Okullar açıldı. Erdoğan İstanbul’da iki yıl öncesine kadar karma eğitim veren okulda açılış konuşması yaptı. Şimdi kız imamhatip okulu olan okulda kim olarak konuştu?

Cumhurbaşkanı?

Başbakan?

Genel başkan?

İmam?

Hatip?

Halife?

Diktatör?

Hepsi. Adam gelmiş –geçmiş  tüm ünvanların sahibi. “Ölü yıkayıcısı” aynı zamanda. Yazıklar olsun, İslam’ın kurallarını da bu kadar pespaye etti ya.

Sivas’ta öğrenciler okul açılışında güneşin altında saatlerce bekliyor.Vali,belediye başkanı, millieğitim müdürü ve bilmem hangi kocaman adamlar ve az sayıda kadınlar protokolde gölgede oturuyor. Sıcaktan fenalaşan o minicik çocukların hayat boyu işine yaramayacak gereksiz konuşmalar yapıyorlar.

Milli eğitim bakanı, açılış konuşmasında sosyal medya üzerine öğrencileri nasıl cezalandıracaklarını anlata anlata bitiremiyor. Tek problem Facebook, Twitter zira.

Erdoğan, 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitimin ne menem bir garabet olduğunu, sabır sabır diye diye imamhatip okulu öğrencilerinin şu anda  1 milyon 200 bin olduğunu övünçle söylüyor.

Suyunun suyu Nabi Avcı,çocuklara yasakları anlatıyor.

Sivas’ta vali gölgede oturmuş, çok mu? Balık baştan kokar. Erdğan’a bak, validen pay biç.

Bu AKP, tek başına hükümet olamadığını 1Kasım seçimlerinde yeniden belgeleriyle görecek ya. İşte  o zaman:

Derhal, 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitime devam. Devletin eğitimi laik olmak zorundadır.Din eğitimi zorunlu olamaz. İllede din eğitimi vermek isteyenler özel okullarda çocuklarını okutmalıdırlar. Devletin görevi, tüm okulları imamhatip okulu yapmak yerine, herkesin inancına göre okul açabilmesini düzenlemektir. Adı üstünde “milli eğitim” inanca göre olabilir mi? Bu laflar benimfesat fikirlerim değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasa maddesi. Laik eğitim. Erdoğan anayasaya aykırı davranıyor. Orası öyle, biz de “sabır, sabır” diyoruz, bunun da sırası geliyor.

Sosyal medyadan ne kadar da korkuyor milli eğitim bakanı. Denetlemeleri pek mümkün olmayan koca bir ağ. Dünya çapında. İnternet insanlık için büyük keşif.İmtiyazlıların ve zenginlerin sahip olduğu bir alet değil yalnızca.İşte öğrenciler de kullanabiliyor, hem de aşırı.

Derhal, erişim ağları 1 Kasım’dan sonra sonsuz serbest olmalı. Nabi Avcı ve gibileri paniğe kapıldığına göre, kesin hayırlı bir şeydir. Gezi direnişi “kabus”unu yaşıyorlardır herhalde.

1 Kasım’dan sonra derhal valilerin, bilimum erkanın okul törenlerine gelmeleri düzenlenmelidir. Çocukların, anlamanın imkanı olmayan boğuk sesli mikrofonlara ihtiyacı yok.Öğrencilerin şarkı söyleyeceği modern bahçe düzenlemeleri yapılmasını sağlayan valilere ihtiyacı var.

“Şu mektepler olmasa maarifi ne güzel idare ederdim”. Haşim Paşa’nın bu sözünü artık kullanmayacağımız eğitim reformları yapacağımız günler de gelecek. 1 Kasım’dan sonra, hayırlısı ile bu da olacak.

Her şey 1 Kasım’a mı bağlı arkadaş?

Duyan da yer yerinden oynayacak sanır. Evet, her şey seçim sonuçlarına bağlı.

Bu kendini Allah tarafından seçilmiş sanan adamı başkan yaptırmazsak...

AKP’ yi yerle yeksan edersek...

HDP’nin oylarını daha da yükseltirsek ...

Eğitim- öğretim de bir düzene girecek.

***

Ama şu anda eğitimden daha acil vazifelerimiz var:

Öldürülen çocukların, naaş’ı verilmeyen yoldaşımızın, Kürt halkının direnişinin vebali bizlerin de üzerinde.

En önce Kürt kardeşlerimizin ve HDP’nin mücadelesini mücadelemiz bilmeliyiz. 

Nefes almak kadar hayati bir seçim 1 Kasım.

Gelecek bütün güzel zamanların en başlangıç noktası.

fadiktemizyurek@gmail.com