Kendi hayatımız için istediklerimizi başkaları için de istemek büyük bir insanlık görevi.

Birçok sorun başlığında böyle hareket edince yol alıyoruz.

Deneyin, sayısız kere deneyin göreceksiniz.

"Hiç benim başıma gelmez diyemiyor"  birçok kadın, her gün kadın kardeşlerimiz öldürülürken.

Kadın cinayetlerinde evladını kaybeden aileler başka Münevverler, başka Esinler, başka Gülşahlar, başka olmasın diyor.

Kadınlar, aileler başka kadınlar öldürülmesin diye yollara çıkınca çok yol alıyor.

Kadınların öldürülmediği günlere adım adım ilerliyoruz.

 

*

Bugün Kürtlerle yapılan görüşmeler de başkaları için istemeye, adım atmaya gebe bir süreçtir.

Artık Kürtlere kardeşlerimiz demek için çok fazla imkan açıldı.

Öcalan'ın mektubu ile ilan edilen bu süreç ölümleri durduracak bir süreç.

Her gün onlarca ölüm haberi alınmasından sonra ne denebilir ki?

Doğu'da evladı olan annelerin yüreği rahatlıyor.

 

*

Hatırla Sevgili dizisinde solun geçmişine dair ortaya konan önemli konular izlenirliğini çok fazla artırmıştı.

Diyarbakır Cezaevi sahnelerini milyonlar izlemiş ve Kürtlere dışkı yedirtilmesini lânetlemişti.

Neden, nasıl, ne adına yapılabilir?

Devlet neredeydi bunlar yaşanırken?

12 Eylül darbesinin faşizm koşullarıydı kardeş kavgalarını yaratan!

Hiçbir Türk, hiçbir Kürt kardeşine faşizm belası ortada yoksa bu eziyeti yapamazdı.

Bir insan bir insana kendi hür iradesi ile bu eziyetleri yapmazdı.

Kardeşliği aklına yerleştiren insan evladı hiç aman verir mi böyle vicdansızlığa?

 

*

Gelinen aşamada Kürtler'in taleplerindeki haklılığı ve meşruiyeti yerini buluyor.

Devlet neredeyse baştan sona siyasetini değiştiriyor.

Kürtlerin seçtiği temsilcilerle görüşüyor.

Tutuklanan seçilmiş siyasetçileri serbest bırakıyor.

Yabana atılmayacak bir olumlulukta gidiyor.

 

*

Çözüm süreci ile ilgili herkesin çok büyük gerekçesi ve anlamlandırması var.

Seçimler, Başbakan'ın başkanlık hırsı, Ortadoğu politikaları, Amerika unsuru.

Hiç yabana atılmayacak önemli başlıklar.

Fakat memleket sathını tarttığmızda aksi önerinin sonu gelmeyen bir çözümsüzlüğü önerdiğini görüyoruz.

Bu nedenle CHP tarzı siyasete toplumun ikna olması daha uzun bir süre zor görünüyor.

 

*

Çok söyleyen değil çok eyleyen bilir.

Elbette yıllardır bunu Kürt siyasetine emek harcayanlar bilecek ve karar verecek.

Bu sürecin devamlılığı için olumlu yankılarıyla demokrasiyi inşaa etmeye bakalım.

Uzanan kardeş eline o zaman sırtımızı dönmemiş oluruz.