Cemil Kırbayır Kültürevi açıldı. Göle’de Cemil Ağabeyin fikirleri yaşasın diye, bir varmış-bir yokmuş olmasın diye bir anıt var artık. Çok sevgili bir arkadaşımın dediği gibi, Erdoğan kardeşlik anıtlarını yıkıyor ama biz devrimci fikirlerin anıtlarını yapmaya devam ediyoruz. Kültürevi bir anıt binadır, bu da sana dert olsun, Erdoğan. Tüm Gölelilere ve çocuklara armağınımızdır, hepimize kutlu olsun. Emeği geçen katkısı olan tüm dost örgütlerin, arkadaşlarımızın ellerine sağlık. Kolektif bir çabayla başardığımız Berfo annenin ocağı hep tütsün, kapıları hep açık kalsın, hepimize armağan olsun.

***

Erdoğan Çin’e giderken toplumu açıktan tehdit etti. Özel güvenlik yasasının uygulanmasında aksaklık varsa polisler üzülmesinlermiş. Tam yetkili halkı öldürmeye devam edebilirlermiş. Devrimciler  zaten infaz ediliyor, sorgu ,suale ne hacet.

Davutoğlu, HDP ile görüşmüyor. Açık hedef gösteriyor, polislerin, askerlerin ölümünden en az AKP kadar yasal olan HDP’yi sorumlu tutuyor. Bir başbakan bu kadar sorumsuzca nasıl konuşur  insan aklı almıyor. İç savaş çıksın istiyor, Tansu Çiller’in başbakanlığı zamanında bile bu kadar topyekün savaş çığırtkanlığı yapılmamıştı. Davutoğlu  efendisinin başkan olması uğruna  kendini feda ediyor.

Erdoğan, Kürt Hareketi’nin eş başkanları dahil tüm yöneticilerinin demeç vermelerine tahammül edemiyor, mahkemelere el sallayarak yakalayın , atın içeri diyor.

 ABD’nin İncirlik üssünü kullanmasına karşılık NATO’yu toplamayı, IŞİD ile PKK’ yi eşitlemeyi şart koştu. ABD için ha IŞİD ha PKK hiç farketmez, mühim olan petrolün denetimi kimin elinde olacağı. Petrolü IŞİD’in elinden Türkiye üstünden vurarak alsın, Kürt Halkı bombalanmış, iç savaş çıkmış, Türkiye Suriye’ye girmiş, umurunda  mı, emperyalizm savaşlardan beslenmez mi, olan  budur. ABD’nin planları bizim memleketi alt-üst ediyor,  hayret bir durum değil mi?  Amerika’nın petrol hırsı Türkiye’ yi karıştırıyor, nasıl yani? 

“Emperyalizm aynı zamanda içsel bir olgudur.”  Amerika ile Suriye arası bir savaş değildir, yaşadıklarımız. Bazen Türkiye’nin  sınır ötesi operasyon yapması da değildir. İçerde Kürt Hareketi’ne yapılan saldırılardır, barış sürecinin darma duman olmasıdır, devrimcilerin öldürülmesidir  aynı zamanda. Erdoğan’ın başkan olması için lazımdır bu karışık süreçler. Erdoğan bu hamlelerle içeride de kaos yaratmalıdır, tırnak kadar olan demokrasi de ortadan kalkmalıdır ki kendi egemenliğini  kurabilsin sonrasında da ABD ile petrol paylaşımında ortak olsun. ABD’ nin oyunları değildir yalnızca, Erdoğan’ın oyunlarıdır da eş zamanlı olarak memleketin bu hali. 

***

Çok değil bundan bir ay önce toplum biraz nefes almaya başlamıştı, barajlar yıkılmıştı, barışa az kalmıştı. Erdoğan diktatör olamayınca başımıza, yoldaşlarımızı öldürdü, Kürtleri yeniden düşman belledi. 

AKP bile  değil, Erdoğandır esas bela, bu beladan kurtulmalıyız, seçimler çok önemli bir fırsattır derken, bizim solcular, “ne farkeder, seçimler çözüm değil, HDP’ de, AKP ile görüşecek, sandık da neymiş” dediler. Üstelik kerelerce kez seçimlere katılan siyasi partiler olarak, gizli gizli CHP’ye oy veren kişiler olarak. HDP daha fazla oy alsaydı, şimdi daha kuvvetli olmaz mıydık, bizim memleketin solcuları yaşayarak öğreniyor, çok üzgünüm. İşte şimdi şu anda Erdoğan söylüyor, bu bir süreç diyor. HDP’ yi ve bizleri ezeceğini hiç çekinmeden tüm topluma anlatıyor.

Toplum ne yapsın, nereye kadar dirensin, her başını kaldırdığında Erdoğan balyozu  indiriyor. Ama olsun, bu halk seni başkan yaptırmadı ya,iç  savaş ta çıkaramayacaksın. Tüm gücümüzle barışı savunmaya devam edeceğiz, hepimizi de kesemezsin ya. Bu memleket ne diktatörler gördü, ne badireler atlattı, bunu da senin yanına koymayacağız. Ne HDP’ yi ne de Kürt Halkının yanında olan bizleri yenebileceksin. Hodri meydan.