Başbakan koalisyon hükümetini kuramadı. Ödevini annesine yaptırmış ilkokul çocukları gibi şen. Erdoğan’a dersini yaptığının mutluluğu içinde koşarak göstermeye gidiyor. Ne anladık biz bu işten, bir ay boyunca milleti kandırmış mı oldun, aferin. Kendi tabanına davudi ses tonuyla AKP güzellemesi yapsan, haşmetli Osmanlı’yı acemi oyuncular gibi sesin titreyerek övsen ne olur, sorumluluktan kaçtın, Erdoğan’dan korktun. Siyasi nezaket içinde koalisyon görüşmeleri yapmışmış, olmadık laflar ettiği CHP ve MHP’ye teşekkür ede ede bir hal oluyor. Hakaretleri  ne kadar siyasetten uzak ve hamaset doluysa naziklik fazlalığı da edebiyat bile değil  ve vıcık vıcık. Kendini arındırma hali. Ne berbat bir bağımlılık Erdoğan’a.  Allah kimseyi Davutoğlu’na benzetmesin. Bütün toplumun “kukla başbakan” yakıştırması pek iyi bir özellik olmasa gerek. Kaldı ki madem pek kibarsın teamüller gereği denilen şeye uyup, görevini iade et, cumhurbaşkanının görevi CHP’ye vermesi gerektiğini söyle, başbakan değil misin bu kadarını da söyleyebilirsin. Nerede, sorumluluk almaktan ödü kopan bir korkak üzerine konuşuyoruz.

***

Erdoğan, Suriye ile savaşa girecekti. Mazlum halkları Özgür Suriye Ordusu denilen canilere teslim edecekti olmadı. Amerika, “sakin ol” dedi. IŞİD’e göstermelik savaş açtı, üzerine iki konuştu, unuttu gitti.

Hani IŞİD’ın kökünü kazıyacaktın, masum Suriye halkını güya IŞİD belasından kurtaracaktın? Yetmeyecekti  Suruç katliamının da hesabını soracaktın, IŞİD’e dünyayı dar edecektin, n’oldu?

Senin hedefin IŞİD değil çünkü. Hatta memnun oluyorsun. Türkiye’de IŞİD’ın cirit atmasından, yedek kuvvetin gibi elinin altında olmasından. 

Suriye’de savaşa giremeyince bu sefer içeriye dönüp, iç savaş çıkardın. 

Ateşkesi bozdun.

Barış umutlarını darmaduman ettin.

Kürt halkını öldürmeye başladın.

Seçimleri  yok saydın. 

Anayasanın sana verdiği yetkileri çiğnedin.

Fiili başkan olduğunu ilan ettin, parlementer rejime darbe yaptın.

%13 oyu bir kabus olsa, değilse ben onların kabusu olurum dedin.

Dedin de ne oldu, Erdoğan?

Askerlerin aileleri, Erdoğan sen gönder oğlunu ölüme diyor.

Toplum senin hırslarına rağmen barış diye haykırıyor.

Dolar almış başını gidiyor, senin bakanların işler kötüye gidiyor diyor.

***

Taş taş üstünde bırakmasan ne olacak? Kürt halkı senin zulümlerine değil boğun eğmek, ordunu göndersen ne olur diyor? Yaşadığı her yerde özerklik ilan ediyor, halkın bu kararlığına karşı koyamazsın. Gördüğün gibi bir avuç PKK’li değil, Kürt halkı bir bütün olarak kendini yönetmeye karar veriyor. Daha neyi bekliyorsun?

Yeniden seçim yap, yine kaybedeceksin.

Kaybetmekle kalmayıp, bu kadar düşük seviyeli bir demokrasi zemininde bile anayasayı çiğnediğin ve insanlık suçu işlediğin için yargılanacaksın. 

Sen diyorsun ya beğenseniz de beğenmeseniz de rejim değişti ben başkanım diye.

Beğensen de beğenmesen de bu rejimde yargılanacaksın.  

Keşke biraz tarih bilgin olsaydı da artık bu memleketin eskisi gibi olmadığını anlasaydın, örgütlü bir halk var artık, iç savaş çıkarsan bile seni yine başkan yaptırmayacağız. Emin ol.

***

Ben senin yerinde olsam Allah tarafından gönderildiğimi, seçildiğimi düşünmekten hemen vaz geçerdim, Erdoğan.

İkrar ederdim, Tanrı’ya gerçekten sığınırdım.  Nihayetinde sen de bir fanisin. Unutma.

fadiktemizyurek@gmail.com