Devlet, kadınları katlederken egemenliği ile et ve tırnak gibi. Birbirinden güç alarak yüzyıllardır süren bambaşka şekillere girmiş olan erkek şiddeti bugün AKP’nin uygulamalarına arkasını yaslamış olarak dikiliyor. Çabamız, ikisini yıkmaktan asla vazgeçmemeli.
Kürt Halkı ile diyalog içerisinde olan devlet ölüm haberlerinin gelmesini engelliyor. Tüm Türkiye rahatlıyor, devamından yana oluyor. Anlıyoruz ki ölümleri durdurmak isteyen devlet durdurabiliyor. İş kadınlara gelince, AKP, kadınların kazanmış olduğu, asla terk etmeyeceği haklara o kadar saldırıyor ki kadın cinayetlerini bırakınız durdurmayı, gündemine bile almıyor.
Birkaç sene önce, genel seçimlere yakın, koruma konusuna, kadınların örgütleri ile görüşebilmeye adımı atan bir hükümetti. Şimdi kadınların karar verme hakkına karşı fetva yöntemi uygulamak istiyor.
Ama AKP böyle yaptıkça, kadın cinayetlerinin yakıcılığını gören duracağına inananların, evladının karar verme hakkına sahip çıkan ailelerin mücadelesi de volkan gibi kaynamaya devam ediyor.
***
Hiç şaşmıyor bu sistematik ikili. Her gün haberler izlenirken bir kadının ölüm haberi en acı hali ile akıyor ve kadınların payına düşenin bu olduğunu anlatmaya çalışıyor devletin her türlü köşesini eline geçirmiş olanlar.
Kadınlar bedeni, işi, hayatı hakkında karar vermek istediğinde devlet ve kadın katilleri devreye giriyor. İkiliye göre karar veren kadın ölümü hak ediyor.
Bugün AKP’nin yegâne hedefi, kadının kıyafet, kürtaj, eğitim, istihdam ve boşanma yani kendi hayatı hakkında karar vermesine engel olmak. İşte yeni projesi, boşanmayı engelleme danışmanlığı. Kadın ve erkek 360 dakikada şipşak boşanmaktan vazgeçirilecek. Gaddarlık arttıkça mantık kuşbakışı bir hal alıyor.
Boşanmaya karar vermiş bir kadın ölüm tehdidi altında vazgeçmiyor kararından haberin var mı, güya herkesin gerçekte yalnız AKP’nin pek sayın Aile Bakanı Fatma Şahin?
“Türk Medeni Kanunu’nu bir gece jet oylama yapıp kaldırarak, fetvalarla yönetiriz” diye düşünüyorlar. Ne hukuku, ne kanunu, ne medenisi! Ne hâkimi ne mahkemesi? Kadı var ya AKP için!
***
Kazanılmış hakların garanti altına alınması anayasada temel bir maddedir. Bunu çakan AKP elbette yasa yapım sürecinde derhal kaldırmaya çalışacaktır. Bir kere bu maddeye aykırı hareket ederek, tüm var olan yaşam biçimlerine müdahale ederken kanunsuzluk yapıyor.
Kanun dışında da kazanılmış haklar, toplum ve toplumun bağlı olduğu ortaklıkla garanti altına alınmıştır ve ihlâl edilemez. Toplum ettirtmez. Gezi Direnişi’nde de aynen böyle olmuştur. Özellikle gençler ben “yaşamıma müdahale ettirtmem” demiş, AKP’ye hayatının dersini vermiştir.
Kadınlar da Gezi Direnişi’nin bir parçası olarak AKP’ye yeni bir ders vermeye hazırlanıyor. Birçok konuda harekete geçen sokakları dolduran forumlardan kadınlar, başka kadınlarla birleşerek “AKP’ye Meydan Okuyoruz” demeye, 25 Kasım’da kadın düşmanlığına, şiddete, AKP’ye karşı mücadelesini büyütmeye hazırlanıyor. (24 Kasım Pazar 12:30 Kadıköy Boğa)
***
25 Kasım 1960’da kaybettiğimiz Mirabel Kardeşler hepimize tarihte direnenlerin mutlaka kazandığını, tarihi direnenlerin yazdığını ispatlıyor. Dominik Cumhuriyetleri’nde ülkesini kurtarmak için darbecilere karşı kararlı kız kardeşler hala unutulmadı o yıllardan bugüne ve bu topraklara kadar uzandı. Katillerinden ve tüm kadın katillerinden hesap sormanın günü haline geldi.
***
AKP’li Fatma Şahin’in hiç teklemeden, kadın cinayetlerine boğazı hiç düğümlenmeden, anlattığı projelerini yerlere çarpıp yüzlerine fırlatacağız. Ancak Başbakan’ın idare-i maslahatçısı olabilir. Kadınları yaşatmanın her türlü imkânı ellerinde olacak, bu imkânlar hep kadınların aleyhine kullanılacak ha!
Anneler babalar “katiller içeride çürüsün” diye feryat edecek, cezaları hafifleten, katilleri affeden yasa maddesini tutmaya devam edeceksiniz ha!
Gezi Direnişi’ni yaratan, ikinci bir Gezi inancı ve heyecanını taşıyan kadınlar, AKP haklarına saldırdıkça öfkesini ve mücadelesini büyütme kararlılığında olacak.