Hakan Öztürk / hakanozturk1871@gmail.com / 2015.10.27

Eğer belli sayıda milletvekilini sayısına ulaşılırsa meselenin “huzur içinde” çözüleceği söyleniyordu. AKP’nin hükümet olacak kadar oy alamamasının hemen ardından, ülkenin bütün koşulları değişti. Topluma yönelik saldırılar en üst seviyeye çıktı ve çözüm süreci “buzdolabına kaldırıldı”.

Genel şiddetin yanı sıra Diyarbakır, Suruç ve Ankara’da bombalar patladı. Bu patlamalarda yüzden fazla insan öldü. Bombalı saldırılar zincirleme olarak ve hiçbir aksamayla karşılaşmadan gerçekleşti.

Bunun sonucunda ne düşünülebilir?

Derin devlet işin içine kolunu sokup karıştırıyor. Yönlendiriyor.

Devlet asla yapmaması gereken bir iş yapıyor.

Koruması için emanet edilmiş insanları öldürüyor.

*

Vay efendim nasıl böyle söylenir?

Hem ölelim hem susalım.

Hem kitlesel olarak üç kere üst üste katledilelim, hem de bizi korumakla yükümlü olan devlete hiç toz kondurmayalım.

Yok haşa, yine de kondurmayalım. Tövbe devletimiz yapmaz öyle şey.

Devletlulertam böyle homurdanırken, Davutoğlu her şeyi yerli yerine oturtan sözü söyledi. Van mitinginde.

"Ak Parti iktidardan inerse buralarda eskiden olduğu gibi ‘beyaz Toros’lar dolaşacak."

Hay ağzınla bin yaşa.

Bazen çok iyi konuşuyor bu adam.

*

Peki bu “beyaz Toros” denilen vasıtalar bir tane mi? Hayır.

Çok sayıda vardır bunlardan değil mi? Vardır.

Peki bu kadar beyaz Toros bizim nalbur Hüseyin’e mi ait? Değil.

Peki bu Toros’lar tavuk çiftliği sahibi Remzi Bey’eait bir araç filosu mu? Olamaz.

Peki bu Toros’lar benim dedemin mi?

Bu Toros’lar ırgat Memet’in mi?

Bu Toros’lar fındık toplayan Hatçe’nin mi?

Taksim Parkı’ndaki çapulcuların mı? Onların otobüse binmeye parası yok, arabayı nerden alacak?

Kimin peki arkadaş bu Toros’lar. Çıldıracağım.

Bu Toros’lar kimlerin adına kayıtlı trafikte. O Toros’ların içinde o kadar insan yitip gitmesine rağmen, neden bir Allahın kulu bile onu kapısını açıp bakamadı.

“İnsanlar bu arabanın neresinde yok olup gidiyor” diye, nasıl hiç kimse soramadı?

Ne vardı da bu kadar korkuldu bu arabadan?

Herkesin bu kadar korkmasına sebep olan varlık o kadar mı korkutucuydu?

O kadar mı büyük bir varlıktı?

O kadar mı organizeydi.

O arabaların sahibi olan şey o kadar korkunçsa, o kadar büyükse ve o kadar organizeyse, acaba ne olabilir?

Mahalle çetesi mi?

Futbol takımı mı?

Yoksa sütlü mısır mafyası mı?

*

O Toros’larınsahibi dış mihraklar mı?

Muhaberat mı? Suriye mi? MOSSAD mı? Yahudiler mi? Faiz lobisi mi?

Hatta ve hatta IŞİD mi? El Kaide mi? Kokteyl terör örgütleri mi?

“Hayır” değil mi? Kocaman bir hayır.

Bu ülkede küçük çocuklar bile farkındadır ki, o beyaz Toros’lar ancak ve ancak derin devlete ait olabilir.

Bir zamanlar bizi Toros’larla öldürmüş olan kimse, bugün bombalarla öldüren de odur.

“Bu böyle olabilir mi olamaz mı, denebilir mi denemez mi?” bahsi de, Davutoğlu’nun sayesinde muntazam bir şekilde kapanmıştır.

O gün Toros’larla yapan, bugün bombalarla yapabilir.