Gündem çok hızlı ilerliyor fakat AKP’nin yolsuzlukları ve üstünü örtme çabası merkezde duruyor.
***

Gezi direnişinde sarsılan AKP yolsuzluk dosyalarının ortaya saçılması ile başka türlü sarsıldı. Bundan sonraki gidişatın Gezi ile alâkası hep olacak. Sonrasında devam eden forumlardan çıkan yolsuzluk eylemleri önemli bir baskı yarattı. Akabinde sendikalar ve odalar da böylesi tarihsel bir süreci isabetli bir tutumla karşıladı. 11 Ocak Ankara mitinginde kürsüden “bu pisliği halk temizler” diyerek umut oldu. Bu halkalar genişleyerek devam edecek. Artık toplumun elleri, gözleri tetikte.
***

Ortaya konan anketlerden görüyoruz ki AKP’nin oy oranı ciddi şekilde gerilemiş, destek almadan sandıktan çıkamayacağı görünüyor. Gidişat o kadar depremli ki ABD’de de dahil olmak üzere her türden destek için kendini parçalıyor.

Darbecileri, işkencecileri aklama çabaları da buradan kaynaklanıyor. Dün topa tuttukları Hanefi Avcı’yı bugün fikri sorulan önemli kişiye dönüştürmeye çalışıyorlar. AKP’nin işkencecilerle anlaşmakta hiçbir sakınca görmediğinin açık göstergesi.

Hanefi Avcı işkencecidir. Hak hukuk mücadelesi verenlere zalimlik yapmasıyla ünlüdür, bugün hak hukuk düşmanı AKP ile yolları bu nedenle kesişiyor. 80’de Devrimci Yol masasında sorumluydu, Ali Uygur’u işkencede katletmiş, sesini duyan arkadaşlarına “sonunuz Ali gibi olur” demişti. Devletten yıllarca beslenen, bugün AKP’nin aklama çabasına girdiği işkenceciler elbet bir gün hesap verecek.
***

Referandumda darbecilerle hesaplaştığını ilan eden AKP’nin Kenan Evren’i mahkemeye bile getirmeyerek aslında darbecilere nasıl yaklaştığı ortaya çıktı. Artık Bekir Bozdağ’ın ağzından darbecilere seslenerek yargılanmalarının yolunun açılması konusunda “hata ettik” demesi de bırakın aklamayı soruşturmayı bile büyük yanlış olarak gördüklerini gösteriyor. Geldik yine Süleyman Demirel zihniyetine; dündür bugün bugündür.
***

AKP’liler çok rahatsızlar çok; Anayasa’nın bu kadar gündeme gelmesinden. Memleketin yasası hiç olmasa keşke, Bülent Arınç diyor ki “Anayasa’ya aykırılık konusu ağızlardan çıkmalı”. Tayyip Erdoğan’ın iki dudağı arasından ne çıktı ise HSYK’da öyle olsun istiyorlar. Mesela milyonlarca dava Erdoğan’ın önüne getirilsin kararı versin. Oğlu yolsuzluk yapmış ise tek karar veren babası olduğu için yol verilsin. Kanatlarının altında caka satabilsin.

Türkiye’de derin devlet yıllarca o kadar işlemiş ki AKP de kendinde bu hukuksuzluğu yapma hakkını bulabiliyor.

Anayasa’da toplum lehine değişiklik yapılması AKP’ye o kadar ters ki herkes şu anda can havliyle var olan Anayasa’ya uymaya çağırıyor. HSYK’yı doğrudan kendine bağlamak için tekme yolu ile meclis muhalefetini susturmaya çalışıyor. Sokakta halka yaptığını mecliste de uyguluyor.
***

AKP yürüyüş hakkını da Anayasa’yı çiğneyerek valinin keyfine göre engellemeye devam etmek istiyor. Taksim’de gazeteciler yürüyor beş dakika sonra yürüyen Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nu durdurmaya kalkıyor. Beş dakikada ferman valinin keyfinden çıkıyor. Neden? Çünkü kadınlar “Kadınlar Ölüyor AKP Çalıyor” diyor. Çünkü kadınlara koruma değil hırsızlara koruma vermeye devam etmek istiyorlar. Kaderlerimiz için sizin bu lanet düzeninizi alaşağı edeceğiz.

1 Mayıs’ta yıllarca Taksim Meydanı’nı emekçilere kapatmak istediniz. Barikatlarınızı yıka yıka nasıl aldıysak bugün de yürüyüş hakkımızı alacağız.