Başbakan 8 Mart'ta "şiddete sıfır tolerans" diyor. Yuh artık! AKP kadınların hayatlarını ellerinden alan sistemin yegâne temsilcisidir. Hırsızlar için çok şey, kadınlar ölürken seyir yapandır. Ellerindeki trilyonları aile cebine atan, canını kurtarmaya çalışan kadınlara hiçbir imkân yaratmayandır. Haklarını savunan kadınlara saldıran katillere göz yumandır. Hırsızları serbest bırakmak için yasalar, kadınları kurtarmak için bir ek maddeyi yapmayandır. Kadın cinayeti olmayan bir günü yok Türkiye'nin ama AKP’de yalanın bini bir para. Bir kere de kadın şiddetine sıfır tolerans densin ne olacak ki? Bunlar kadın cinayetini ağızlarına almayınca konu kapanacak sanıyor. Kara cahillik!

Bir kez daha söyleyelim de ona göre yolunuza bakın memleket kadın cinayeti mücadelesinde yangın yerine döndü. Bu yangın kadın cinayetleri bitene kadar, akan yolsuzluk irinlerini, yolsuzların kökünü kurutana kadar harlanacak.

***

Gezi'ye baktınız mı Gezi'ye? Gördünüz mü size ne diyoruz ve nasıl rezil kepaze oluyorsunuz? Biz hem polise hem AKP’ye 8 Mart’ta Gezi’den baktık. Çok korkak, çok zavallı, her an merdivenlerden yuvarlanacak ve her an denize dökülecek gibilerdi. Evet Gezi, ağzınızdan düşüremediğiniz ve topluma kilit vurduğunuzu sandığınız Gezi. Kadınlar 8 Mart'ta yine oradaydı. Yine orada olacaklar. Yeni bir Gezi için güç toplayacaklar.

Değerli kadınlar, AKP biliyor kadınların karar vermek istedikleri için hayatlarını kaybettiklerini ama müstahak diye görüyor. Hayatlarımızın kurtulması için AKP’nin, AKP zihniyetinin kökünü kazımamız zorunludur. Başladık, büyüdük, sel olduk, sonunu görmeliyiz.

Kadınların varlığından ancak haberi 8 Mart’ta o da tartışmalı bir şekilde olan bir de bakanlık var. Göreve geldiğinden beri sadece kadınların evlendirilebilmesi konusu ile ilgilenen bir Ayşenur İslam’ı hatırladınız mı? Evlenmiş fakat cinayete kurban gitmiş kadınlar onu ilgilendirmiyor. Ortada kalan evlatlar onu ilgilendirmiyor. Hatta kadın var olsun da başka bir şeye gerek yok dercesine Aile Bakanlığı 8 Mart'ta "Kadın Varsa Demokrasi Var" törenleri düzenliyor. İşte bu kadar olsun, kadınlar sadece var olsun, daha da başka bir şey olmasın. Nasıl? Hak hukuk istemeden şuracıkta var olsun işte.

Tam da buna uygun davranan emniyet kendisine üç kere başvuran üniversite öğrencisi Özge Gündoğan’ı aramızdan ayrılana kadar korumuyor. Ancak Özge ellerimizden kayıp gittiğinde okulunda ve Taksim’de kadınlar sahip çıktıkları için Emniyet açıklama yapmak zorunda kalıyor.

Bugüne kadar defalarca başvurusu olmasına rağmen korumadıkları kadınlar hayatlarını kaybediyor. Özge’yi geriye getiremeyeceğimiz şu gün, sadece konunun takipçisi olacaklarını söylüyorlar. O zaman tüm görevlileri derhal görevden atın, derhal kadın cinayetini yasada nitelikli öldürme hallerine alın. Yapmadığınız sürece kadın cinayetleri devam edecek. Bu yaptığınız açıklamanın arkasını getirmek zorundasınız. Karakola ulaşan kadınların canını kurtarmak zorundasınız.

***

Erdoğan nereye gitse yuhalanmaktan kaçamıyor. Hep Gezi Şehitleri, hep Berkin Elvan ile karşılaşıyor. Bu durum konuşmasına yansıyan korkusunu tam bir itirafçıya dönüştürüyor. Oğluna helal para hiç yedirmediğini ağzından kaçırıyor.

Ey AKP Eskişehir sokaklarında sürüklediğiniz Gezi merdivenlerinde el kaldırdığınız kadınlar yangındaki kor olmuş çeliklerdir. Eliniz çok kötü yandı, yine yanacak. 8 Mart ateşimiz, mücadelemiz, gücümüz, inancımız, öfkemiz, yumruklarımız, sözlerimiz, haykırışımız, gözlerimiz kadın cinayetlerine ardına kadar kapı açanları yakacak.