1 Mayıs geçti. İstanbul valisi ve emniyeti insanlar gelemez sanıyordu Beşiktaş’a ama geldik.
Her yeri kapatırsam, günler öncesinden televizyondan korku salarsam korkarlar sanıyordu ama korkmadık.
İç güvenlik yasası ile hepsini gözaltına alırım, tutuklarım sandı ama gücü hepimize yetmedi.
Baretsiz, maskesiz geldik alana, yalnızca bedenlerimiz birbirimizin kalkanı oldu.
AKP yine gözlerine inanamadı. Bu insanlar nereden alıyordu, bu cesareti ve gözüpekliği?
AKP’nin ve bilcümle burjuva siyasetinin yanından bile geçemeyeceği işçi sınıfının onuruydu, bu cüret.
Gençler değil yalnızca, beyaz saçlı kadınlar ve erkekler vardı. Hep beraber kaderleri neyse ona razıydılar ve mağrurdular. Hepimize kutlu olsun.
6 Mayıs geçti. Denizlerin yolunda yürüyoruz diyen devrimci gençliğe selam olsun. Devrimci gençlik, sizler kadar berrak ve cevahir olmaya devam ediyorlar. Devrimciliğiniz, hasletleriniz, sosyalizme tutkuyla bağlılığınız gözümüzün feri, aklımızın kılavuzu olmaya devam ediyor. Yıldızlar hiç sönmezmiş, tıpkı sizler gibi.
4 Mayıs geçti. Fikri Sönmez’in vefatının 30.yılı. Bir sosyalizm denemesi ise Fatsa, en güzel denemeseydi Türkiye sosyalist tarihinin. Yolun yolumuzdur.
Mayıs geçip gidiyor. 7 Haziran’a az kaldı. Memleket sathında olağanüstü bir gelişme olmazsa en önemli gündem seçimler olacak. Yapılacak işler listesi aşağıdaki gibidir:
1. Erdoğan’ın benden nefret ediyorlar itirafı, halkın artık kendisine güven duymadığı korkusudur. Neden nefret ettiğimizi konuya –komşuya kanıtlarıyla anlatalım.
2. Davutoğlu’nun sürekli beceriksiz tüccar gibi olmadık ekonomik vaatlerde bulunmasını, eli artırmasını arkadaşlarımıza, tanıdıklarımıza şimdiye kadar neden yapmadıklarını sayılarla anlatalım.
3. Soma’da işçilerin ölümünü arsızca ihmal deyip, istifa etmeyi düşünmeyen enerji bakanı Taner Yıldız’ın nasıl bir sahtekar olduğunu verdiği demeçleriyle akrabalarımıza, yakınlarımıza anlatalım.
4. Her gün öldürülen kadınların üstünden atlar gibi geçip giden Ayşenur İslam’ın çocuk parası alacak ailelerin ne kadar alacağını ince ince hesaplamasını dağa- taşa yazalım. Bir bakanın nasıl bu kadar yüzsüz olduğunu yaptığı açıklamaları alıntılayarak ablalarımıza, teyzelerimize anlatalım.
5. AKP’nin elinde oyuncak olan adaleti, kadın katillerini koruyan, kravat takmış diye katillere indirim veren savcı ve hakimlerin adlarını vererek kadınlara anlatalım.
6. Bir öyle bir böyle konuşan Bülent Arınç’ın kurnaz bir tilki gibi siyaset yapmasının siyasete zarar verdiğini, siyasetin bu kadar tutarsız olamayacağını bil fiil Bülent Arınç’ı yansılayarak çevremize anlatalım.
7. Bir cumhuriyet savcısının, kendi bünyesindeki hakimi verdiği karardan ötürü tutuklamasını AKP’ye bağlı yargıya dayandığını anayasa kitabı ile hukukçulara anlatalım.
8. Bursa’nın en yetkili devlet memuru olan valinin işçilere bu inşatı bitirin, yoksa sizi buraya gömerim terbiyesizliğinin AKP valisi olunca kendini dev aynasında gördüğünü, bildiğimiz siyset bilimcilere mülki amir vazife ve suçları maddesi ile anlatalım.
9.Seçim meydanlarında konuşan AKP milletvekillerinin ağzını her açtıklarında Gezi direnişinden dem vurmalarını, ilk vurucu darbeyi aldıklarını ve içlerine sindiremediklerini muhteşem duvar yazıları ile gençlere anlatalım.
10. Ben tüm partilere eşit mesafedeyim diyen Erdoğan’ın gelmiş- geçmiş en büyük takiyeci olduğunu Davutoğlu’ndan daha çok meydan konuşması yaptığını ispatlayalım. O an televizyonu açıp Erdoğan’ın canlı yayında konuştuğunu anne- babamıza anlatalım.
Anlatalım ki 1 Mayıs’ı mutlulukla kutlayalım. Anlatalım ki Deniz Gezmiş’i, Yusuf Aslan’ı, Hüseyin İnan’ı onurla analım. Anlatalım ki Terzi Fikri’nin yolundan yürüyelim.
Anlatalım ki AKP toplumun gücünü görsün.
Anlatalım ki diktatör heveslisi Erdoğan dünyanın kaç bucak olduğunu görsün.
fadiktemizyurek@gmail.com