Bu memlekette “vicdanlı insanlara yer yok dedirtmek istiyorlar. Durmadan umutsuzluk, çaresizliğe itmeye çalışıyorlar.

Çaresiz olma durumu o kadar büyüsün ki ipleri eline almış olan egemenler atı alıp Üsküdar’ı geçmiş olsun.

Asıl çaresiz olanlar onlar, biz değiliz. Zulüm ve kötülükten başka çareleri yok. Bu nedenle durmadan kötülük üretiyorlar.

Aleviler’e, Kürtler’e acımasızca gözü dönmüş bir şekilde saldırıyorlar.

Malatya’da Aleviler’e oruç tutmadıkları için saldırıyorlar, evlerine taş, kurşun ne bulurlarsa atıyorlar, evlerini yakmaya çalışıyorlar

Madımak’da Aleviler yakıldığında büyük bir insanlık hesabı koskaca bir uçurum olarak duruyorsa Malatya’da öyle yapılmak istendi.

Semah Alevisiz kalamaz. Yanan Aleviler değil bir olmak için çırpınan milyonlarca can olur. Toplum Alevi kardeşleri yanarsa her şeyini kaybetme ile yüz yüze kalmış olur.

Malatya Sürgü’de jandarma, kolluk engellemiyor saldırganları. Gücüm yetmiyor demeye çalışıyor. Evin büyüklerine “kaçın gidin” uyarıları yapıyorlar korumaları gerekirken.

Aleviler bir hak talebinde bulunsalar jandarmanın tankı, tüfeği, gazı, copu bitmez. Daha dün Niğde’de borçları yüzünden elektiriği kesilen köylülere gazla copla saldırdılar.

Nitekim aynı jandarma, hazırladıkları raporu saldırganların ifadesi ile Alevi ailenin kışkırttığı yönünde yazıyor.

Belediye Başkanı; “Küçük bir olay büyütülmesin, tazminat verelim buralardan gidin” diyor.

Çok olanlar, az olanlara gözü dönerek saldırıp inancı gereği oruç tutmayan Aleviler’den öç almış oluyor. İnsanlık tarihindeki hangi mertlik örneğine sığar?

Ne oldu son zamanda Aleviler ile ilgili?

Didim’de, Adıyaman’da, İzmir (Harmandalı)’nda, Erzincan’da, Antep’te Aleviler’in kapılarına işaretler konuldu. Her zamanki insanın sabır taşını defalarca çatlatan İçişleri Bakanı “çocuklar yapmış” diyerek tırmandırma hedefine el atmış oldu.
AKP’li tüm belediyeler, valiler “münferit vaka, büyütülmemelidir” görüşünde sabitler.
Malatya’da davulcunun tutuklanması ile her zamanki gibi göstermelik bir hukuk süreci uygulanmak isteniyor. Hrant Dink cinayetindeki Ogün Samast misali, hem kahraman rolü hem de yargılarmış gibi yapılacak kişi seçiliyor.
Sivas Madımak’ta 37 kişinin ölümüne neden olan katliam zaman aşımından düşürüldü. 37 insan diri diri yakıldığında o zamanın Belediye Başkanı “Gazanız mübarek olsun” dedi. Bugün zaman aşımından dava düştüğünde de Başbakan aynı düşünceyle “hayırlı olsun” dedi. Aleviler daha fazla ezilsin, saldırı ve yakmalar devam etsin diye ağızları kapanmıyor.
“Aleviler’in ibadet yerinin cami olduğunu” söyleyen ucube fikirler durmadan her yerde bununla ilgili açıklama getirmeye çalışıyor. Aleviler’e bir şey soran yok.
Yargıtay kararı ile “Cami ve mescit dışında hiçbir yer ibadethane değildir” fetvası verildi. Diyanet İşleri Başkanlığı ile el ele. İbadet yeri cemevi olan Aleviler zorla camilere gönderilmek isteniyor.
Başbakan Karacaahmet Mezarlığı yanındaki cemevine “Ruhsatı yok zaten o ucubenin” dedi. Başbakan yıkmaya alışık. Heykelleri de böyle yıktırmıştı. Ruhsatı vermeyen kendi belediyeleri. Ayrıca camilerin de ruhsatı yok.
Devletin açıklamaları saldırganlarla birebir örtüşüyor.

Bu sıralama karşısında çok acil hem hukuki hem siyasal alanda başta Aleviler olmak üzere ortak yürüyecek kararlı bir mücadeleye ihtiyaç var.

Devlet kendi bünyesinde eritemediği kendi kültürünü, inancını, felsefesini, dayanışmasını yaratan Alevileri dün olduğu gibi bugün de yok etmek istiyor.

Dev camileri, çarpık çurpuk inşaat anlayışı, işçi ölümleriyle diken AKP, Alevileri de zorla camilere katmayı planlıyor. Başbakan camilere gitmeyenleri “bölücü” ilan ediyor.

Cumhurbaşkanlığı katında tüm dinlere, inançlara sevgi şefkat yemekleri düzenlenirken halk katında yobazlık siyaseti bizzat devlet kademesi eli ile yürütülüyor.

Aleviler’in ortak siyasal mücadele alanı için tek seçenek CHP değildir. CHP bugüne kadar Aleviler için ne yapmıştır ve ne yapacaktır sanki? Hangi muhalefet gücü ile Madımak Davası düşerken bir mücadele hattı örmüştür mesela. Alevi oyları ile meclise kurulmak ve oturduğu yerden önerge vermek değildir Aleviler için siyaset üretmek.

Bugün hala Madımak olsun isteniyor. Yobazlıkla daha çok palazlanalım isteniyor.

Geçit vermeyelim.