Dershaneler gerilimi, cemaat ve Tayyip Erdoğan taraftarları arasında ilerlemeye devam ediyor. Sadece MİT krizi değil birçok gelişmede cemaat ve cemaate yakın isimlerin Erdoğan’a karşı çıkış yapması süreci adım adım ördü. Erdoğan sultasının içeride başarılı olamadığı Cumhurbaşkanı, Bülent Arınç ardından İdris Bal gibi örneklerde somutladı. Her yanından su alıyor.

Hükümet sözcüsü olarak görevli kılınan yazarlar bu gerilimi, gözlerini sıkmış “ne olur büyümesin de ekmeğimizden olmayalım” korkusu içerisinde, büyük nezaket çerçevesinde cemaate yumuşama çağrıları yaparak kapatmak istiyor.

Bu paylaşım savaşının seçim arifesinde olması da, Erdoğan’ın yüzde yüz kendi işine yarayacağını düşündüğü bir hamle olarak planlamasında yatıyor.

***

Dershaneler Özal’dan beri süre gelen özelleştirmeci mantığın ve sınav odaklı niteliksiz eğitimin bir sonucu, Erdoğan döneminde de sayılarına bakınca bu işi beslediği ve ne kadar artmış olduğu ortada.

Cemaat için örgütlenme alanı olmasının yanında çok önemli bir rant kapısı işlevini de görüyor. Fırtına bu yüzden kopuyor.

***

Okullarda sistemli bir şekilde verilen niteliksiz eğitim karşısında dershaneler, öğrenciler ve veliler için bir çareye dönüşmüş durumda. Devlet okulundan istediği sonucu alamayan toplum aradaki çözümü kullanmak zorunda bırakılıyor. Çünkü evladının geleceği söz konusu, bir gencin karar verdiği mesleği yapabilmesi söz konusu. Dişinden tırnağından artırarak ne yapıp edip çocuk dershaneye gönderilir. Bu durumdan kurtulmak isteyen öğrencilerin itirazlarını engellemek için devlet her seferinde daha büyük yasaklar getirdi. Hele de liselerde. Aileler kötü bir etki altında bırakılarak, korkunç bir baskı ile gençlerin itiraz etmesi, kendini geliştirmesi engelleniyor.

YÖK ile susturulmak istenen üniversite gençliği yıllardır parasız eğitimin mücadelesini veriyor. AKP’nin en korktuğu şeylerden biri de parasız eğitim isteyen öğrenciler. Erdoğan’ın canını alsınlar ama parasız eğitim demesinler. Bugün dershane değil de adına akademik lise denilerek bir elden bir başka ele geçecek olan sisteme karşı gençler daha da kuşanarak mücadele edecek.

Topluma açıklamasını yapamadığı bu operasyonda öğrencilerin hayatları ile oynanarak bir rant kavgası verildiği açığa çıkarılmalıdır. Öğrencilerin hayatını kurtaracak yegâne uygulamanın eşit, parasız, sınavsız, nitelikli, bilimsel, demokratik, anadilde eğitim olduğu anlatılmalıdır.

***

Dershanelerde çalışan eğitim emekçileri bu rant savaşında işsizlik, güvencesizlik, daha fazla sömürü ile karşı karşıya kalacak. Seçim öncesi bu kadar çalışan insanı işsiz bırakamayacaklardır. Fakat seçim sonrasında önemli bir soruna dönüşecektir.

Milli Eğitim dershanelerdeki öğretmenlerin okullara yerleştirileceği sözünü veriyor da ataması yapılmayan 300.000 öğretmen konusunun üstünü örtüyor. İşsizlik pençesinde kalmaktan hayatına son veren öğretmenlere nasıl hesap verecekler acaba?

Ankara’da haklarını isteyen Eğitim-Sen’li öğretmenlere polis hem de öğretmenler gününde saldırdı. Gezi Direnişi ile her yerde dallanan, filizlenen eylemler eğitim alanını da sarıp sarmalıyor.

Onların dershane gerilimi değil, gerçeği doğruyu kararlı öğretmenler ve öğrenciler anlatacak.