Yaz sürecinde sanki sorunlarımız tatile çıkıyormuş gibi ülkeyi yönetenlerin büyük bir gayretle tatil hazırlığı yapıp her meselenin üstünü örterek; “Bana eyvallah” yapmaya çalışması tam bir aymazlık durumu.

 

 

Adli tatil, meclis tatili. Sorunlar üç ay beklesin ne olacak ki? Hükümete ne ki?

 

Kadınlar ölüyor, işçiler ölüyor, kayıplar aranıyor, gençler tutsak, Kürtler tutsak, gazeteciler tutsak, avukatlar tutsak, üniversite hocaları tutsak; Kürt sorunu çözülmedi, ölümler devam ediyor, işsizlik ne olacak? Hükümete ne ki?

 

Sanırsın her şey onların etrafında dönüyor. Sanırsın kendi başlarına becerecekler memleketi yönetmeyi.

 

AKP’ye Yasa Bize Mücadele

Bir yasa fırtınasından ve dava yağmurundan kurtulamıyoruz. Davalarda ve yasalarda bizim mücadelemiz varsa mutlaka ilerleme oluyor. Eğer biz ayaklanmamışsak öyle böyle o yasalar yapılıyor, suçlular affediliyor.

 

Hükümetin tek işi yasa çıkarmak, davaları organize etmek oldu neredeyse. İyi ki AKP, Meclis’te çoğunluğu sağladı, her yeri yasayla göbekten bağlarım sanıyor. Yasa yapa yapa ömür mü geçer? Yasayla karın doyar mı?

 

Ömrü cezaevlerinde ve dava önlerinde geçen muhalefetle sanıyor ki saltanatım sonsuz olur.

 

Muhalefet 12 Eylül’den sonra susmamış şimdi yasalarla, davalarla hiç susar mı?

 

Katillerden hesap sormaktan, AKP’nin katilleri affettiğini anlatmaktan bıkar mı hiç?

 

Bu dünya Sultan Süleyman’a kalmadı AKP’ye de kalmaz.

 

ÖYM (Özel Yetkili Mahkemeler) İsmen Cismen Tamamen Kalkmalıdır

Epeydir tartışması yapılan ÖYM’lerle ilgili önerge Meclis’te kabul edildi. “ÖYM’ler kaldırıldı” denilen değişiklikle toplumda daha çok haksızlık olacak.

 

Kaldırılmadı, başka bir kılıf örüldü.

 

Artık ÖYM’lerin baktığı konuların kapsamı daha da genişletilerek Bölgesel Ağır Ceza Mahkemeleri bakmaya devam edecek. Kapatma değil devamlılık uygulanıyor.

 

Cemaat açısından Ergenekon Davası’nın sonuna kadar gidilmesi, affedilecek ülkücü, sağcı olan suçlular için bir ayar çekilmesi, AKP’ye muhalefet eden kesimleri kapsayacak keyfi tutuklamaların devamlılığının sağlanması asıl amaçlanan.

 

ÖYM’ler kaldırıldı denilerek AKP’nin açılım yaptığı yalanına herkesin inanması bekleniyor.

 

Özel denilen hiç bir devlet uygulamasının halka faydası olmadı, mahkemesinden hiç fayda olmaz tabii ki.

 

Her dönemde olduğu gibi “terör” denilerek her türlü haksızlığın, hukuksuzluğun yasa ve davalar eliyle organize edilmesi diyebiliriz.

 

Adil yargılama ilkesini bırak, polis fezlekesi ile organize olan mahkemeler suç uyduruyor, suç atıyor; aylarca, yıllarca keyfi bir şekilde insanları cezaevlerinde tutuyor. Bunu yeni değişiklikle bölgelere bölüyor.

 

Yeni değişiklikle avukatınız belki de aylar, yıllar sürecek şekilde dosyadan hiç bir bilgi alamayabilir.

 

12 Eylül’ün Devlet Güvenlik Mahkemeleri yerine aynı amaçla getirilen Özel Yetkili Mahkemeler’in yerine şimdi de AKP’nin Mahkemeleri-Ağır Ceza Mahkemeleri getirilmeye çalışılmasıdır.

 

KCK Davası Her Şeyi Anlatıyor

İşte KCK Davası da, dosyası da, yargılama süreci de bu şekilde işletiliyor. Kürtleri dava yolu ile siyaset dışına itme çabası tabii ki başarılı olması mümkün olmayan bir yol.

 

Mahkemede avukatların, tutsakların aldığı tutumun kararlılığı, mahkeme önünde toplananların eylemi, sürecin gidişatını etkileyecek gibi görünüyor.

 

Hepimizinki bir mahkeme direnişine, bir mahkeme ayaklanmasına, mahkeme heyetinin karşı saflarında mücadeleyi yönetme sürecine döndü.

 

Yıldıramaz Bizleri Mahkemeleriniz!


sibel050104@gmail.com /04.07.2012