Haklı olarak havalimanı saldırısından sonra "nasıl yas havası olmaz" diye öfkeleniliyoruz. Batıya düşmanlıkta yarışanlar, Brüksel kayıplarına günlerce yas tutarken, aynı günlerde Osmangazi köprüsü açılışında böbürlenerek kutlama yaptı. İşte adım adım AKP'nin tabanını bile çileden çıkaracak aymazlığı.
Başkanlık peşindeki Erdoğan'ın ve güruhunun havalimanı acısının üstünü örtmesi, yokmuş gibi davranması, ilerlediği yolda normaldir.
AKP'nin alışın literatürüne göre yalnız Kürt Halkı veya muhalefet değil Atatürk Havalimanı'nda o anda bulunan her insan artık kanlı bir saldırıya kurban gidebilirdi. Yani bombalar ve ölümler artık her yeri sarabilir. Müslümanlığın merkezi kabul edilen Medine de Suudlar IŞİD ile doğrusal bir ilişki kurmadığı için hedef haline geldi. Bakalım patlama Avrupa olunca islamofobiyle gerekçelendirenler Medine olunca ne anlatacaklar?
Bu nedenlerle AKP'liler ağızlarından normalleşme lafını düşürmüyorlar. Unutulması için altı yıl öncesini hatırlatıyorlar. Türkiye insanı hala Erdoğan'ın başkanlığına taraftar değil. Haziran'da başkanlığı veto ederek toplu halde direnmişti ya o halde toplu halde yok edilebilirdi. Havalimanına giderken Cumhurbaşkanı'na mı sormuşlardı? Aynen bunu düşündüler ve hala bu yolda kendi bataklıklarında yok olana, o bataklığa muhalefet itene kadar devam edecekler.
IŞİD şimdi teknik olarak beslenmiyorsa bile başkanlık için Erdoğan'ın gittiği kan ve kaos yolundan besleniyor haldedir. Yıllarca tonlarca silah gitmişti, üstünü örtmek için gazeteci kurşunlatılmıştı, cepten yemeye bile devam edebilirlerdi.
Neden her yerdeki saldırıyı üstlenen IŞİD, belli olmasına rağmen Türkiye'deki saldırıları üstlendiğini açıklamıyor? Neden IŞİD katliamları araştırılsın isterken AKP gündemi kapatıyor, meclisi uzak tutuyor? Çünkü yarattıkları ilişki ağının karşılıklı bile isteye ortadan kaldırılabilecek bir hali yoktur.
Bu nedenle IŞİD sadece AKP Suriye'de politika değiştirip Rusya ile yakınlaşmaya çalıştığı için ki anlaşma yoluna girilmesi tercih edilir bir durumdur, havalimanı saldırısını yapmış değildir. Erdoğan'ın istediği kan ve kaosa uygun hareket etme serbestisi vardır.
IŞİD'in yaptığı saldırıları istihbaratın eline ulaşmış oluyor, tutuklu olan IŞİD'li yok bunlar içeride IŞİD ile uğraşılmak istenmediğinin belgeli verileridir.
Şu da bir gerçek AKP her planını ve açıklamasını IŞİD fikrine ulaşmayı hedefleyerek yapıyor. Halifesi olan IŞİD'i kendi dünyasında başarılı buluyor. Sınır ötesinde IŞİD olmazsa onun türevlerini deniyorlar. Her taşın altından AKP'nin IŞİD ile olan sembiyotik ilişkisi aranmalıdır.
AKP'nin Suriye'de şimdi yapmak istediği Rusya'lı Esad'lı bir Kürt düşmanlığı. Stratejik derinlikte yenilirken, Davutoğlu'nu yollarken, Rusya ve dolayımla Esad'a yaklaşan en nihayetinde Kürt hareketini engelleme hedefini taşıyor. Bölge gücü olamayan AKP Suriye'den Kürt inkarcılığını konuşturmadan çıkmak istemiyor. Milliyetçi dinci kafa yapısı, fabrika ayarları ancak bundan anlıyor. Bu yüzden içerde kendince tutturduğunu dışarıda da denemeye çalışacak.
Bunun için ABD siyasetini tepelemesi gerekiyor bu da Rusya'nın bile kolayca tercih etmediği bir durumdur. ABD en azından şu kritik süreçte IŞİD'i kendisi için tehlike olmaktan çıkarmanın tek yolu olarak PYD öncülüğündeki Suriye Demokratik Güçleri'ni görmektedir. Menbiç'in IŞİD'den temizlenmesi taraflar için bir dönemeçtir. O zaman AKP için daha zorlu günler başlayacaktır.
Bir ihtimal daha var; AKP'nin dış siyasetteki yenik ve çırpınma hali muhalefeti, Gezi bileşenlerini toparlayacak, hareketlendirecek, aklını başına toplayacak, ayağa kalkmasını sağlayacak bir süreci örüyor olabilir.