Erdoğan’ın AKP’sinin Suriye politikası ile Türkiye’yi uçuruma sürmek istediğini Cenevre-3 olarak anılan toplantı mevzu bahis olunca yeniden gördük. Birilerine hala ne yazık ki sokakta insanlar taranırken “Kürt Halkı’na yapılan zulüm belli bir bölgede gerçekleşiyor hepimizi etkilemiyor” gibi gelebilir. Oysa AKP’nin ülkeyi Erdoğan’ın ayağına sermek için yaptığı tüm denemeler hepimizin içeride ve dışarıda toptan felaketi olmaya adaydır.

***

Suriye’den daha fazla pay kapmak isteyen emperyalistler için Cenevre-3 denilen görüşmeler kritik. Yüzyıllardır sürmekte olan Ortadoğu paylaşım kavgasının bilmem kaçıncı raundu da diyebiliriz. Esasta ABD ve Rusya burada kozlarını paylaşacaklar, elbette tonton bir şekilde sadece IŞİD’i temizlemenin yoluna bakmayacaklar. Kendi yarattıkları bataklıkta boğulmadan bir çare bulmak zorundalar.

Ortadoğu’da emperyal politikaların Paris Katliamı gibi saldırılarla bir bumeranga dönüştüğü artık koca bir gerçektir. Yarattıkları savaş ve çözümsüzlük ortamından milyonlarca insan kaçarken mülteci haline geldi, bu ülkelere akın etmek durumunda kaldı. 

Türkiye daha beter, ama hepsi daha çok para için insanlığa daha çok kayıp ve ölüm yaratmış durumdalar. Büyük bir krize dönüşmeden bir yol bulmak mecburiyetindeler.

***

Rusya Cenevre-3 toplantısına “PYD’siz olmaz” diyor, ABD ve BM buna itiraz edemiyor, bu toplantı sonunda Suriye’de Rojava yönetiminin tanınması söz konusu. Bu da halklar tarihinde hiç az buz bir gelişme olmayacaktır.

Durmadan ezber geçen Davutoğlu’nun “IŞİD ve PYD aynıdır” laflarına şaşkın bir şekilde bakıyorlar. İncirlik ve mülteciler konusunda bir pürüz yaratmayan Türkiye PYD ile masaya oturmak söz konusu olunca ABD’ye rest çekmekten geri durmuyor. Ne bitmez bir inkarcılıktır ki Kürt Halkı’nın dünya çapında hak, hukuk, statü kazanmasından ödleri kopuyor. İçeride Kürt Halkı’na yaptıkları zulme uygun bir Suriye politikası arayışı içerisindeler; “Kürtsüz bir Türkiye. Kürtsüz bir Suriye. Kürtsüz bir dünya”.

***

ABD Başkan Yardımcısı Obama’dan sonraki ismi olarak bilinen Joe Biden’in de sebebi ziyareti veya ABD’nin karın ağrısı bu meseleye dayanıyor. Hiç heveslenmesin liberal yazarlarımız, Türkiye’deki hak ihlalleri ABD’nin umurunda değil, bir iki laf edip birkaç görüşme yapması görüntüden ibarettir. Chomksy’nin söylediği doğrudur “ABD Kürt Halkı’na yapılanlara kılını kıpırdatmaz” kıpırdatmıyor, kıpırdatmayacaktır. 

ABD, Rusya karşısında Cenevre görüşmelerinde elini işbirlikçileri ile güçlendirmeye çalışıyor, Türkiye’yi PYD’li Cenevre’ye ikna etmek istedi, ama görüntüde başarabilmiş değil, göreceğiz. Türkiye PYD katılırsa katılmayacak, PYD’nin katılmaması hepsini Suriye topraklarında öyle veya böyle zora sokacak bir durum. Bu nedenle davet konusundaki karışıklık son güne kadar sürecek görünüyor. Türkiye bu tavrı nedeniyle IŞİD karşıtı cephede veya bu görüşmelerde yer almayan bir yere yerleşecek. IŞİD’le ilişkisi defalarca ifşa olan Türkiye’nin bu durumuna kimse ve danışıklı dövüş halinde olan ülkeler de şaşırmayacaktır.

***

Türkiye ne yaparsa yapsın, Suriye’deki IŞİD ile savaşta PYD önemli bir yere varmış durumda. Fırat’ın batısına kadar IŞİD bu savaşta PYD’nin aktif gücü ile geriletildi. Rusya ve ABD PYD’nin gücünü kabul etmek durumunda kaldı ve üstünü örtemez bir duruma geldi.

Ortadoğu’da yönetilebilir sürdürülebilir anlayışı PYD Rojava’da ortaya koydu. Bu açıdan AKP’ye geçmiş olsun. Kobane düşmedi, IŞİD ve türevleri kazanamadı. Bu açından Türkiye’de Kürt Halkı’na yaptığı her türlü zalimliğin hesabını er veya geç verecektir. Ya IŞİD ile buluşan vahşet derekesindeki faşizm hakim olacaktı veya halkların birliğinden oluşan demokratik Rojava yönetimi ilerleyecekti. Halklar açısından demokrasi açısından şükür ki PYD ilerledi.

***

AKP sanki sadece kendisine bağlıymış gibi Erdoğan’a Başkanlık bahşetmek için savaş, katliam, düşmanlık, faşizm perdesini sürekli kılmak istiyor.

Mevlüt Çavuşoğlu Cenevre görüşmeleri için diyor ki “PYD katılacaksa IŞİD, El Nusra’da katılsın”. Yav sanki IŞİD ile hiç masaya oturmadınız ya da aklı sıra olumsuzlarken malumu ilan ediyor. İçeride belli kesimlere yutturdukları yalanı dışarıdaki emperyal güçlere de yutturabiliriz diye düşünüyorlar.

 

Bu sefil anlayış yok olmaya mahkumdur yeter ki biz de Türkiye ve Ortadoğu halkları için tavrımızı, mücadelemizi diri tutalım.