Borcunu borçla ödeyen bir Türkiye’de faiz olmaz olur mu? İhracat azalıyor ortaya çıkan fark içeride halka ödetiliyor. Her kim ki var olan bu düzeni sürdürme derdindeyse başımıza gelen faizin de sorumlusudur. Ezelden beri faizci AKP faizle yokluk yaratması yetmezmiş gibi çalıp çırparak bir yönetim yaratmış bulunmaktadır. Tüm dünyanın gözü önünde tescillenmiş bulunmaktadır. Üzerini kapatmak için her türlü hukuk çiğnenmiştir.

*** 

Ana medyanın ekonomist yazarları merkez bankasının müdahalesini, yüksek faiz oranlarını konuşuyor; bir hafta geç mi müdahale etmişmiş tam zamanında mı müdahale etmişmiş. Konu bu mudur? Ağzınızı açın da çalmanın bir yönetim biçimi haline getirildiğine iki laf edin. Memleketin bir aileye amade edilmesinin ucundan yanlış olduğunu söyleyin. 

AKP'yi savunan ekonomistlere hiç girmiyorum. Allah aşkına ekonomist denir mi bunlara? Onlara göre Türkiye’de hiçbir sorun yok tek sorun hükümet dışındakilerin varlığı.

Sistemi eleştiren ekonomistler dışında hiç biri memleketin paralarını ayakkabı kutularına doldurup evlerine dizen hırsız bakanlara, banka müdürlerine ve Bilal Erdoğan’a girmiyor.  

Yargının yerle bir edilerek, adalet düzeninin AKP’ye bağlandığı hiç konuşulmuyor. Darbecilerin aklanmaya çalışılması hiç konuşulmuyor. 

Bu ortamda dünya standartlarındaki sömürü düzeninin parçası olma telaşındaki TÜSİAD bile dehşete kapılmış durumda. Başbakan günlerdir tepeliyor ekonomi ile ilgili endişelerini dile getirdiler diye. 

Ayrıca ekonomi konuşanların işsizliğe girmemesi ne kadar korkunç bir tablodur. İşsizlik rakamları ve çözümlerini konuşmayan ekonomistlere hep birlikte bir çift laf edelim. “Kardeşim insanların evine ekmek nasıl girecek? Sen onu söyle. Önce işsizliğe ne diyorsun oradan başla.” Bu faizin sonunda işsizlik var.

*** 

Piyasa faizle dolup taşacak tamam. Dolar düşmesine düştü de dalgalanma devam edecek bu da tamam da faturalar, kuru fasulyenin fiyatı, vergiler, bankaların düzenbazca uyguladığı komisyon ve faizler ne olacak? Acımadan artmaya devam edecek. 

Gezi Direnişi'ne faiz lobisi diyen Tayyip Erdoğan'a bakınız. Faiz haramdır diyenlere bakınız. Faizlere doyamadılar. Enflasyona doyamadılar. Soymaya doyamadılar. İşsizlik kuyrukları uzadıkça onların çocuklarının villalarına yaptıracaklarının listesi uzadı. Haram olsun!

Yargı bir zamanlar bağımsızdı ya şimdi de Merkez Bankası bağımsız. Çok dinledik Erdoğan çok geç bunları.

***

Biz sanki biliyor muyuz Amerika'nın elini öpmeden ekonomiyi yönetemeyeceğinizi? İşte desteğini azaltan ABD Merkez Bankası. Tir tir titreyen Tayyip Erdoğan Hükümeti.

Bu bozuk düzenden düzgün para politikası çıkar mı?

Bırakınız oradan buradan çekiştirip “peki bu nasıl?” demeyi.

Onun adı düzelmez oğlu düzelmez. 

Tam da bu dönemde dünyanın dört bir yanından ayaklanma tesadüf değildir, Gezi’de ayaklanma tesadüf değildir. 

İnleyen değil anlayan halkların ayak sesleridir.

Hiçbir zaman düzelmeyecekler, faizleri hiçbir zaman düşmeyecek, hep bizlerin sırtına nasıl yıkılacaklarını, emeğimizden hakkımızdan ne kadar kırpacaklarının, nasıl çalacaklarının hesabını yapacaklar.

Hep birlikte gördük ekonomileri ne kadar kırılgansa Gezi’de olduğu gibi karşımızda o kadar kırılgan olacaklar.