehitlerimizin katillerini aklamayı çocuk oyuncağı sanıyor.
Her yerden çıktığımız gibi karşısına davalarımızla da çıkacağız. Yargının başını tuttuğunu düşünürken biz omur iliğini tutacağız. Üç beş ağaç nelere kadirdi, bir davamız nelere kadir olacak.