Toplum değişiyor. Partilerin seçim beyannameleri herkesin dikkatinde. Kim, ne demiş? Kıyaslıyor. Evind , kahvede, işyerinde birbirleriyle konuşuyor, yorum yapıyor.

Televizyonlar, iyi-kötü yalnızca AKP’yi göstermiyor, diğer partilere de yer veriyor. İnsanlar  günlük hayatın içinde siyaset konuşuyor, fikir söylüyor. Kendi geleceği için kime oy vereceğini hesaplıyor, seçimleri çok önemsiyor. Seçmen kağıdını kaybetmiyor, saklıyor.

Partal atmıyor, bizim toplum. Gereği neyse onu yapıyor. Hem hayatını kazanıyor, hem gayet mütevazı gidişatı izliyor, hem de mutlaka söyleyecek bir sözü oluyor.

AKP’nin oyları düşüyor, HDP barajı aşıyor, Erdoğan başkan olamıyor, CHP, halkın gerçek ihtiyaçlarına cevap vermeye çalışıyor. MHP, Erdoğan’a sürekli yüce divanı gösteriyor. 

Bu gelişmeler son altı ayda olanlar. Partiler, bu gücü veya kaybetmişliği halkın tutumundan alıyor. Toplum; yavaş, sakin ve akıllı bir halde memleketin nasıl olacağına karar veriyor.

***

Hacı Lokman Birlik kardeşimizin cansız bedeninin zırhlı aracının arkasına bağlanarak sürüklenmesine  hiç bir kalp dayanamadı. Tek kişi hariç. Erdoğan bile değil. İstanbul eski emmniyet müdürü olan İçişleri Bakanı Selami Altınok. Geçici mevkinin gücüyle sevinerek anlatıyor, “daha bu ne, gücümüzü göreceksiniz”  dercesine... Halk bu adamdan hoşlanmadı, diyanet işleri başkanı açıklama yapmak zorunda kaldı: “İslam dini, cansız bedene işkence yapılmasını haram kılmıştır”. Milletin tepkisi ile oldu.

Bir daha asla bu faşist adam hiç bir mevkii sahibi olamayacak, göreceksiniz.

***

Davutoğlu seçim beyannamesinde asgari ücret ile ilgili bayağı bonkör davrandı. CHP’nin kaynak bilmezliği ile dalga geçmişti, 7 Haziran seçimlerinde, hatırlarsınız. Ya kendisi  de dalga geçilecek duruma düştü ya da kaynak var. Bence kaynak var. Davutoğlu, çok kötü tökezledi. Hem hükümet olacaksın hem de muhalefet gibi vaadler de bulunacaksın. Millet demez mi, yapsana madem neden seçimleri bekliyorsun?  Nitekim dedi. Ne değişti de altı ay içinde bu kadar zam yaptın asgari ücrete?

Halkın gücü, sevgili okur.

***

Beyannameden söz açılmışken HDP’nin çok açık, somut, her soruya yanıt veren seçim bildirgesi gayet iyi. En azından yapılabilme ihtimali var ve örtülü ödeneğe kesilen bizim vergilerimiz toplum hayrına harcanabilir görülüyor. HDP, yalnızca yerel yönetim demiyor,  ekonomiden, engelli parkına kadar halkı ilgilendiren her konuya bir çözüm öneriyor.

Bu da halkın talebi ile oluyor.

***

Rus savaş uçakları, hava sahamıza girmiş. Taciz uçuşunda bulunmuş. Sonra da “sehven olmuştur, hava koşulları nedeniyle, pardon” demiş. Eee?  Diplomasi tamamlanmış mı, evet. Konu kapanmış mı, evet. Tam Tayyip’in aradığı konu. Birleşmiş Milletler açıklama yapsın, sen hala tehdit etmeye devam et. Nafile çırpınış. Halkın çok az bir kesimi senin kabadayılığına hayran. Toplum artık sana inanmıyor.

***

Yüksek Seçim Kurulu, sandıkların taşınmasını yasağa aykırı buldu ve sandıklar yerinde kalacak dedi.

Tayyip bu kararı da tehdit ederek değerlendirdi. Kurulun hata yaptığını, kurul üyelerini sorumlu kıldı.

İçin rahat olsun Tayyip, bu halk  sandıklarına sahip çıkacak kadar sorumlu, senin tüm yasaklarına rağmen oylarını kullanacaklar, yeterki sen, Yüksek Seçim Kurulu’nun kararını yok sayma. Gerisini halka bırak.

***

Erdoğan’ın sarayına karşı memleketin başşehrindeyiz.

10 Ekim’de Ankara’dayız.

Halkın gücü, ne saraylar, ne saltanatlar yıktı demek için.

Barış demek için.

Başkan olamadın, olamayacaksın demek için.

Oyum HDP’ye demek için.

Halk kazanacak demek için.