Başbakan her ne kadar ana medyayı“alo” ile yönetse de gündeme bir anda İstanbul'un 120 günlük suyu kaldı haberi düşebiliyor. Hükümetin susturamadığı bir acizliği ortaya çıkmış oluyor.
Bilim insanları "kar yağmadığı, yeraltı kaynakları beslenmediği için ortaya çıkacak kuraklığa karşı tedbir alınması gerektiğini" söylüyor.Hayatımızı doğrudan etkiliyor.
Günlük hayatımızda hele de bugünlerde ne kadar çok hastaya rastlıyoruz. Ama herkes gayet mantıklı bir nedene dayandırmaya çabalıyor: kar yağmadı hava kendi dengesini yaşayamadı. Bu açıklama bir yerde bilim insanlarının açıklamaları ile buluşuyor.
Kapitalizmin doğada yarattığı en büyük tahribatlardan biri küresel ısınma. Küresel ısınma suların bitmesine kaynakların azalmasına doğanın dengesinin yok olmasına neden oluyor. Yıllar öncesindeki sert kara kışlar ortadan kalkıyor.
Kapitalizm her adımında doğaya düşman. Doğaya aldırmadan kârına kâr katmak için kurduğu büyük üretim tesisleri, nükleer santraller, ihtiyaca göre değil rekabete göre üretim sonucunda büyük bir tahribat yaratıyor.
“Su hiç biter mi dibimizde deniz” diye düşünmeyin. Her seferinde rahatlamak için çok kolay bir yolu olduğunu düşünüvermek sonrasındaki daha büyük felaketlere bir perde çekiyor.Milyonlarca insan ve tonlarca ihtiyaç düşünüldüğünde başa düşen çarelere bakmak zorundayız. Mesela Bursa’daki Başköylüablalar iş başa düştü diyerek mahkemenin durdurduğu ama devletin ruhsatını verdiği sularını kirleten mermer ocağına yürüdü. “Suyumuzu vermiyoruz sonuna kadar direneceğiz” dedi.
***
Ama hükümet ve yanlıları ekonomi denince hep iyimser, hep iyimser, hep iyimser. İki kişisi ekonomiden konuşurlarken, diyelim bir an "cari açık ne olacak, işsizlik özellikle gençler de arttı, Amerika'daki gelişmeler risk yaratıyor" diye zorunlu olarak gerçekleri ifade ettikleri anda yutkunarak karamsarlık kötü diyerek anında konuyu kapatıyorlar. Elbette düzinelerce amirinden fırça yememek için.Başbakan’ın o meşhur tonlu alo sesini duymak istemediklerinden.
Gerçek ekonomi her yerde AKP’li bakanların karşısına çıkıyor. Efkan Ala’nın karşısına çıkan asgari ücreti ile dört çocuk geçindirmeye çalışan kardeşimiz haykırıyor açım diye. Daha nasıl anlatılabilir ki bir ekonomi? Onların ellerinde defalarca kırpmaya ve düzenlemeye uğrayan rakamlar değildir asıl bakacağımız. Yine pişkinler, bu tablo karşısında bile yine acınacak durumdalar yine onların hazır paket cevapları var. İşsizliğin durmadan artmasına hiçbir cevapları yok. AKP için gençlerin Gezi’de ayaklanması çok büyük sorun ama gençlerin işsizliğinin artması konusu bile değil.
Köprüler yapıldı, metrolar yapıldı, ekonomi büyüyor da işsizlikçift haneli rakamlara ulaşıyor.İnşaatların ve ihalelerin sadece hükümete yaradığı buradan belli.
İşsizlik rakamlarını devlet açıklandığında iki ile çarpabilirsiniz. Rakamlarla AKP yalanı.