Şimdi seçimler bitti artık kendi mikrokozmosumuza gönül rahatlığıyla dönebiliriz gibi bir düşünce var. Dünya yansa, nükleer serpinti olsa bizim mikrokozmosumuz etkilenmiyor. Biz kendi dünyamızda yaşayıp gidiveriyoruz. Yine anmalar yapacağız, sanatsal geceler düzenleyeceğiz ve hiç siyasetle ilgisi olmayan yollardan büyük bir siyasal güç olacağız. Çünkü siyaset yapmak için güç gerekir ve o güç de “sosyal-kültürel” yollardan kazanılır. Neden kazanılmasın ki? Cennet müjdelenir gibi, bunun böyle olabileceği müjdelenmiştir adeta.

Herkesin yolu açık olsun. Hadi bakalım evli evine, köylü köyüne.

Geç bulduk tez kaybettik herkesi.

 

*

Çok kötü bir haber vereceğim arkadaşlar. Sıkı durun.

Seçimlerden sonra da siyaset yapmaya mecburuz.

Ne fena değil mi?

Kimse keyifli keyifli kültür merkezlerine, pikniklere vesairelere gidemeyecek.

Ben sizi siyasete çekemedim bu bana dert olsun ama ben de size rahat-huzur vermeyeceğim bu da size dert olsun…

 

*

Seçimler bir imkandı bitti.

Seçimler solu kendi apolitik kabuğundan çıkarıp dünyaya ve ülkeye bakmasını sağlıyordu bu iyiydi. Solu bir politik program, bir politik örgüt olmaya itiyordu. İster istemez hamasi, nostaljik, ütopik olmaktan uzaklaştırıyordu herkesi.

Sola çok yararlı oluyordu seçimler fakat Kürt hareketine ondan kat be kat yararlı oluyordu. Kürt hareketi bir etnik hareket olma hattı yerine ülke çapında demokrasiyi savunan bir programın peşine düşüyordu. Bütün bir ülkenin cumhurbaşkanlığına aday oluyordu örneğin. Benzer bir biçimde ülkedeki rejim tartışmasına dahil olup, başkanlık sistemine karşı duracağını en üst perdeden açıklıyordu.

Bunlar bir kimlik siyaseti olmayı aşan hususlardı.

Bu tablo hem solu hem de Kürt hareketini ilerletiyordu.

Bu özel ilerleyişin sonucunda %13 oy alınabildi.

Önemli değil mi diyorsunuz? Fark etmez mi?

Tamam.

 

*

Artık böyle düşünenler rahat edebilir. Kürt hareketi en bilinen, ulusal hareketlere özgü konumuna geri dönme eğilimine girdi. Artık Ortadoğu’daki Kürt varlığının durumuna göre hareket ediyor olabilir. Türkiye içinde kendi bulunduğu bölgeye odaklı bir etkin olma şekli düşünebilir.

Türkiye’nin genelindeki rejim, hak ve demokrasi mücadelesinden geri düşebilir.

İşte benim anlayamadığım nokta bu:

Kendini solda gören akımlar nasıl olur da ulusal hareketin buna yönelmiş olmasından hayıflanmaz?

Solun tercih ettiği durum, ulusal hareketle ortaklaşabildiği genel bir demokrasi mücadelesi hattı değil midir?

Ah unutmuşum, sol için bu da fark etmez.

 

*

Büyük sorunlarla karşı karşıyayız. Buna rağmen umutlu olduğumu belirtmeliyim.

AKP’nin kazandığı bir Pirus zaferidir. Varını yoğunu ortaya koymuş ve ancak kazanmıştır.

Evet yangın çıkartarak evden herkesi kovmuştur ama sorun şu ki ev yanmaktadır. Beslediği ve imrendiği IŞİD evi, ülkeyi ve bütün dünyayı yakmak yolunda.

Kürt hareketi, oy alabilmek uğruna provoke edilerek savaşa çekildi. Peki şimdi ne olacak?

Buyurun savaşıyor. Sorun da buydu zaten.

Bu durum bu ülkede nasıl sürdürülecek?

Temel sorunlar varlığını koruyor. Bu temel sorunlardan AKP’nin kurtuluş şansı yok. Kendi eliyle yarattığı ateşlerde yanıp yok olmaya yazgılı.

 

*

Acele etmeye gerek yok. Gelişmeleri göreceğiz.

Lenin bile 1905’te hareketin yenilmiş olduğunu birkaç yılda zor anladı.

“Du bakalım tarih bize ne gösterecek” demiyorum. Koordinatlarımızı yeniden belirleyelim diyorum. Çok eski koordinatlarımıza dönmeye hiç taraftar değilim.

Gelgelelim gözlemlemek, çözümleme yapmak ve siyasal hedefler ortaya koymak zorundayız.

Bunu politik müttefiklerimizle yapmalıyız. Müttefik olanlar durduk yere müttefik olmamıştır. Bu önemli bir ipucu kabul edilmelidir.

 

*

İki noktayı söylemek gerekirse: Birincisi, AKP önümüzdeki dönemde sakin değil saldırgan olacak. Çünkü başka çaresi yok. Yani bazı soldan arkadaşlarımızın sandığı gibi “yorgan gitti kavga bitti” gibi bir hal yok.

İkincisi, Kürt hareketiyle paralel hareket edebilme yöneliminde zorlanacağız. 7 Haziran sürecinde bunun olanağı en üst düzeye çıkmışken, 1 Kasım sürecinde bu olanak eksildi. Bu durum her düzeyi etkileyecek.

Neden mi etkileyecek?

Çünkü Kürt hareketi, 1903-Rusya Sosyal Demokrat Partisi Kongresi’ndeki beş delegelik Bund (Yahudi sosyalistleri) grubu değil.

hakanozturk1871@gmail.com