Cemaat ve hükümet arasındaki gerginliğin, dershanelerin kapatılması, iki sene ertelenecek açıklamasından sonra bitmediğini görüyoruz. Cumhurbaşkanı üzerinden geçmeye çalışıyor, Başbakan “seçilmiş benim her türlü vesayeti ezer geçerim” diyor, danışmanları ise konuyu itidalli ve duygusal sözlerle tatlıya bağlamaya çalışıyor.

Bir de arayı daha fazla bozan, cemaati AKP’ye karşı savunmaya çalışanlar var. AKP’nin askerle el ele cemaati bitirme belgelerinin ortaya çıkması ile içten içe kaynayan kazan ortaya çıktı. Şunu unutmamak gerekir, konu sadece belgelerle açıklanamayacak kadar bir seyir izlemiş durumda. Oslo süreci, Gezi süreci, yargıdaki atamalar, dershanelerle bu aşamaya geldi.
***

Demokrasi ihtiyacı birden cemaatte de hasıl oldu. Erdoğan’dan hak talep eder hale geldiler. Gerçek olan şu; cemaat iktidarı, rantı, sömürüyü, baskıyı, hukuksuzluğu, tutuklamaları, yasaklamaları paylaşmaya devam etme hakkını istiyor. Bunca zamandır birçok zalimliği paylaşıp seçimler öncesi sorun çıktıktan sonra. Abdulkadir Selvi yazısında hiç çekinmeden açıkça yazmış. Cemaate seslenerek biz size ne valilikler ne milletvekillikleri dağıttık bunun da mı kıymeti yok diyor.

Tablodan anlıyoruz ki Erdoğan bu seçimde cemaate makam, mevki dağıtmayı rafa kaldırmış. Cemaatin oylarını kenara koyarak iktidarı paylaşmayacağım diyor. Onca iş yaptım, kabinemi dağıtır, ne yapar eder seçimi alırım diyor.

Baktı ki işin encamı çok büyüyecek, bir ara vermek zorunda kaldılar ya da rotayı değiştirdiler. Fakat artık ok yaydan çıktı, Tayyip Erdoğan için Cumhurbaşkanlığı’na giden yollarda artık çok fazla engel var.
***
Bu dalgalanmanın bir halkasında da CHP var.

AKP adaylarını tanıtıyor, gösterişini yapıyor, cakasını satıyor CHP’de bir sağa bir sola savrulmaya devam ediyor. Washington ziyaretinde cemaat ile yaptığı sohbetin sonunda seçim ittifakı ve Sarıgül kartımı var göreceğiz. Ama bu kafa ile hiçbir yere varılamayacağı kesin bilgi. Tamam, cemaat zamanında Demirel’e de oy vermiş ama yıllardır başörtüsü siyaseti ortada olan CHP “iktidar için her yol mubahtır” konusunu özellikle Gezi’den sonra halka nasıl anlatabilir?

O kadar Gezi savunucusu pozisyondayken bu yoldan bir iktidar hırsı ancak büyük bir açmaz yaratabilir.
***

Gezi Direnişi’ni hesaba katmadan yapılan her seçim hamlesi muhalefet için kaybetmeye mahkûmdur. AKP bile Gezi’yi hesaba katmadan hareket etmiyor, cemaat ile tersleşmesinin temel sebeplerinden birisi de Gezi’de cemaatin uzlaşmacı tutumudur. Bu arada gerilim tırmandığında Zaman’dan bir itiraf haberi geliyor Dolmabahçe camine bira şişesi sonradan koyulmuş. Başbakan o camideki hayatını kurtarmaya çalışanlara atıp tutarken demek hepiniz dilsiz şeytan kesildiniz. Bir de utanmadan yatıp kalkıp bu cümleyi kullanıyorlar.

Gezi Direnişi düşmanlığına karşı çok net bir biçimde Gezi Direnişi ile yolunu birleştiren bir seçim stratejisi, hele de dünya tıpkı Gezi’de olduğu gibi hükümetleri istifaya götürecek ayaklanmaları büyütüyorken toplumun %50’sine seslenebilme imkânını yakalayacaktır.

İşte o zaman AKP’yi sandıklar bile kurtaramayacak.