Meclis Başkanı “Laiklik Anayasa’da olmamalı” dedi ve kalk düdüğünün çalması gibi AKP’liler başka bir faslı başlattı. Abdulkadir Selvi’nin dediğine bakılacak olursa bu hiç istenen bir fasıl değildi. Nasıl bir istememekse laikliği kaldırmaya dönük her türlü imayı içeren, durumu körükleyen açıklamaların AKP cenahından ardı arkası kesilmedi. Bu konuda o kadar ağızlarının suyu akıyor ki kendilerini tutamıyorlar. Mesaj “tabana” Anadolu’ya çoktan ulaştı, Kurtulmuş’un laflarına bakalım “…Önemli bir tartışmanın açılmasına vesile olmuştur.” Önemli bir tartışma ne anlama geliyor? Dini savunanlar ve din düşmanı laikler mi? Vurun kahpeye mi? Hiç şaşırmayız.

Evet, en istemedikleri şey Gezi veya Gezi ile en ufak benzerlik taşıyan bir tepkinin ve tavrın ortaya çıkması. Selvi’den al haberi diyoruz ya “İstemedikleri oldu” derken bunu kast etmiş olabilir.

Açıklamanın hemen ardından AKP ve MHP dışında muhalefet tepkisini ortaya koydu. Laikliğe dil uzatmak, hatta kaldırılması gerektiğini ifade etmek yeniden Gezi’ye benzer ortak bir tavır yaratabilir. Sur, Cizre yerle bir edilirken, HDP’li vekiller meclisten atılmak isterken susanlar bu fasıl açılınca ayağa kalkabilir. Ortak bir mevzi yaratılabilir, herkesin hayrına bir an evvel böyle olması hayırlıdır, elzemdir.

***

Hilafet meraklısı olduklarını biliyoruz, IŞİD’i beslediklerini, din adı altında binlerce ev açıp yoksul ailelerin çocuklarını bu evlerde toplayıp Ensar Vakfı’nda ve ortaya saçılan tecavüzlerle ne eziyetler ettiklerini, temel olarak da dine dayalı yönetimi kalıcılaştırmak için başkanlık peşinde koştuklarını biliyoruz. Koca bir genel seçimi yok saydılar, 7 Haziran’dan sonra “tek”çilik dönemi başlatarak Kürt Halkı’na savaş ilan edip şehirleri yıktılar. Her yere ölüm ektiler, kalkan cenazeleri kürsülerde ölümü överek görmezden gelmemizi beklediler.

Bu kadar açık, ilan ederek neden şimdi “laikliği kaldırma” faslına geçtiler?  Başkanlık konusunda bir noktaya geldiklerini düşünüyorlar. Kendi ipini çeken idamlık koyun gibi CHP’nin ve “Ne var ki?” kabilinden havaya tavaya bakan muhalefetin HDP’li vekillere yönelen dokunulmazlıklar konusundaki tavrı nedeniyle AKP laiklik sayfasına geçme cüretini gösterebildi.

***

AKP’nin öne sürdüğü “laiklik olmasın” modeli daha çok Rıza Sarraf daha çok Ensar Vakfı, daha çok IŞİD bombasından başka bir anlama gelmiyor. Bir milim yol alma aralığı görürlerse inananları da inanmayanları da korkunç bir süreç beklemektedir. Meclis yok devlet yok ne var? Dinin asla bilinemeyecek şekilde yolladığı halife, o da belli zaten, ve onun keyfine bağlı kararlarını uygulayan şeyhülislamları.

Kilis’e düşen IŞİD bombalarına neden “tesadüf” diyorlar neden gıklarını çıkarmıyorlar? Çünkü IŞİD göz bebekleri, kıyamıyorlar, üzerine tir tir titriyorlar. Laiklik düşmanlığı yaparak göz kırpıyorlar.

Toplum alışmaz, alışamaz! Laiklik bahsinde tekerlek geriye çevrilmek istendikçe duman olacaklar. Tarih ve toplum tekerleği Osmanlı’dan beri laiklik konusunda çok yol almıştır. Osmanlı da bile devlet işleri daha öndedir hukuk, Fransız Devrimi ile beraber hızla yol alabilmiştir. İstedikleri çağa dönülmesi nesnel olarak imkansızdır. Bugün kadınların hakları için mücadelesi, canları pahasına mücadelesi, en açık en somut örneğidir.

***

Ama muhalefetin bir bölümü AKP’nin başkanlık için hayata geçirdiği kurgusuna alıştı hatta adapte oldu. Bir türlü bağıra bağıra gelen teokratik düzen tehlikesini önleyecek siyasi mücadele ortaklığına imza atılmadı. Sanki Kürt Halkı’na yapılanlar gelip geçecek, kendi başına çare bulacak ve sonra muhalefete nazikçe sorulacak gibi çocukça pozisyon alındı. Ama baştan sona aktif ve etkili pozisyon almanın imkanı ve ihtiyacı çok güçlüydü. CHP, HDP ile bu süreçte ortaklaşmadığı gibi bu ortaklık için meclis dışı muhalefet de gereken çabayı göstermedi.

HDP ile bu kadar kanlı bir süreç geçmiş ve yan yana duramamış olan muhalefet şimdi dokunulmazlık konusunda da yan yana durmayınca, AKP düzenin kendisi için belli bir kıvama geldiğini düşündü. Bir anlamda “şimdi laikliği kaldırmayı genele teklif etmeliyiz” faslına karar verdiler.

***

Laiklik demokrasiye göre daha yerleşik daha kök salmış diyebiliriz. Ama bugün, derhal demokrasi konusu ile et ve tırnak gibi görülmelidir. Bilelim ki HDP’li vekillere dokunulursa laikliğe de dokunulur. Laiklik damarımıza basınca nasıl fırlıyorsak demokrasi damarına basılınca da fırlamak mecburiyetindeyiz. AKP’nin fişini çekecek akıl ve siyaset ancak böyle hayat bulacak.