HDP %13,1 oy aldı.

Bu 12 Eylül’den beri gelen yenilgi psikolojisinin sonudur. Ben zaten yenemem, benden “adam” olmaz psikolojisinin sonu. Evet ben zaten marjinalim psikolojisinin sonu. Ben yenemediysem başkası da yenemez, ben yenemediysem başkası da yenmiş olmasın tutumunun sonu.

Bu seçim çalışması ve bunun sonucunda elde edilmiş başarı daha önce yaşanmış kendiliğinden süreçlerdeki direnişlerden ve tepki gösterme çizgisinden kategorik olarak farklı.

Bu seçim başarısı bir politik aklın ürünü ve onun zaferidir. Felsefi bir eşik de aşılmış durumda. Seçim çalışmasının bir parti ve ona benzer oluşumlar tarafından yapılmasıyla birlikte aklın tercihlerine dayalı bir politik program ortaya konuldu. İnsanlar aklın ürünü olan bu politik programa davet edildiler.

Bu, direnmekten ve tepki eylemi yapmaktan esastan farklı. Çünkü insan aklı, insan kurgusu devreye girer. Bu politik programın, onun örgütlerinin ve onun mücadelesinin zaferidir. Klasiklere geri dönülmesidir.

 

*

İnsanlar geleceklerini değiştiremezler, onu planlayamazlar, politik aklın böyle bir yeteneği yoktur iddiası bitti. Ancak topun gelişine vurulabileceği varsayılıyorken, ancak topla birlikte yuvarlanılır deniliyorken hiç de öyle olmadığı görüldü.

Kimse topun gelişine vurmadı. Kimse topun gelişine mahkum olmadı. Herkes milim milim stratejik hesaplar yaptı, stratejik oylar kullandı. Bu da zaten akıl demekti.

Türkler Kürtlere oy verdi. Daha dindar olanlar dindar olmayanlara oy verdi.

Doğal olarak olması gerektiği düşünülen gelişmelerden farklı gelişmeler oldu. Yani Türk zaten Türk’e,  dindar da dindara oy verir kalıbı kırıldı. Herkes kendi kimliği neyse ona hapsolur ve öyle olması iyidir yaklaşımı da kırıldı.

Kürtler Türklere seslenmek için, dindar olmayanlara seslenmek için elinden geleni yaptı. Onların aklına, ferasetlerine, politik mülahaza yapmalarına seslendi. Kimliklerine seslenmedi böylelikle. Kimliklerini ilk kez önemsiz kabul etti. Kimsenin kimliği gıdıklanmadı ve örselenmedi. “Bu kişi sizden biri, çok çok sizden biri, sizden biri olmanın özü” argümanları kullanılmadı. Toplum kendisinden olan birine daha da yaklaşmaya davet edilmedi. Toplum kendisinden olmayan birinin aklına ve sözüne yaklaşmaya davet edildi.

Eğer haklıysam, eğer hatalı değilsem ara denildi.

İnsanlar da bu kez haklı olanı, hatalı olmayanı aradı.

Durum haklılığa ve haksızlığa, doğruya ve eğriye göre tasnif oldu.

Bunu klasik bir politik program yaptı ve  klasik örgütler toplamı yaptı.

O nedenle politik programlar ve politik örgütlerin önü açıktır artık. Kimse onlarla olmuyor diyemez. Sadece onlarla olabildiği bir kez daha kanıtlandı.

Bazı entel arkadaşlar “Ne yani ben yaptığım çalışmayla bunu mu kanıtladım?” diye şaşırabilir ama maalesef öyle. Biliyorsunuz HDP bir parti. Sonundaki “P” parti demek. Bir de internetten bakabilirseniz, o partinin politik bir programı var. Okuyun demiyorum. Sadece bakın ve öyle bir şey olduğunu bilin.

 

*

AKP geriletildi. Tayyip Erdoğan başkan yaptırılmadı. Başkanlık sistemi engellendi.

Seçimlerde büyük bir başarı kazanılması bunu sağladı. Fark etmediği değil fark ettiği görüldü.

Şimdi burada dikkate edilmesi gereken, tekrar seçimler önemsizdir döngüsüne girip “erken seçim olsa da olur olmasa da olur” laflarını etmeye başlamamaktır.

Erken seçim, yeniden seçim ya da “bu seçimi olmamış varsayalım” yaklaşımı Erdoğan’ın yaklaşımıdır.

Bir koalisyon hükümeti kurulmalı ve hangi hükümet kurulursa kurulsun seçimdeki politik programımızın hedefleri o hükümete dayatılmalıdır. Mücadelemiz budur ve ancak bu mücadelede başarılı olunursa erken seçimlere gönül rahatlığıyla gidilebilir.

Koalisyon hükümetleri çok kötü tutumunun alternatifi çok iyi bilinmelidir ki tam doz AKP ve tam doz Tayyip Erdoğan demektir. O nedenle koalisyon hükümetleri her hâlükârda  iyidir. Önemli olan kurulacak koalisyon hükümetini kuşatmak ya da içinde etkin olmaktır.

HDP’ye hiçbir şeye dokunma, hiçbir şeye karışma denilemez.

Altı milyon insanın oyunun iradesinin karşılığı demokratik hedefleri hayata geçirmek üzere süreci zorlamaktır. Süreci hiç zorlamadan erken seçimlere gitmeye kalkışan HDP pozisyonunu kaybeder. Aldığı oyların yüklediği sorumlulukla mücadeleyi yükseltmelidir.

İlk iş, yolsuzluğa bulaşan dört bakanın yargılanması için harekete geçmek olacaktır.