Suriye'de onlarca yüzlerce insanın ölmesine neden olan savaş süreci devam ediyor.
Türkiye çok uzun süre kendi topraklarında Kürtlere yaptığı eziyet bilinmiyormuş gibi Esad'ı kötüledi durdu.
Muhalif oldukları söylenen Suriyelilere silah yardımı, teçhizat, barınma, maaş dahil olmak üzere kontrolsüz bir şekilde organize edildi.
Türkiye'deki savaş karşıtı olan görüşlere hiç kulak asılmadı.
Türkiye'nin uçağı Suriye topraklarında düştü. Ne olduğu net açıklanmadı. Sorumlu kim ve yargılama süreci ne olacak belli değil.
Suriye konusu üzerinden İran, Rusya, Çin ile bir gerilim hattına girildi.
4 Ekim'de Meclis’ten yabancı ülke topraklarına bir yıl süre ile asker gönderme kararı alındı. Bu şu anlama geliyor; "Ey Suriye senin topraklarına askeri gücümle her an girebilirim."
Ardından 200.000’e yakın Suriye halkı Türkiye'ye ölümlerden kurtulmak için akın etti.
Rusya uçağı uluslararası devletler hukukuna uymayacak şekilde Türkiye’de durduruldu.
Türkiye Suriye topraklarına bomba yağdırdı.
Bu aşamalar bile Türkiye ekonomisinde ciddi bir sıkıntı yarattı.
Sınırdaki illerimizde yaşam tamamen değişti. Artık büyük bir göç almış, silahlanman Suriyeli muhalifler ve en sonunda can kayıpları yaşanan bombardımanla karşı karşıya kaldılar.
Şimdi Dışişleri Bakanı Davutoğlu ateşkes çağrısı yaptı.
Sen o kadar Suriye'nin muhaliflerine kontrolsüz silah dağıt. Sonra da dediğine anında uymalarını bekle nasıl olacak?
Kaç insan canından oldu?
Bu süreci fütursuzca Türkiye neden böyle işletti?
Çünkü AKP hükümeti; "Dünyanın 16. üyük ekonomisiyim, büyük devlet olma yolunda her belaya bulaşabilirim, zaten nüfusumu da çoğaltacağım, bana hiç bir şey olmaz, Esad diğer diktatörler gibi çabuk devrilir, arkamda kapı gibi ABD var" diye düşündü.
Ne oldu?
Ekonomi durdu, zamlar başladı, işsizlik arttı, nüfus politikasına kadınlar isyan etti, Esad devrilmedi, dünyanın bütün büyük ekonomilerinin sorunları katlanarak devam etti, Türkiye'nin başına hangi bela gelmiş ABD’nin umurunda değil.
ABD 6 Kasım’da seçimlere gidiyor. Adaylar (Romney And Obama) adeta ringde boks maçı yapar gibi televizyonlarda tartışma yapıyor. Biliyorsunuz bizim memlekette Tayyip Erdoğan hiçbir muhalif siyasetle böyle bir tartışmaya girmez. Sümme haşa! O kendisi konuşur kendisi itiraz eder.
Obama orada diyor ki; "Suriye'deki gelişmelere İsrail de dahil başta Türkiye olmak üzere oradaki ortaklarımızla koordineli olarak bakıyoruz. Askeri müdahale son çare fakat tüm ihtimaller masada. Kime yardım ettiğimizi namluların daha sonra bize ya da müttefiklerimize çevirecek kesimlerin eline silah vermediğimizden emin olmalıyız."
Gördüğünüz gibi Obama da Irak’ta yaşadıkları deneyimle korku içinde. Ve hiç namluların Türkiye'ye dönmüş olduğundan bahsetmiyor.
ABD 2003 yılında "Ben Türkiye topraklarından Irak'a saldıracağım ne dersiniz?" dediğinde. Irak savaşına hayır diyen binlerce insan sokaktaydı. Meclis "hayır giremezsin" kararını almak zorunda kalmıştı. ABD’ye hayır demişti.
Bu Meclis’e yine Türkiye halklarının "savaşa hayır" yaptırımı gerekiyor.