Darbe kâbusu Mısır’ın üzerinde dolaşıyor.
 
Darbeci yönetim cenazelerin kaldırılmasını bile hiçbir hak istenmemesi, sorumluluğu darbe karşıtlarına yıkmak için imzaya bağlamış. Ağır sıcak altında yakınlarının cenazesini bu şekilde kaldırmak istemeyenler direnmeye çalışıyor.
 
Binlerce can kaybının, ortaya çıkma ihtimalinden bahsedilen iç savaşın sorumlusu darbeyi yapanlar, acımasızca öldürenler, ölüm siyasetini destekleyen sömürü ülkeleri.
 
Şeyhin kızının yalanlanan ifadelerinde yer adlığı gibi onların paraları insanları öldürüyor.
 
 
*
Dünyanın süper ekonomisi Amerika'nın dengeler değişirken darbeleri desteklediğini belgelemeye ne hacet.
 
Mısır'da yine büyük anlaşmaların sahibi Amerika'nın sadece seyirci kalmadığı darbecilere binlerce doları aktardığını biliyoruz.
 
Ve gündeme bir zamanlar İran'da 1953'de yapılan darbeyi Amerika'nın desteklediği ile ilgili bir belge geliyor.
 
Türkiye’deki 12 Eylül’e olan desteğini hepimiz biliyoruz.
 
Fakat bu demek değildir ki her yol Amerika her gelişme Amerika Oyunu.
 
Tarih geçmişten belki de daha fazla şu anda ayaklanmalarla şekilleniyor. Gezi Direnişi nelere kâdir oldu ve oluyor. Mısır'da da ölüme başkaldıran kararlı bir darbe karşıtları mücadelesini görüyoruz.
 
Bu direnişlerin başlangıcı sadece Ortadoğu ayaklanmasının değil tüm dünyanın mihenk taşıydı. 40 yıllık Diktatör Mübarek'i devirdiler. Biz de gerçekleşemeyen bir şeyi başardılar, yatalak bir şekilde bile olsa mahkemede yargılanmasını sağladılar. Ve darbeye karşı mücadelede tüm dünya ülkelerine de cesaret örneği oldular.
 
Bu mücadeleyi bugüne kadar hem Mübarek hem Mursi’ye hem Sisi’ye karşı bir araya gelen milyonlar besledi. Meydanlar her seferinde doldu doldu taştı.
 
Gezi’nin devam eden mücadelesi, Mısır Halkı’nın yaşadığı zulme karşı gün be gün sesini yükseltmeye devam ediyor.
 
Onlara cesareti, AKP’nin ikiyüzlü destek siyaseti değil, Gezi'nin devam eden kararlılığı verecek.
 
 
*
Tayyip Erdoğan Mısır'da yaşananlara dört dörtlük darbe derken kendi memleketindeki açık saçık planlanan ve uygulanan 12 Eylül Darbecisi iki generale el sürmedi.
 
Neden herkesin gözü önünde bu çelişkili darbe karşıtlığı çizgisini sivriltiyor?
 
-Fazla bir seçeneği kalmadı.
-Bu şekilde demokrasi yanlısı gibi görünmüş oluyor.
-Ortadoğu'da Yeni Osmanlı olma hayalini sürdürüyor.
-Amerika ve İsrail karşıtlığı yaparak muhafazakâr ve milliyetçi oyları dâhil etmeye çalışıyor.
-Türkiye'de Gezi Ayaklanması'nda hiç bir biçimde darbe konusu olmamasına rağmen karalamak için darbeciler muamelesi yapmaya çalışıyor. Başka söz bulamıyor.
-Türkiye'de 12 Eylül darbecilerini ve katliamlara imza atan darbecileri yargılamak istemiyor. Dünya çapında darbe karşıtı gözükerek üstünü örtmüş oluyor.
 
 
*
Beşiktaş'ta camiye can havli ile sığınan ile Mısır'da camiye sığınanlar aynıdır. Mermiler yağarken insanlık büyük meydan ve büyük yapılara sığınmak istedi. Milyonlarca Müslüman’ın olduğu yerde camiye sığınmak o kadar doğal ki. Daha fazla insan insana olmak için koştular.
 
Mısır'da camiye sığınanları büyük bir anlayışla anlatırken, Türkiye’de sığınanlara aylarca iftira ve nefret yağdırdılar.
 
 
*
Tribünde, törenlerde, konserlerde protestolardan “Her Yer Taksim Her Yer Direniş” in yankılanmasından kaçamayan AKP’liler nasıl da insanlık talep ediyorlar.
 
Ve Gümüşsuyu’nda Gezi’de kaybettiklerimiz için Adalet Yürüyüşü yapan kardeşlerimizi öldüresiye yerlerde sürüklediler. Oturarak kendini ifade etmek istediklerinde sürükleyerek ölüme terk etmek istediler, durmaksızın gaz sıktılar.
 
Sizin Mısır’da zulmedenlerden nasıl bir farkınız olabilir ki?