Kızlarını kaybeden aileler "ölümden öte yol yok" demiyorlar. Başka evlatlar ölmesin, adalet yerini bulsun diye kadını korumayan devlete karşı 25 Kasım'da Taksim Meydanı’na aktılar. Arkalarında sonuna kadar olan yüzlerce kadınla birlikte.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı kadına şiddete sıfır tolerans diyerek beyaz kurdela kampanyası başlatmış. Nasıl olacak?

Kadınlar gözlerinin önünde can verirken seyreden polis ve karakollarla olamaz.

Her şeyden önce kendisine ulaşmış fakat ölümü önlememiş polisler, hakimler yargılanmalıdır.

Her halinden kadını öldüreceği belli olan defalarca ölüm provası yapmış katilleri serbest bırakan hakimlerle olamaz.

Kadın cinayetlerinin yüzde 1400 arttığını açıklayan Adalet Bakanlığı'na bağlı olduğunu unutup yasalardaki indirimlerle katilleri affeden mahkemelerle olamaz.

Devlet bu açıklamasından sonra 2009’dan beridir kadın cinayeti rakamları ile ilgili ne bir çalışma yapıyor ne bir açıklama yapıyor. Yapmıyor.

Kadını koruyacak yasayı yapan fakat uygulamayan bakanlıkla olamaz.

Biz karalar bağlayıp acılı ailelerin yanından bir an olsun ayrılmazken devlet bize aileyi koruduğunu anlatmasın.

Aileler devletin adaletinden umudu kesip kendi adaletinin peşine düşdüyse bu bakanlıkların vay haline.

Defalarca kızlarının dilekçesini karakola, savcılığa getirip teslim eden ailelere cevap verin.

Sizin TOKİ'de kaybedecek 60 milyon paranız var da, kadınları korumak için neden hiçbir zaman paranız olmuyor?

Parıltılı her türlü zengin mekanda polisleriniz bekler de neden feryat eden bir kadını bekletmezsiniz?

Binlerce kişiyi polis yapıyorsunuz sonra kadınları korumaya polis sayınız yetmiyor. Öğrencileri dövmeye gelince polis sayınız hemen binlerce oluyor.

Türkiye'de kadınların büyük bir kısmı boşanmak istedikleri için en ağır yöntemlerle kocaları, eski kocaları tarafından öldürülüyor. Buna ne diyeceksiniz? Kadınlar, ölümle barışsın mı istiyorsunuz?

Sizden boşanmaları durdurmanızı isteyen yok, sizden kadın cinayetlerini durdurmanızı isteyen milyonlar var.

Sizden boşanmaların asıl kaynağı olan işsizliği, yoksulluğu, açlığı, yokluğu durdurmanızı isteyen milyonlar var.

Sizden koruma isteyen milyonlarca kadın var.

Sizden evladını kaybetmiş katillere en ağır cezayı isteyen aileler var.

Boşanma danışmanlığı yapmayı bırakınız evlatlarını kaybetmiş adaleti arayan ailelere, kadınlara cevap verin.

Devlet korumadığı sürece kadınlar kendi çarelerini arıyorlar. Tecavüzcüsünü öldüren kadınlar çoğaldı.

Bir dernek kadınların kendilerini koruması için silah eğitimi veriyor. Fatma Şahin (Aile ve Sos. Pol. Bakanı) bunun üzerine her türlü şiddeti kınadığını açıklamış. Bir kadın Facebook’dan cevap vermiş "Yargı önünde gördüğümüz şiddeti kabul ettiremiyoruz" açıklamayı yapan bakana bizi çaresiz bırakıyorsunuz demek istiyor.

Fatma Şahin her şeyden önce hükümetine bağlı çalışan karakollara ve mahkemelere kınama açıklasın, soruşturma açtırsın. Kadınlar ölmeden bu mahkemelere bu karakollara defalarca feryat figan içinde "beni koru" diyerek başvuru yapmış.

Başbakan kadına yönelik şiddete ağzına geleni söylemiş. Bu kelimeler ağzından çıkana kadar kaç kadın hayatını kaybetti? Biz sokaklarda gırtlağımız yırtılarak kaç yüz defa "Kadın cinayetlerini durduracağız" dedik?

Başbakan kınadı da peki koruma isteyen kadınlar ne olacak?

Yüzlerce belki de binlerce koruma dilekçesi bekleyen kadınlar ne olacak?

Yalnız panik butonu değil yasada geçen imkanları verecek misiniz?

Yasada geçen koruma kararı almayan mülki amirleri cezalandıracak mısınız?

Kadınların dilekçesini hasır altı eden polisler cezalandırılacak mı?

Acılı anne ve babaları azarlayan hakimlerinizi cezalandıracak mısınız?

Korumayan polise ve hakimlere de bu lafları söylemiş oluyor musun Başbakan? Cezalarını verecek misin?

İhaleye, füzeye değil kadınları korumaya para ayıracak mısın?

İbret olsun diye olmayacak şeyler yapıyorsunuz, ibret olsun diye kadın katillerinin hepsine TCK maddesi yaparak en ağır cezaları uygulatacak mısınız?

Uygulatacağız, durduracağız.

Geliyoruz.