Polise, valiliğe, milli eğitime koruma için başvuru yapan 27 yaşındaki Gülşah Aktürk Van'da öğretmen olan kendi başına, kendisini korumak isterken ailesinin yanında Konya'da reddettiği erkek tarafından öldürüldü.

***
Haberin internette bulabileceğiniz videosunda gözaltı yaparken katille sanki mahalle arkadaşı gibi arabada teselli görüşmesi içinde gibi olan polisi görüyorsunuz.
Gülşah'ın katiline sıcak bir kucak sunuluyor. Pişmanlık, iyi hal indirimine teşvik ediliyor. Aslanım, kaplanım muamelesi yapılıyor.
Gülşah'ın kabusu devam ediyor.
***
Kızının yazdığı dilekçeyi yeni öğrenen aynı videoda Gülşah'ın babası diyor ki; 
“Kızım adeta vasiyetini yazmış. O vali yardımcısından da bu işte ihmali olan tüm sorumlulardan da şikâyetçi olacağız” 
Sanıyorlar ki inkar edersek sıyrılırız. Gülşah'ın ailesi yalnız değil, sorumlular yargılanana kadar canımızı dişimize takacağız.
Sorumluların yargılanması demek yüzlerce kadının kurtulması anlamına geliyor.
Devlet açıklama yapmalıdır. Sorumlular ne olacak?
***
Gülşah'ın babası konuşmaya devam ediyor;
"Kızıma aile hakîmi koruma verdi. Ama kağıt üstünde..."
Koruma yasası var fakat uygulama kadınları ölüme götürüyor. Korumanın kanunu var ama kağıt üstünde. 
Durmadan ve utanmadan çocuk doğurun diyen, annelik ve aile çalışmalarını yapan AKP hükümeti neden bu ailelerin feryadına yanıt vermiyor? Daha nasıl aile olsun bu insanlar? 
Kadını korumayı kağıt üstünde bırakan yasa uygulayıcılarının peşindeyiz.
Bütçe görüşmelerinde kadınları korumak için bütçe ayırmayacağım peşindeyiz.
Geçen hafta Aile Bakanlığı ile Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu olarak yaptığımız görüşmede uyardık: "yasayı yaptınız fakat uygulamıyorsunuz, yönetmeliği çıkarmıyorsunuz, ihale yasasını bir gecede bizim yasalarımızı neden sallanarak yapıyorsunuz?". 
İşte vali yardımcısı da bakanlığın bu yaklaşımından son derece emin. 
***
Gülşah'ın babası anlatıyor: "Vali yardımcısı Zafer Coşkun 'öyle olur olmaz şeylere tayin yaptıracak olsak öğretmen kalmaz' dediler."
Van'daki depremde görevi nedeniyle Van 'a gelen bir çok öğretmen hayatını kaybetti. Öğretmenler ekmek için aş için yeterki ataması olsun diye bilmedikleri diyarlara gelmekten hiç tereddüt etmemişler. Gülşah'da onlardan biri .
Vali yardımcısının olur olmaz şeyler dediği ölümle burun buruna yaşayan bir kadının hayatı.
**
Gülşah'ın annesi de diyor ki: "Kızım bu sözlere kırıldı. 'Yapacak bir şey yok. Ölüm haktır. Sprey gazı ile kendini koru' dediler."
Daha ne denebilir? Ölüme davetiye çıkarmak böyle olur. Vali yardımcısına sorsan onu demedi dediyse bile bu niyetle demedi. Ölümün zaten doğal olan bir şey olduğunu anlatmak istemiş. 
Niyet ettim diye başlayan duaların sonu gelmez. Peki hayatta neden niyetlerden niyetlerin sorgulanmasından kaçılır?
Tam bir niyet okuması yapılacak bir durum. Devletin tüm kademelerinin niyeti bir kadını adı adım ölüme götürmüş.
Bu niyete savaş açtık. Yerle yeksan edene kadar savaşacağız.
Vali yardımcısına sormak lazım "dikkate alması için ölüm dışında ne olması gerekiyordu?". Ben söyleyim. 
Bakanlığın açıklama yapması, Başbakan'ın bugüne kadarki kadınlarla ilgili sözleri geri alması, ceza alması, görevden alınması, maaşının kesilmesi, haklarını kaybetmesi. 
***
Anne Üniversitesi'nde diplomaları veren Emine Erdoğan'a ve Fatma Şahin'e çok önemli söyleyeceklerimiz vardı.
-Kadın cinayetleri eğer ki bizim Türk Ceza Kanunu'na önerdiğimiz maddeleri yaparlarsa durabilir.
-Koruma yasası uygulanmazsa, yönetmelik çıkarılmazsa kadınlar ölmeye devam ediyor.
Gülşah'ı korumak harekete geçmeyen polisler bu törene bizi susturmak önerilerimizi salona yaptırmamak için ağır önlemler almışlar. Onlarca polis anında temsilcilerimizin etrafını sarıyor, salona bile almıyorlar. 
***
Başta devlet olmak üzere kadın cinayetlerini gündemine almayanları uyarıyoruz. Kadınları ölümlerden kurtarmadan hiç bir şeyi anlatamayacaksınız. Kılınızı kıpırdatmadıkça istediğiniz dolambaçlı lafları söyleyin vebali boynunuzda olacak.
Kadın cinayetine göz yummuş tüm devlet yetkilileri görevinden alınana kadar, hak ettikleri cezaları alan kadar peşlerinde olacağız.
***
Asla vazgeçmeyeceğiz hep beraber yürümekten. Asla vazgeçmeyeceğiz çalışma yaşamına katılma hakkımızdan, asla vazgeçmeyeceğiz medeni haklarımızdan, asla vazgeçmeyeceğiz siyaset yapma hakkımızdan, asla vazgeçmeyeceğiz boşanma hakkımızdan, asla vazgeçmeyeceğiz fikirlerimizi söylemekten, asla vazgeçmeyeceğiz başka kadınlar için mücadele etmekten, asla vazgeçmeyeceğiz yaşam hakkımızı savunmaktan.

Dünyanın her yerinde, her tarihsel anında, her inancında geriye dönmeyi insanlık kendine yedirmemiştir. Kadınlar neden kendine yedirsin. Kadınlar hep nasıl ilerlerim diye bakacak yaşamak için, insanlık için.