Hakan Öztürk / hakanozturk1871@gmail.com / 

Anlaşılması zor bazı konular var.

Yalçın Akdoğan, başbakan yardımcısı olarak şöyle söylüyor: “Öcalan bunları yakalasa sopayla kovalar.”

E iyi, güzel… O zaman bırak ta öyle olacak mı olmayacak mı görelim.

Anladığımız kadarıyla Akdoğan Öcalan’ın birilerini sopayla kovalamasını istiyor ve buna emin.

Öyleyse yapılması gereken Öcalan ile HDP heyetinin görüştürülmesidir.

Neden olmuyor?

AKP’liler ne kadar atmasyoncu olabilirler? Ne kadar mesnetsiz şeyler söyleyebilirler? Bir su kabağı gibi ne kadar içi boş olabilirler? Bütün bir ülke insanları olarak, bu denmeleri şaşarak takip ediyoruz.

*

Madem, devlet akıl sır erdirilemeyecek kadar güçlü. Madem, bölge halkı Kürt militanları hiç istemiyor, sevmiyor. Madem devletin karşısındakiler üç-beş çapulcu…

O zaman devlet nasıl oluyor da, bu kadar basit bir meseleyi on gündür Cizre’de çözemiyor?

Efendim hendek kazılmış. Sorun hendekse doldur o zaman geri toprakla.

Ama ateş ediyorlar güvenlik kuvvetlerine.

Nasıl ateş ediyorlar? Ölümü göze alarak ateş ediyorlar.

Peki gepegenç insanlar ne oluyor da ölümü göze alarak silah kullanabilecek bir raddeye gelebiliyor?

Geliyor işte. Geliyorsa sorun hendek olamaz.

Sorun insanların bunca yıldır çektiği ıstıraptır.

*

Sandık kutsaldı. Sandık milli iradeydi. Herkes sandığa saygı duymalıydı.

Ne oldu o iş?

Şimdi seçim denilen mevhum AKP kazanana kadar oynanan bir oyuna dönüştü.

Erdoğan 7 Haziran’da yapılmış seçimleri seçim olarak görmüyor.

Neden? Çünkü o seçilemedi.

O seçim değildi Erdoğan’a göre. Olsa olsa bir kamuoyu yoklamasıydı. Eğer galibiyet sağlanamazsa bütün seçimler AKP için bir ankettir. Yapılmış o anketin sonuçlarına göre AKP ne gibi hileler yapacağını, ne gibi karanlık yollara sapacağını belirler.

7 Haziran’da ki anket sonuçlarına göre:

Eğer AKP denilen partini oyları düşük çıkmışsa bu sayılmaz, “halkımız koalisyonların ne kadar kötü bir şey olduğunu idrak edemedi” denir. Halkımız cahildir çünkü. AKP bile halkımızı cahil bulmaktadır.

Koalisyon kurulması engellenir, “e olmadı ne yapalım” denilir.

7 Haziran anketi dışında anketler de yaptırılır. Eğer oylar yükselmiyorsa:

Seçimlerin iptal edilmesi düşünülebilir.

Diyarbakır, Hakkari, Cizre’de insanlar seçim sandığına gidemez hale getirilebilir.

Çıldırmışçasına seçim hilelerine gidilebilir. Saçma sapan bir rakamı çıkıp arsızlıkla ilan edebilirler.

Her açıdan pabuç pahalı görülürse; Erdoğan, Saadet Partisi’yle ittifaka gidilmesini de sağlayabilir.

*

Diyelim ki bütün bu yalan dolanlarla, ite kaka AKP yeniden tek başına hükümet oldu…

Ne yapabilecekler çok merak ediyorum?

On günde Cizre’de hiçbir sonuç alamayan hükümet, onlarca gün boyunca bütün bir ülkeyle ne yapacak.

Bunun Cizre’si var, Diyarbakır’ı var, Kobane’si var.

Bunun Gezisi, var, Karadeniz’in dereleri var.

Fakirleşen, işsizleşen insanlar var.

Soma’da, Ermenek’te toprağa gömülenler var.

Mütemadiyen cinayete kurban giden kadınlar var.

Cenaze törenlerinde en büyük gerçekleri bağrı yanarak bütün dünyaya haykıran analar-babalar var.

Sarayın savaşını kabul etmediğini, amfileri çınlatarak anlatan üniversiteli gençler var.

Düşen büyüme, yükselen dolar, fışkıran enflasyon var.

Erdoğan’ı yargılamak için hazırlık yapan uluslararası mahkemeler var.

AKP bu koşullarda tek başına hükümet olsa dahi, olduğuna olacağına bin pişman olacak.