AKP’liler her yerde Gezi Ruhu ile baş başalar.

Newyork’da bulunan Türkiye Cumhurbaşkanı’nın peşini Gezi Eylemi bırakmıyor. CNN sorularıyla da karşısına dikilen Gezi ile gurur bile duyacağını söyleyen Abdullah Gül, Tayyip Erdoğan’dan bir kez daha farklı düşündüğünü gösterdi.
İşleri zor, nasıl karalayacaklar herkes bir arada ayaklanmışken. Hem gurur hem çamur zor tabi.
Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan büyüme ile ilgili endişelerini anlatırken, demokrasi ile ekonominin paralel gitmek zorunda olduğunu söylüyor. Şu koşullarda mümkün değil sayın Bakan. AKP’nin sadece seçim için çabaladığı, kimsenin umut bağlamadığı Demokrasi Paketi’ne sayılı günler kala. Demokratik haklarla çürümüş kapitalizmin iyileşmeyeceği kesin de Erdoğan’dan ayrı demokrasinin zayıf olduğunu anlatmaya çalışması şaşırtıcı.
Bursa Uludağ Üniversitesi’nde bulunan Bülent Arınç’ın da peşini Gezi Eylemi bırakmıyor. Gençler diyor ki okulumuzun adı Ali İsmail Korkmaz olsun, katillerini yargılayın, Ali İsmail'in katili polis okulumuza gelemez. 
Sorumlu devlet yetkilisi bu sese neden kulak vermez? Gezi’de ölenleri değil öldürenleri kahraman ilan ettikleri için. 
Gençlerin eylemine sinek vızıltısı diyen Arınç’ın feleği şaşmış koşarak kaçtığı dakikaları herkes gördü. Korkunun ecele faydası olur mu, hele de gençlere hakaret etmenin Sayın Arınç? Tüm kampüste alkışlarla herkesin desteğini almış bir eyleme yaklaşımınız ne kadar yanlış.
Ecel hepinizi bu yolun sonunda bekliyor.
Bundan sonra bu kampüse polisi sokmayı bakalım aklınızdan geçirebilecekmisiniz?
Gezi eylemi zaten Başbakan’ın yakasından ve kafasından düşüremediği bir konu. Zaten Başbakan'da demiş ki “gençler fikirli ve öfkeli olun”. 
Çok fikirli ve çok öfkeli gençler karşınızda!
*
Ethem Sarısülük'ün katili Ahmet Şahbaz’ın yargılandığı dava başladı. Türkiye’de özellikle AKP iktidarı döneminde aklama dosyalarından birini daha önlerine koydular.
Katil Ahmet Şahbaz ismi Gezi’nin milyonlarının aklına kazındı. 1 Mayıs 1989'da Mehmet Akif Dalcı'yı öldüren polis Kazım Çakmak, 1 Şubat 1979’da Abdi İpekçi’yi öldüren Mehmet Ali Ağca, 8 Ekim 1978’de Bahçelievler Katliamı’nda Türkiye İşçi Partisi üyesi 7 genci öldüren  Abdullah Çatlı, Haluk Kırcı, Diyarbakır Cezaevi’nde zulümlere doymayan komutanı Esat Oktay Yıldıran gibi akıllara kazındı.
Bu katillerin bir kısmı AKP döneminde serbest bırakıldı. 
*
Mahkeme salonunda gerginlik çıkması ve duruşmayı kapalı yapmak için her türlü düzeneği kuranları geri püskürtmeye Ethem’in Annesi Sayfi Ana’nın “katiller” diyerek feryat etmesi yetti. Perukla, kalın gözlüklerle korunan katil Ahmet Şahbaz’ın maskesi düştü, AKP’nin her gün ortaya saçılan gerçek yüzü gibi. Memleketimizin dürüst müezzini bile sürgün yerken Ethem’in katili nasıl da koruyorlar.
Hem korkaklar hem katiller bunlar anacım!
Sayfi Ana'nın öfkesinden nasıl ve nereye kadar kaçacaksınız? 
Ali İsmail’in davasını da Eskişehir’den kaçırmaya çalışıyorlar. Sanıyorlar ki davaları etkilememize engel olacaklar.
*
Ethem de fikir ve öfke biriktirmiş bir gençti.
Alevilerin neler yaşadığını, devrimcilerin nasıl baskı altında tutulduğunu, işçilerin nasıl sömürüldüğünü, kadınların ne eziyetler çektiğini bilen ve yaşayan biri olarak Ethem tüm öfkeleri biriktirmişti. 
Ethem’in biriken öfkesi hiçbir zaman yere düşmedi düşmeyecek.
Sayfi Ana’nın binlerce Ethem’i var. Öldürmekle biter mi hiç?