Devletin halkına eşitsiz bir şekilde dağıttığı kaynakları büyüme rakamlarının düşmesinden yorumlayabiliriz.
Türkiye Eurovision şarkı yarışmasından ayrıldığını açıklıyor. Hepiniz duyduğunuzda şaşırmışsınızdır, çocukluğumuzun heyecanla sonunu beklediği, büyük Avrupa ülkelerinin şarkıcı ve şarkılarının yarışması.
Türkiye Eurovision'dan çıkıyorum derken elbette Avrupa ticaretin de çıkıyorum diyemez. İstediği kadar kendimi ayırıyorum desin dursun. Şarkılarda ayırsa da S&P'nin not sıralamasından ayrılamaz. Avrupa ekonomisinden ayrılamaz. Yunanistan kurtarma paketlerinden ayakta kalmaya zor direnen bir ülke iken verilen notla Türkiye Yunanistan'ın bir kademe önünde yer alıyor.
Büyüme verilerine bakınca ilk dokuz ayda Türkiye halklarının giyim, ev eşyası, mobilya harcamalarını kısmış olduğunu anlıyoruz.
Bir de üstüne işsizlik rakamlarının arttığı açıklanıyor.
Bu kısmının anlaşıldığından emin olarak bir kaç soruylailerleyelim.
Memleketin başbakanı bu durumlar olurken ne demektedir, ne yapmaktadır?
İşsizlere ne önermektedir?
Aç da açlıkta kalana ne demektedir?
Yoksa işi gücü evlendirmek ve çocuk tavsiye etmek midir?
***
Konya'da açılış töreninde Başbakan bir kez daha fırsat bu fırsat diye düşünmüş olacak ki gençlere “evlenin ve en az üç çocuk yapın demiş".
Ekonomi ile ilgili dünyada ve Türkiye'deki gelişmeleri teğet geçti. Gençleri evlendirip onlara beyaz eşya satmayı, nüfusu çoğaltarak ucuz işgücünü kolayca yaratmayı planlayan Başbakan, karakolda doğru söylüyor gibi durabilir ama mahkemede şaşacağı kesindir.
Haklı fakat çok nadir bir seyir izleyen Kemal Kılıçdaroğlu'nun "evlen diyeceğine önce iş bul" çıkışına Başbakan'ın hiçbir yanıtı olmadı, olamayacaktır.
Her bir şeye cevap bulan Başbakan, bu celsedede susup kalmaktadır.
Canla başla öğretmen olmak için çabalayan ve ataması yapılmayan öğretmenleri intiharlara sürükleyen, öğretmensiz öğrencilerin üzerinden atlayarak "zaten iş sözü vermedik ki" yi anlatan bir hükümet görevde.
İşsizlik artmışsa, eşya alımının da gerilemiş olması bir tesadüf değildir. Başbakan desin dursun, gerçek durum dediğinin tersini göstermiştir.
İşsizlik Başbakan'ın yaş tahtasıdır, Tayyip Erdoğan döneminde asla kurumayacaktır. Konuşmalarında yaş tahtasına hiç basmayacaktır.
Yazımız vesilesiyle hep beraber soralım.
Gençler iş güç sahibimi ki evlenebilsin?
Gençlere zaten iş sözü vermedik ki diye tersleyen Başbakan değil midir?
Hangi birikimle evlensin?
Eşyalarını hangi para ile alsın?
Bu bölümleri geçebilmişse gençler, üç çocuğa nasıl baksın?
Bir tanesine nasıl bakabilsin?
Üç çocuğun rızkını nereden bulsun?
***
Hele de ABD'de kızışan işsizlik ve kriz rakamları, Yunanistan'ın hemen bizi takip etmesi, Türkiye'nin büyümesinin gerilemesi, işsizliğin artması, alım gücünün düşmesi karşısında vatandaş nasıl evlensin, nasıl çocuk yapsın?
Bu soruların hepsine halk mı cevap verecek?
Oh ne ala memleket. O zaman ne işe yaradı bu hükümet?
Şu tip konularda çok başarılılar; öğrenciye üniversitede kredi veriyor, daha öğrenci işe mişe girmeden, sormadan etmeden beyaz eşyaya endeksli fazlasıyla geri alıyorlar. Faturalar ödenmeyince faizi kat be kat işletiyorlar. Ödenemeyen faturalara hemen ceza uyguluyorlar. Her başvuruda her adımda bir harcırah alıyorlar.
50 kişilik ünlü bir banka iş ilanı versin, anında başvuru binlere ulaşıyor. Hepimiz yakınlarımızdan biliyoruz.
Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana.